hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Nevşin Mengü Nevşin Mengü

    Nerede kalmıştık? "Çalıyor ama çalışıyor"

    24.12.2013 Salı | 13:19Son Güncelleme:

    Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile yatıyoruz kalkıyoruz 17 Aralık'tan beri. Milyarlar, kutular, para sayma makineleri, dizaynı hoşa giden kravatlar, birbirini dinleyen emniyet şubeleri, oncu savcılar, buncu polisler arasında başımız döndükçe döndü, dönmeye devam ediyor, daha da edecek gibi devam ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ne demiştik aslında yolsuzluk değil mi? Meselenin başı oydu en azından. Yolsuzluk denince, memleketçe daha bağışıklı olduğumuz konu yok. Asırlardır rüşvetin, cebe indirilenin aşınızı yemiş topraklarız biz.

    "Adamlar çalıyor ama çalışıyor".  Milletçe en sevdiğimiz yorumumuz, hatta bir nevi atasözümüz, ne atasözü şiarımız. Politikacı, yönetici zaten çalar ön kabulü mevcut sinemizde; kötünün iyisi olsun bari, hırsızın çalışanı olsun. Türkiye'ye özgü politik spektrum işte böyle. Az çalandan çok çalana, çalarken az çalışıp, çalarken çok çalışana; sarkaç gibi siyaset, sanki bir o yana bir bu yana.

    Her neyse, madem milletimiz böyle bir spektrum takdir etmiş, boynumuz kıldan ince o vakit. Ne diyorlar, yine de sandık illa da sandık.

    Çalma kısmını geçtik, geldik çalışma kısmına. Tarihi eserin üzerine, alışveriş merkezi yapmak çalışmak mıdır ki acaba? Olsun olsun yüksek, koca bina olsun da icabında eser üzerine olsun mu mantık?

    Peki ya, 63 metre yüksekliğe izin verilen alana 70 metre yüksekliğinde bina yapımına "boş ver Ali sen bildiğini yap koçum" diyerek yol vermek mi çalışmak? Yüksek yüksek göz doldurur tabi, sen de haklısın. Zaten bu imar izinleri falan; yargıya ne ki, bakan mı savcı, belediye başkanı mı, mimar mı? Allah Allah!

    Tanıdık diye İranlı civan bir oğlanın vatandaşlık işlemini "hızlandırıvermek" mi, çalışmak?

    Partinin beyninden bir ekip kurup, gazeteler için bizzat haber yazmak, manşet atmak mı, çalışmak? Evet bu çalışmak, ama başkasının işini yapmak, hatta pardon başkasının işine burnunu sokmak.

    Nereden sıraladım bütün bunları, polisin teknik takibinde alınan ses kayıtlarının dökümü olduğu iddia edilerek gazetelerde yazılanlardan. İddia aşamasında yani henüz bu haberler, bu dökümler. Hepsi bire bir doğru da olabilir, hepsi tamamen yanlış da.

    Bir dakika yahu, ne konuşuyorduk biz, yolsuzluk değil mi? Tıpkı dershane kavgasında eğitim sistemini tartıştığımız gibi.

    Neyse o Amerikan elçi var ya Amerikan elçi, her şey onun başının altından çıkıyor bak. Bir yandan da vurmayalım abalıya, işi zor, merkeze yazdığı kriptolarda "çalıyor ama çalışıyor"u anlatmaya çalışacak.