hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Belçika DHKP-C kararına şaşırdı

    Belçika DHKP-C kararına şaşırdı
    expand

    Belçika adaletinin, terör örgütü DHKP-C üyelerini 'aklama' girişimi, siyasi kanatta sıkıntı yaratırken, İçişleri Bakanı Patrick Dewael, yargıya saygı gösterdiğini açıklamakla yetindi.

    Parlamento'da, yakın geçmişte yaptığı açıklamalarda, "DHKP-C gibi örgütlerin" yasadışı kimliklerinin görülmesi, terörle mücadelenin yoğunlaştırılması gereği üzerinde duran Dewael, dünkü mahkeme kararının ardından susmayı tercih etti.
     
    Belçika'da terörle mücadele odaklı polis ve istihbarat birimleriyse karardan sonra "hayal kırıklıkları"nı yansıtıyor ve bu kararın terörist örgütlerin Belçika'yı "arka bahçe" olarak kullanmayı sürdüreceklerine işaret ettiğini belirtiyor.
     
    Karar Belçika basınında
     
    Le Soir gazetesindeki bir yazıda, bu kararın, "DHKP-C'nin Türkiye'deki terör eylemlerini yasallaştırmadığını, dünyadaki teröristleri Belçika'ya yerleşmeye, silah ve bomba stoklamaya, bu ülkeyi sığınma merkezi olarak kullanmaya davet etmek anlamına gelmediğini" ileri sürdü.
     
    Muhafazakar La Libre Belgique gazetesi de mahkeme kararını bir "sürpriz" olarak nitelendirirken, bu kararın, Belçika devletinin terörizmle mücadele politikasına aykırı olduğu üzerinde durdu.
     
    Gazete, terör örgütü DHKP-C'nin yüzlerce şiddet eylemi gerçekleştirdiğini de hatırlattı. 
     
    Adli komedi...
     
    Anvers Temyiz Mahkemesi, dünkü kararında, terör örgütü DHKP-C üyesi sanıkları serbest bırakırken, bu kişilerin ve bağlı bulundukları örgütün Belçika dışındaki eylemlerini dikkate almayı da reddetti.
     
    AB'nin terör örgütleri listesinde, Belçika'nın da onayıyla yer alan DHKP-C'yi "terör örgütü" veya "suç örgütü" olarak nitelendirmeyi de reddeden mahkeme, bu örgütün başı olan firari Dursun Karataş hakkında da "suçsuzluk" ve "beraat" kararı verdi.
     
    Firarda bulunan terörist Fehriye Erdal, 2 yıl tecilli hapis ve bin 230 euro para, Musa Asoğlu 3 yıl tecilli hapis ve bin 230 euro, Kaya Saz da 21 ay tecilli hapis ve bin 230 euro para cezasına çarptırıldı.
     
    Bu cezalara gerekçe olarak sadece "silah yasasına aykırı davranışlar" ve "sahte kimlik bulundurmak" unsurları gösterildi.
     
    Belçika adaleti, daha önceki kararında, 28 Şubat 2006'da, söz konusu örgütün "terörist" niteliğini tanırken, Fehriye Erdal'a 4, örgütün başı Dursun Karataş'a 5, sözcüsü Musa Asoğlu'na 6, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar'a 4'er yıl hapis cezası vermişti.
     
    Gent Temyiz Mahkemesi de, 7 Kasım 2006'da bu cezaları onamıştı. Bu kararlar, "hakim atamasında usulsüzlük" gerekçesiyle iptal edilmiş, yargılamanın tekrarlanmasına gidilmişti.
     
    Anvers Mahkemesi'nin son kararında, Belçika adaletinin bu ülke dışındaki şiddet eylemlerini görmezden gelmesi, AB'nin terör örgütü olarak tanıdığı DHKP-C'nin bir suç örgütü olarak görülmesi için dahi yeterli kanıt olmadığını ileri sürmesi, Türk devletinin bu örgütten zarar gördüğünü kabul etmemesi, diğer AB ülkelerinde alınan adli kararları da görmezden gelmesi şaşkınlığın yanı sıra alaylı yorumlara neden oluyor.
     
    Belçika polisinin 1999'da "tesadüfen" ülkedeki varlığını belirlediği ve bazılarını yakaladığı terör örgütü üyeleri arasındaki Fehriye Erdal'ın firar olayı da, "traji komik" niteliğini koruyor.
     
    Erdal, 2006 başında, kendisine ilişkin hapis ve tutuklama kararının açıklanmasından iki gün önce, "gözaltında" bulundurulduğu var sayılan evden çıkarak, Musa Asoğlu tarafından kullanılan bir taşıt içinde, çok sayıda polis ekibinin "izlemesine" rağmen firar etmişti.
     
    Fehriye Erdal'ın durumu
     
    Belçika adaletinin son kararına göre, terörist Fehriye Erdal'ın tekrar ortaya çıkması halinde tutuklanması için adli gerekçe bulunmuyor ancak Türkiye'nin kırmızı bültenle aramayı sürdürmesi, teröristin "serbest dolaşımı"nı kısmen engelliyor.
     
    Öte yandan Bruges Mahkemesi'nin 2007 başında verdiği, Yargıtay'ın da eylül ayında onayladığı bir karara göre Erdal, "Türkiye'de işlediği suçlar" çerçevesinde, Belçika'da yargılanabilecek.
     
    Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe`nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayının zanlılarından olan terörist Fehriye Erdal, 26 Eylül1999'da Belçika'da 'Neşe Yıldırım' adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı.
     
    Belçika, Türkiye'nin iade talebini, idam cezasının yasalardaki varlığı nedeniyle reddetmiş ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti.
     
    Erdal, bir yıl kadar hapis yattıktan sonra bir evde gözaltına alınmış ve ardından firar etmişti.
     
    Sorgu Hakimi Christine Pettiez ve Savcı Anne Fransen, son 4 aydır bu yargılamanın ön hazırlıklarını yapıyor. Bu çalışmaların "zaman alacağı" belirtiliyor.
     
    Sabancı ailesinin avukatı Fernand Schmitz, Erdal'ın "vahşi üçlü cinayette rol oynadığını" belirterek, yargılamanın başlamasını beklediğini ifade ediyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow