hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Mete Sohtaoğlu Mete Sohtaoğlu

    Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün

    23.01.2014 Perşembe | 15:30Son Güncelleme:

    Camorra Mafyası’nın Amato-Pagano ailesine bağlı Mafya Babası Daniele D’Agnese, İtalyan güvenlik güçleri tarafından yakalandıktan sonra cezaevine götürülmeden önce mafya üyeleri ile teker teker dudaktan bastırarak öpüşerek "İçeride ötmeyeceğim. Kaygılanmayın" mesajı vermişti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İtalya'nın birleşmesi süreci sadece Kaotik ortam oluşması nedeniyle değil, aynı zamanda politik altyapı oluşturmasıyla da mafyanın gelişmesine etkili oldu. Birleşik İtalya'ya katılmakta direnen Papa tüm Katolikleri yeni yönetimle işbirliğini reddetmeleri konusunda yüreklendiriyordu. Papalık ile İtalyan hükümeti arasındaki bu çatışma, Sicilya'daki kanun dışı örgütlerin köy ve kasaba halkını, dini karşıtı olarak sunulan devlet güçlerine karşı kullanması ve örgütlenmesi için uygun ortam yarattı. 20.yy. başında Güney İtalya'da mafya örgütlü ve güçlü bir yapı kurmayı başardı. 

    1900'lerin başında başta Sicilya olmak üzere İtalya'nın birçok yerinde büyük nüfuslu ve varsıl aileler feodal düzen içinde yaşadıkları toprakların ekonomisinden, adaletine, işleyişine kadar her şeyi ellerinde kontrol altında tutuyordu.

    İtalya’da Mussolini döneminin başlamasıyla bu aileler merkez otoritenin hedefi haline geliyor. Bazı dönemlerde askerleri de bu ailelerin üzerine sürmeye çekinmeyen Mussonlini Güney İtalya’da pek de başarılı olamadı. Aksine bölge halkını birbirine kırdırma siyaseti bu bölgede ters tepmesi sonucı halk devleti zalim olarak nitelendirip büyük bir öfke ve nefretle otorite ile oılan tüm bağlarını koparmaya çalışıyordu. Bu tutum günlük yaşatınlarına da yansıdı ve günlük hayatlarında yaşadıkları sorunlara kendi aralarında ya da bölgenin varlıklı,sözü geçen büyüklerinin liderliğinde çözüm bulmaya başladılar. Zaman zaman sorunları çözen bu akil insanlar yaptığı işin karşılığında para ile ödüllendirilince yepyeni bir sektör de kaçınılmaz olarak doğdu. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün

    Faşist İtalya'da mafya 

    Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtalya'da başa geçen Mussolini önderliğindeki faşistler, mafyaya karşı büyük bir savaş açtı. Bu dönemde olağanüstü yetkilerle görevlendirilen Palermo Valisi Cesari Mori 1926-1931 yılları arasında binden fazla “aile” üyesini tutukladı. Bu dönemde yüzlerce “üye” ABD'ye göç etti. Bunlar arasında Amerika'daki İtalyan Mafyası'nın babalarından 'Don Vito' Genevese de vardı. Mafya İtalya içinde etkisizleştirilip,itibarsızlaştırılmaya çalıştıkça, faşist yönetim tarafından el üstünde tutulmaya başlandı. Mussolini Amerika'daki Sicilyalı kardeşlerine ve özellikle Napollili 'Don Vito' Genevese'ye hayranlığını belirterek mafyanın artık İtalya için bir tehdit olmadığı düşüncesiyle hareket etmişti. Otoritenin her türlü demir yumruğuna rağmen mafya İtalya'da kan kaybetmesine rağmen beli kırılamadı. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gördükleri baskıya ve aldıkları ağır cezalara rağmen mafya mensupları İkinci Dünya Savaşından sonra serbest bir yaşam alanı buldular. Yeniden dirilen mafya, Sicilya’da ve İtalya’nın batı kesimlerindeki köy ve kasabalarda utunamayarak Palermo’ya yöneldi. Burayı kendine karargah olarak seçen mafya sayesinde Palermo sokaklarında uzun yıllar kan, gözyaşı ve silah sesleri eksik olmadı. 

    Amerika'daki İtalyan mafyası

    İtalyan mafyasını popülerleştiren ise “ailelerin” ABD’deki faaliyetleri oldu. Pek çok romana ve filme esin kaynağı İtalyan Mafyası'nın Amerika'daki kolunun geçmişi 19. yy sonlarına uzanıyor.

    Bilinen ilk Amerika'ya göç etmiş Sicilya mafyası üyesi Giuseppe Esposito'ydu. Esposito ve beraberindeki altı Sicilyalı, kendi ülkelerinde işledikleri bir cinayet sonrasında New York'a kaçtı, buradaki eylemleri nedeniyle de 1881'de tutuklandı ve İtalya'ya geri gönderildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ABD'nin doğu yakasında, özellikle de New York'taki İtalyan göçmenlerin varlığı mafya için uygun alan sağlıyordu. 

    ABD'de İtalyan mafyasının doğduğu yer: New York Five Points 

    New York, 20. yy başında ABD'deki İtalyan mafyasının üssü olmaya devam etti. Özellikle 1920'li yıllara kadar, şehirde 'Beş Nokta' olarak bilinen Broadway'ye yakın varoşlar gangsterlere yataklık etti. Bu dönemdeki mafya 'Beş Nokta Çetesi' (Five Points Gangs) olarak anılıyor. Martin Scorsese'nin 2002 yapımı 'Gangs of New York' filmi bu dönemi anlatır. 

    Omerta: "Ötmeyeceğim" 

    Camorra Mafyası’nın Amato-Pagano ailesine bağlı Mafya Babası Daniele D’Agnese, İtalyan güvenlik güçleri tarafından yakalandıktan sonra cezaevine götürülmeden önce mafya üyeleri ile teker teker dudaktan bastırarak öpüşerek "İçeride ötmeyeceğim. Kaygılanmayın" mesajı vermişti. Dünya basınında olduğu kadar Türkiye’de de şaşkınlıkla karşılanan bu davranış biçimi bizim gelenek ve göreneklerimize ters gelsede “aile”ler için hayati öneme sahip. 

    Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Omerta Güney İtalya’da Apulia or Puglia, Campania, Calabria ve Sicilya’da üslenen Cosa Nostra ağacının dalları olan "Ndrangheta, Sacra Corona Unita ve Camorra “aile”lerinin Cosa Nostra (MAFIA) üyeleri arasında görülen “sessiz kalma yemini” simgeleyen bir davranış biçimi. 

    Öp yoksa ölürsün 

    İtalyan “aile” üyelerinin başta Amerika’ya göç etmesiyle beraber bu geleneği bulundukları yere taşıyan üyeler alacakları ceza ne olursa olsun “sessiz kalma”, “ötmeme” yemini eder.

    Başta cinayet olmak üzere işledikleri suçların sonunda polisin eline düşen “aile bireyi” bir şekilde ya cezaevine götürülürken ya da mahkeme çıkışı en yakınındaki “kardeşi”nin dudağına dudaklarını bastırarak öper, “sessiz kalma yemini“ eder ve susma yasasına uyar. Öldüreni asla açıklamaz. Bu onun mertliğini koruduğunu ve polise hiçbir şekilde bilgi vermeyeceğinin sözüdür. Aksi davranışta bulunulması halinde cezası belli ve kesindir, kaçışı yoktur: Namlusu kesilmiş pompalı tüfekle ölüm… 

    Omerta kelimesi kökenini İspanyolca “hombredad”, “erkeklik” kelimesinden alır. Sicilyalılar yıllar içerisinde bu kelimeyi “omu” olarak kullanacaktı. Başka bir teoriye göre Latince “Humilitas” kelimesinden türeyen kelime umirtà olarak değişmiş, Güney İtalya diyalektinde en son olarak "omertà" olarak kullanılmıştır.  

    İngilizce’de genelde aksansız olarak, omerta olarak çevrilmesi, sıklıkla yanlış telaffuza yol açar. Sicilyalılar kelimenin sonundaki “A”ya vurgu yaparak teleffuz ederler. 

    Dudaklarımdan öp yoksa ölürsün

    “Yaşarsam seni öldürürüm, ölürsem seni affederim”

    Kurallar

    1) Hiç bir kardeşini, ölümle tehdit edilsen, işkenceye uğrasan da ispiyonlama, sırrı açıklama

    2) Patron ne derse onu uygula

    3) Aynı aileden olan kardeşlerine yardımını ve ilgini esirgeme

    4) Aileye saldırı olursa misliyle karşılık ver ve intikamı mutlaka al

    5) Aile dışında hiçbir güç odağıyla ilişki kurma

    Bu altın kurallarla “aile“ hayatına başlayan üyeler için en utanç verici olan şey ispiyoncu olmaktır. (cascittuni) Her birey kendi çıkarlarının önünde ailenin şerefini korumakla yükümlüdür. “Erkekliğe” leke sürülmemeli, başkasının kadınlarına yan gözle bakılmamalıdır. Ailenin mutlak otoritesine sadık kalınmalı, aile içi sırlar kimseyle paylaşılmamalıdır. Bir Sicilya atasözü olan “Cu è surdu, orbu e taci, campa cent'anni 'mpaci” (O ki sağırsa, körse ve sessizse 100 yıl boyunca barış içinde yaşayacaktır) her zaman hatırlanmalı ve unutan üyelere bu söz hatırlatılmalıdır. Eğer çok sayıda bu sözü unutan varsa cesedinin üzerine bu not konularak hatırlatma yapılmalıdır.

    “Baba” Joe Valachi’nin 1971’de ölmeden önce yargılandığı mahkemede “pentito” (pişmanlık duyan, tövbekar) olduğu açıklayarak “Omerta yasası”nı çiğnemiştir. Her türlü öldürme girişimine rağmen kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. 

    Popüler kültürde omerta: Mario Puzo Cosa Nostra ve Omerta’nın prensiplerine dayalı bir roman yazdı. Bu unsur anlamında en iyi bilinen eserleri arasında The Godfather üçlemesi, Sicilyalı ve Omerta var. Son kitap serisi olan Omerta, ölümünden önce tamamlanmıştı ama ölümünden sonra, 2000’de el yazısı kullanılarak basıldı.