hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İsveç Büyükelçisi Korutürk geri dönüyor

    İsveç Büyükelçisi Korutürk geri dönüyor
    expand

    Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsveç Parlamentosunda, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tanınmasını öngören karar tasarısının kabul edilmesinin ardından istişareler için Ankara'ya çağrılan İsveç Büyükelçisi Zergün Korutürk'ün en geç gelecek hafta başında görevine döneceğini söyledi.

    Davutoğlu, CNN Türk'te "Ankara Kulisi" programında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk'ün hafta sonunda ya da en geç hafta başında görevine döneceğini kaydetti.

    Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "ABD ile İsveç örneğinin aynı olmadığını, İsveç hükümetinin, tasarının kabul edilmesine karşı tavrını net olarak gösterdiğini ve daha sonra da yaptığı açıklamada bu pozisyonu net olarak deklare ettiğini" kaydetti.

    Davutoğlu, "Bu anlamda İsveç'ten gelen açıklamalar tatmin edici" dedi.

    Türkiye-ABD ilişkileri

    Davutoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin doğasında bir problem olmadığını, son bir yılda da iki ülke arasında çok yoğun temasların gerçekleştirildiğini kaydederek, "İlişkilerimiz ne kadar derinse, o işbirliğine uymayan bir davranış o denli tepki yaratıyor" diye konuştu.

    Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi yolunda beklenilmeyen ölçüde ilerleme kaydedildiğini ve bu konuda Türkiye'nin büyük katkısı olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye'yi en iyi anlaması gereken bir ülke tarafından anlaşılmıyorsak bunu sorgularız. İlkesel olarak tarihin bu şekilde değerlendirilmesine karşıyız, kim olursa olsun, ilişkilerimizin yoğunluğu ne olursa olsun ilkesel olarak buna karşıyız" dedi.

    Davutoğlu, "Geçmişte (ABD'deki tasarı oylamalarına) daha az tepki verilmiş olabilir, ama ne zaman böyle bir gelişme olduysa Büyükelçi istişareler için çağrıldı. Bu konudaki sınırlarımızın özellikle dostlarımız tarafından iyi anlaşılması lazım" dedi.

    Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın görevine dönmesi konusunda değerlendirmelerin sürdüğünü kaydetti.

    Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi sürecini "doğru tahlil etmek gerektiğini" söyledi.

    "23 Mart 2010'da çektiğiniz resim, 23 Nisan 2010'da geçerli olmayabilir. Hiçbir sosyal olayı dondurarak bakmayı doğru görmüyorum. Bu işleyen bir süreçtir. Üç sene önce Ermenistan ilişkilerinin bu noktaya geleceğini düşünür müydünüz?" diye konuştu.

    Protokoller konusunda psikolojik bir işleyiş de olduğunu belirten Davutoğlu, "Formel işleyiş dışında, siyaset psikolojisinin, toplumsal psikolojinin zamanlaması var, o zamanlamayı en doğru şekilde yapmak zorundayız" dedi.

    "Bu sıkıntıların çıkacağını en başından beri biliyorduk. 17 yıldır süren bir statükoda, bu statükonun ortaya çıkardığı sektörler de oluyor. Bunun değişmesiyle, yeni duruma intikal edilmesi vakit alıyor" diyen Davutoğlu, "Bu statükonun sürmesi, kimsenin (diğer ülkelerin) hatta birçok insan farklı düşünse de, Rusya'nın da lehine değildir" şeklinde konuştu.

    Kaçak Ermeniler çıkışı

    Davutoğlu, ABD'ye gösterilen tepki bağlamında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nisan ayında ABD'de düzenlenecek nükleer güvenlik zirvesine katılıp katılmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı: "Bu konuyu değerlendireceğiz. Amerika'daki toplantı çok taraflı bir toplantı. ABD-Türkiye ilişkileri ile ilgili değil. Katılması ya da katılmaması bu toplantı kapsamında bir tepki olarak değerlendirilmez. Mutlaka Türkiye'den bir katılım olacak, ama hangi düzeyde katılacağı konusunu değerlendiriyoruz."

    Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'de çalışan Ermeni vatandaşlarıyla ilgili sözlerini de değerlendiren Davutoğlu, "Bu demeci doğru okumak, anlamak lazım. Başbakan'ın orada işaret etmek istediği husus şuydu; metnin bütününe bakanlar tarafından bu doğru anlaşılmıştır, bizim için bu konunun insani bir boyutu olduğunu ve Türkiye'nin olaya sürekli insani bir perspektiften baktığını göstermek için yapılmış bir açıklamaydı" dedi.

    Bakan Davutoğlu, Obama'nın Türkiye ziyareti sırasında TBMM'de yaptığı konuşmanın ardından, Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi, demokratik açılım ve Ruhban Okulu ile ilgili süreçlerin işlemeye başladığı iddiasının, "Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetlerine yönelik büyük bir haksız suçlama, haksızlık olduğunu" vurguladı.

    "Vakaların seyri açısından da bunun doğru bir yorum olmadığını" kaydeden Davutoğlu, Ermenistan sürecinin, Obama'nın başkanlık görevine gelmesinden önce başladığını hatırlatarak, "sürecin görünen ve görünmeyen seyrinin de hiçbir şekilde Obama yönetimiyle alakası olmadığının" altını çizdi.

    Davutoğlu, "Türkiye uluslararası alanda bir öznedir, nesne değildir. Özne olması hasebiyle ilişkileri kendisi yürütmektedir. Hiç kimseden bırakın talimatvari bir yaklaşımı, tavsiye bile almaz, ancak eşitler arası istişareler yapılır" diye konuştu. Normalleşme sürecinin, 2003'te deklare edilen "komşu ülkelerle sıfır problem" programının parçası olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Türkiye bugün ya da yarın tüm komşularıyla hem barışık hem de derin ilişkiler içinde olacak" dedi.

    Irak'taki gelişmeler


    Davutoğlu, Türkiye'nin Irak'la hem siyasal hem toplumsal ilişkiler bağlamında en yoğun ilişkilere sahip ülkeler arasında olduğunu belirterek, Irak'taki bütün etnik unsurlarla, tüm siyasi taraflarla yakın ilişkiler sürdürdüğünü kaydetti.

    "Irak politikası demek, Kuzey Irak politikası demek, Kuzey Irak politikası demek terör örgütüyle mücadele demek" diye konuşan Davutoğlu, teröre karşı mücadelenin süreceğini, ancak Irak'ı bir bütün olarak gördüklerini belirtti.

    "Basra'nın geleceği de bizi ilgilendiriyor" diyen Davutoğlu, son yıllarda artan bir tempoyla Irak'taki tüm kesimlerle ilişki kurulduğunu vurguladı. Irak'taki seçimlerin öneminin altını çizen Davutoğlu, tüm tarafların seçime katılmaları için büyük çaba harcandığını ve bu zorlu süreçte başarılı olunduğunu belirtti.

    Davutoğlu, terörle mücadele sürecinde demokratik açılımın zamanlama olarak doğru bir adım olduğunu ifade ederek, "Özgürlük alanı genişledikçe güvenliğimiz teminat altına alınıyorsa bu kalıcı bir güvenliktir" dedi.

    İmtiyazlı ortaklık


    Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık önerdiği" haberlerini değerlendiren Davutoğlu, bunun resmi bir söylem olmadığını ve daha önce kendilerine doğrudan dile getirilmediğini belirterek, hükümet politikası anlamında Almanya'nın Türkiye'nin tam üyeliğine destek verdiğini söyledi.

    Almanya'nın, Fransa'dan farklı olarak Türkiye'nin tam üyelik prensibini kabul ettiğini kaydeden Davutoğlu, sürecin sağlıklı işlemesini engelleyen başlıklardan birinin Kıbrıs olduğunu hatırlattı. Davutoğlu, "Maalesef, Kıbrıs konusunda Avrupa Birliği objektif bir tutum takınmamıştır" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow