Canlı Yayın
VHS’ye karşı savaşı kaybeden Betamax kasetler (ki benim çocukluğum betamaxla geçti), Toshiba öncülüğünde piyasaya çıkan ama Sony’nin BluRay’ine yenilen HD-DVD, bir ara etrafta görür gibi olduğumuz ama pek de hayatımıza girmeyen dev Laser Diskler, dijital fotoğraf makinalarının hemen öncesinde piyasaya çıkan panoramik fotoğraf makinaları, Microsoft’un neyse ki hayatımızda kısa bir yer kaplayan Windows Vista’sı, Blackberry’nin Playbook’u vs.. dev şirketlerin elinde patlayan bazı ürünler olarak hatırlanabilir. Hatta G.W.Bush’u üstünden atıp büyük sükse yapmasına rağmen Segway’i de unutmamak lazım.
Tabii ki şirketlerin piyasaya çıkardığı her ürünün başarılı olması beklenemez, ama önümüzdeki yıllarda bu listeye tekrar bakmak istersek listenin en başında Google’ın giyilebilir teknolojileri zirveye taşıması beklenen gözlük projesi Google Glass’ı görebiliriz.
2012 yılında tanıtımı yapılan, büyük beklentiler yaratılan, hatta I-Phone’un akıllı telefon dünyasında yarattığına benzer bir devrim yaratması beklenen Google Glass’ın satışı ne yazık ki dün (19 Ocak 2015) durduruldu. Aslında akıllı gözlük fikri tamamen sona ermiş değil ama Google “Glass Explorer Project” adını taşıyan projeyi iptal ederek, gözlük projesini Nest’in yaratıcısı, eski Apple yöneticisi Tony Fadell’e emanet etti. Google’dan yapılan açıklamalara da bakılırsa şirket gözlük projesinden tamamen vazgeçmiş değil, hatta önümüzdeki aylarda yepyeni bir Google Glass’la karşılaşabiliriz. Ama mevcut ürünün beklenen başarıyı yakalayamamış olması, projeye en baştan göz atmayı gerektirmiş.
Peki dünyanın en büyük ve en yaratıcı şirketlerinden biri tarafından piyasaya sürülen ve tüm dünyada satışa çıkmadan, fiziksel temas bile olmadan bu kadar ses getiren Google Glass projesi neden yürümedi. Şüphesiz ahkâm kesmek haddimize değil ama gözümüze çarpan bazı noktaları vurgulamakta fayda var.
Google Glass’la tanışmam Teknolo.com’nun kurucusu Levent Aşkan sayesinde oldu. Kendisi Türkiye’de akıllı gözlük sahibi birkaç kişiden biriydi. Çok kısa bir süre deneyimleme şansı bulduğum ürün konusunda detaylı fikir edinmem tabii ki mümkün değildi. Aslında en temel sorun da belki burada ortaya çıktı. Google geleceği şekillendirebilecek projesini ne yazık ki çok kısıtlı kullanıcıya satarak, adeta sır gibi saklayarak gözlüğün gelişimine ket vurdu. Amerika ve ardından İngiltere dışında meraklıları hariç kimse ürünü göremedi, dolayısıyla benimseyemedi. Piyasada ürün olmayınca yeterli uygulama geliştirilemedi, bana kalırsa Google Glass sahibi olanlar bile bir süre sonra gözlüğün varlığını sorgulamaya başladı. 1500$’lık fiyatı da oldukça yüksek bir rakamdı.
TEMEL SORUN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Gözlüğün insanın bakış açısından görüntü kaydedebiliyor olması özellikle özel hayatın gizliliği konusunda pek çok sıkıntı yaratmaya başladı. Amerika’da bazı gece kulüpleri, barlar, restoranlar gözlüğü yasakladı. Sinemaya girişlerde korsan kayıt şüphesi sebebiyle sorunlar yaşandı.
Yine Amerika’da gözünden gözlüğü almak için saldırıya uğrayan, soyulan kullanıcılar oldu. Google Glass kullanan birisi banka şifrenizi gizlice kaydedebilir şüphesi doğdu.
Google pek çok tasarımcıyla çalışıp farklı tasarımlar yaratsa da, Google Glass “değişik”, bu dünyanın dışından görünüşünden sıyrılamadı. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg katıldığı bir konuşmada Google’ın ismini vermese de akıllı gözlük projeleri için daha zamana ihtiyaç olduğunu ve gözlüğün bugünküler gibi garip değil, belki sadece normal gözlük gibi gözükmesi gerektiğini söylüyordu.
Şüphesiz Google Glass’ın çok başarılı kullanımları da oldu. Eğitim ve sağlık alanında geliştirilen bazı projelerde aktif olarak kullanılmaya devam ediliyor. Akıllı gözlük projesinin de hiçbir zaman tamamen biteceğini düşünmüyorum ama Google’ın toplumun daha sıcak karşılayacağı, görüntüsünden çekinmeyeceği ve normal hayatında gözlük takmasa bile kullanmak isteyeceği bir ürün yaratmaya ihtiyacı var. Sanırım Google son 2-3 yılda, yeni bir ürün geliştirmek için kullanıcılardan yeterli geri dönüşü de almış durumda.
VHS’ye karşı savaşı kaybeden Betamax kasetler (ki benim çocukluğum betamaxla geçti), Toshiba öncülüğünde piyasaya çıkan ama Sony’nin BluRay’ine yenilen HD-DVD, bir ara etrafta görür gibi olduğumuz ama pek de hayatımıza girmeyen dev Laser Diskler, dijital fotoğraf makinalarının hemen öncesinde piyasaya çıkan panoramik fotoğraf makinaları, Microsoft’un neyse ki hayatımızda kısa bir yer kaplayan Windows Vista’sı, Blackberry’nin Playbook’u vs.. dev şirketlerin elinde patlayan bazı ürünler olarak hatırlanabilir. Hatta G.W.Bush’u üstünden atıp büyük sükse yapmasına rağmen Segway’i de unutmamak lazım.
Tabii ki şirketlerin piyasaya çıkardığı her ürünün başarılı olması beklenemez, ama önümüzdeki yıllarda bu listeye tekrar bakmak istersek listenin en başında Google’ın giyilebilir teknolojileri zirveye taşıması beklenen gözlük projesi Google Glass’ı görebiliriz.
2012 yılında tanıtımı yapılan, büyük beklentiler yaratılan, hatta I-Phone’un akıllı telefon dünyasında yarattığına benzer bir devrim yaratması beklenen Google Glass’ın satışı ne yazık ki dün (19 Ocak 2015) durduruldu. Aslında akıllı gözlük fikri tamamen sona ermiş değil ama Google “Glass Explorer Project” adını taşıyan projeyi iptal ederek, gözlük projesini Nest’in yaratıcısı, eski Apple yöneticisi Tony Fadell’e emanet etti. Google’dan yapılan açıklamalara da bakılırsa şirket gözlük projesinden tamamen vazgeçmiş değil, hatta önümüzdeki aylarda yepyeni bir Google Glass’la karşılaşabiliriz. Ama mevcut ürünün beklenen başarıyı yakalayamamış olması, projeye en baştan göz atmayı gerektirmiş.
Peki dünyanın en büyük ve en yaratıcı şirketlerinden biri tarafından piyasaya sürülen ve tüm dünyada satışa çıkmadan, fiziksel temas bile olmadan bu kadar ses getiren Google Glass projesi neden yürümedi. Şüphesiz ahkâm kesmek haddimize değil ama gözümüze çarpan bazı noktaları vurgulamakta fayda var.
Google Glass’la tanışmam Teknolo.com’nun kurucusu Levent Aşkan sayesinde oldu. Kendisi Türkiye’de akıllı gözlük sahibi birkaç kişiden biriydi. Çok kısa bir süre deneyimleme şansı bulduğum ürün konusunda detaylı fikir edinmem tabii ki mümkün değildi. Aslında en temel sorun da belki burada ortaya çıktı. Google geleceği şekillendirebilecek projesini ne yazık ki çok kısıtlı kullanıcıya satarak, adeta sır gibi saklayarak gözlüğün gelişimine ket vurdu. Amerika ve ardından İngiltere dışında meraklıları hariç kimse ürünü göremedi, dolayısıyla benimseyemedi. Piyasada ürün olmayınca yeterli uygulama geliştirilemedi, bana kalırsa Google Glass sahibi olanlar bile bir süre sonra gözlüğün varlığını sorgulamaya başladı. 1500$’lık fiyatı da oldukça yüksek bir rakamdı.
TEMEL SORUN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Gözlüğün insanın bakış açısından görüntü kaydedebiliyor olması özellikle özel hayatın gizliliği konusunda pek çok sıkıntı yaratmaya başladı. Amerika’da bazı gece kulüpleri, barlar, restoranlar gözlüğü yasakladı. Sinemaya girişlerde korsan kayıt şüphesi sebebiyle sorunlar yaşandı.
Yine Amerika’da gözünden gözlüğü almak için saldırıya uğrayan, soyulan kullanıcılar oldu. Google Glass kullanan birisi banka şifrenizi gizlice kaydedebilir şüphesi doğdu.
Google pek çok tasarımcıyla çalışıp farklı tasarımlar yaratsa da, Google Glass “değişik”, bu dünyanın dışından görünüşünden sıyrılamadı. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg katıldığı bir konuşmada Google’ın ismini vermese de akıllı gözlük projeleri için daha zamana ihtiyaç olduğunu ve gözlüğün bugünküler gibi garip değil, belki sadece normal gözlük gibi gözükmesi gerektiğini söylüyordu.
Şüphesiz Google Glass’ın çok başarılı kullanımları da oldu. Eğitim ve sağlık alanında geliştirilen bazı projelerde aktif olarak kullanılmaya devam ediliyor. Akıllı gözlük projesinin de hiçbir zaman tamamen biteceğini düşünmüyorum ama Google’ın toplumun daha sıcak karşılayacağı, görüntüsünden çekinmeyeceği ve normal hayatında gözlük takmasa bile kullanmak isteyeceği bir ürün yaratmaya ihtiyacı var. Sanırım Google son 2-3 yılda, yeni bir ürün geliştirmek için kullanıcılardan yeterli geri dönüşü de almış durumda.
SON DAKİKA
