hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Mete Sohtaoğlu Mete Sohtaoğlu

    Boynuzlu ya da boynuzsuz bir hikaye

    11.04.2014 Cuma | 17:07Son Güncelleme:

    Vikinglerin hikayeleri yüzlerce yıldır cazibesini koruyor. British Museum’un yeni galerisi Sainsbury Exhibition Gallery, Mart ayında açıldı. Bu açılış, “Vikingler: Yaşam ve Efsane” adlı büyük bir sergiyle kutlanmıştı. 8. yüzyılın sonlarından ve 11. yüzyılın başından bugüne ulaşan eserlerin görücüye çıktığı serginin kahramanlarına göz atacağız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kaçınnn!!! Barbarlar geliyor!!!!!
    Tarih 8 Haziran 793. Yer : Lindisfarne Adası

    Bu ada Britanya’ya Hristiyanlığı getiren İrlandalı kesişlerin yerleşiği yaşadığı bir ada. Buradaki manastırın kurulduğu 7. yüzyıldan, Viking akınlarının başladığı 8. yüzyıl sonuna kadar, Kuzey İngiltere'nin Hristiyanlaşmasında önemli rol oynamıştı.

    Lindisfarne Adası’nda yaşayan rahipler her sabah olduğu gibi erken kalkmışlar, ibadetlerinin sonrasında tarladaki işlerine koyulmuşlardı. Vikinglerin yelkenlileri kıyıya yanaştığında günlerden 8 Haziran 793'tü. Lindisfarne'deki rahipler o sırada farkında değildi ama Vikinglerin İngiltere kıyılarına yönelik 300 yıllık kanlı akınları işte o gün başlamıştı.

    “Vikinglerden çok çektik”
    M.S.8. ve9. Yüzyıllarda Frank İmparatoru Büyük Karl (Charlemagne ya da Carl of Great) döneminin Britanyalı keşiş ve din bilgini York’lu Alcuin o dönemi "Britanya daha önce hiç bir zaman şu anda putperest bir ırkın elinden çektiklerimizin benzeri bir terörle karşılaşmadı"  diye kayda geçmişti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Boynuzlu ya da boynuzsuz bir hikaye

    O günlerin üzerinden 12 yüzyıldan fazla zaman geçti ve Vikingler bizim için hala sarışın, izbandut yapılı, insan azmanı, boynuzlu miğferler giymiş, saldırgan, barbar savaşçıların korumasız köylere girip yağmalayıp yıktıkları, öldürüp tecavüz ettikleri sahneler canlanıyor gözümüzün önünde. En azından baş döndürücü teknolojiye rağmen yaygın algı böyle. Ama uzun zamandır egemen olan küresel algıların gerçekleri yansıtmadığını artık biliyoruz. Örneğin miğferleri, hani o İskandinav futbol taraftarlarının giydiklerine benzeyen boynuzlu miğferler. Vikingler, hiçbir zaman böyle miğferler giymedi. Bu miğfer modeli ilk olarak 19. yüzyılda Richard Wagner'in Norveç sagalarını (Mitolojik efsaneler) konu alan ünlü operası “Die Valküre”nin 1876 tarihli Beyrut Festivali gösterimi için tasarlanmıştı. Richard Wagner'in librettosunu yazdığı ve bestelediği “Nibelung Yüzüğü” epik dörtlüsünün ikinci bölümü olan “Die Valküre” ölümlü kişiler olan Siegmund ve Sieglinde'nin ve tanrısal Valküre Brunnhilde'nin tanrıların kralı ve babaları olan Votan'a itaatsizlik etmesinin hikâyelerini anlatıyordu.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çift boynuzlu miğfer
    İngiltere'deki York kentinde kurulan Jorvik Viking Merkezi uzmanlarından Emma Boast "Aslında boynuzlu miğfer tarihsel bir şey ama Vikinglere ait bir şey değil" diyor. British Museum'da Demir Çağı'ndan kalma boynuzlu bir miğfer sergileniyor örneğin. Thames nehrinde bulunmuş. Milattan önce 150 ile 50 yılları arasından kalma olduğu saptanmış.Vikingler boynuzları içki içmek ve boynuzu öttürerek haberleşmekte kullanıyordu:. O nedenle Vikingler broşları ve iğnelerinde de boynuz motif olarak kullanıyor ama miğferlerinde kullanmıyorlardı. Zira savaş miğferinin makbulü olabildiğince hafif olması.

    Vikingler etobur muydu?
    York Üniversitesi Eski Norveç dili öğretim üyesi Matthew Townend "Vikingler sevimli bir halk mıydı yoksa vahşi zorbalar mıydı tartışması uzun süredir devam ediyor" diye hatırlatıyor. Ve ekliyor "Kısık gözlü, sert yüzlü, yağmacı ve tecavüzcü Vikingler imajıyla büyüyen biri korkarım ki bu sergiyi gezdiğinde, bu barbarların aslında vejetaryen olduklarını, o zamanın en önde gelen üniversitelerinden bazılarını onların kurduğunu ve asla boynuzlu miğfer giymediklerini öğrenecek."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Boynuzlu ya da boynuzsuz bir hikaye

    Vikingler: Yaktın bizi Hollywood
    Peki bizler Vikingleri neden böyle biliyoruz? Zan altında olan bir sinema filmi.  Klasik Viking imajı başrollerinde Kirk Douglas, Janet Leigh ve Tony Curtis'in oynadığı kanlı bir yağma, kundaklama ve tecavüz sahnesiyle başlayan 1958 yapımı Hollywood filmi ile oluşmuştur diyebiliriz. 1960'lar ve 70'li yıllarda Vikinglerin, bütün işi gücü öldürmek, yağmalamak ve tecavüz etmek olan barbarlar şeklinde resmedilişi sorgulanmaya başlanır. Tarihçiler İngiltere'ye yönelik Viking akınlarının çoğunun, bu akınların "mağduru" durumundaki rahipler tarafından yazıldığına, dolayısıyla tarafsız olamayacağına işaret ederler. Sonra, İskandinav sagaları yani olayları aslında oldukları tarihten yüzlerce yıl sonra yazıya dökülmüş hali olan destanların yerini yavaş yavaş çok daha güvenilir veriler sunan arkeoloji bilimi almaya başladı. Bu konuda en kritik dönüm noktasının 1970'lerin sonlarına doğru yaşandığını söyleyebiliriz. İngiltere'nin kuzeyindeki York kentinde bir alışveriş merkezi için temel kazılırken toprağın altından bozulmamış durumda çok sayıda Viking evi, giysileri, takıları ve miğferleri çıkar. İşte York'daki Jorvik Viking Merkezi bu kazıdan sonra kurulur. Bulgular Vikinglerin evi barkı olan, başarılı tüccarlar ve yer yer iyi şairler olduklarını, deri ayakkabılar giydiklerini ve saçlarını taradıklarını ortaya çıkarır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Barbar Vikingler
    Cambridge Üniversitesi'nin Anglo Sakson tarihi bölümünden Profesör Simon Keynes, çalıp çırpma, yıkma yakma hikayelerinin çoğunun doğru olduğunu söylüyor. Vikinglerin özellikle kiliseleri yağmaladıkları hatta yağmaladıkları yerleri farklı zamanlarda tekrar tekrar yağmalamalarını, bastıkları yerlerdeki insanların hayvanları paraları ve yiyeceklerini aldıkları biliniyor. Keynes, kadınları da birlikte götürüyor olabileceklerini söylüyor. O dönemde herkesin vahşice davrandığı tezlerine karşı Profesör Simon Keynes "Arkalarında yanıp yıkılmış yerler bırakıyorlardı. Bu kendilerine hiçbir şey yapmamış insanlara yönelen bir saldırganlıktı. Diğer silahlı güçlerden farklı olarak denizden ve nehirlerden gelebildikleri için köyleri hazırlıksız basıp, yerle bir ediyorlardı" diyor.

    Boynuzlu ya da boynuzsuz bir hikaye

    Bana Kemiksiz İvar derler
    Vikingler’in önemli kahramanlarından biri Kemiksiz İvar’dır. Ragnor Lodbrok’un oğullarından ortancasıdır. (Ağabeyi Holfdan, kardeşi Hubba) En acımasız Vikinglerden biri Kemiksiz İvar, kardeşleriyle Britanya Adası’nın yarısını işgal etmişlerdir. Sagalarda hikaye edilenler doğruysa East Anglia Kralı Edmund'u bir ağaca bağlatıp kafatası dağılana kadar ok attırmıştır. Yıllar sonra İvar, rakibi Viking lider Kral Ella'yı ise York'da sırtından doğru kaburgalarını kırdırıp yanlara açtırıp ciğerlerini dışarı çıkarmak suretiyle öldürtmüştü. Fakat tabi “saga”ların yalancısıyız. Buna karşılık, dönemin Anglo Saksonlarının da 20. yüzyılın Cenevre konvansiyonuna uygun davranan melekler olmadığına dikkat çekenler de var. Örneğin 2010 yılında yapılan kazılarda Weymouth'da bulunan 50 cesedin Anglo Saksonlar tarafından öldürülen Viking esirler olduğu düşünülüyor. Yaklaşık 300 yıllık Viking tarihi içinde çok sayıda Viking savaşçısı Britanya topraklarına yerleşip Hristiyan olduğunu da belirteyim. Evlilik yoluyla İngiltere kralı olan ve topraklarını 25 yıl yöneten Viking soylu bir Kral Knut’u da selamlayalım.

    Saldırganlığıyla, şiddetiyle, akınlarıyla, baskınlarıyla boynuzlu ya da boynuzsuz bir 300 yılı anlatmaya çalıştı.