hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bankaların mart ayı değerlendirmesi

    Bankaların mart ayı değerlendirmesi
    expand

    İş Bankası, cari açığın finansmanının 2001 dönemine kıyasla nispeten daha sağlıklı bir görünüm sergilediği düşünülmekle birlikte, reel sektör firmalarının yüksek dış borçları nedeniyle kur riskiyle karşı karşıya olmaları, global ekonomik durgunluk paralelinde yurt dışı borçlanma koşullarının bozulması ile net hata ve noksan kaleminde 2008'de gerçekleşen kaynağı belirlenemeyen önemli seviyedeki sermaye girişinin 2009'da devam etmemesi olasılığının, önümüzdeki dönemde cari açığın finansman kalitesine yönelik endişeleri artırdığını bildirdi.

    Ing Bank, 2009 büyüme beklentilerini tüketici ve reel kesim güveninde toparlanmanın başladığı Mart ayında eksi yüzde 1,6'ya düşürürken, hızla daralan dış talep ve dünya ekonomisine dair azalmak bilmeyen belirsizliklere, yakın dönemde iç talepteki olası bir canlanmaya oranla çok daha fazla ağırlık verdiklerini bildirdi.

    Mart ayına ilişkin olarak Türkiye İş Bankası İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü tarafından hazırlanan, "Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Gelişmeler" ile Ing Bank Hazine Grubu Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan bültenlerde, Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeler değerlendirildi.

    İş Bankası'nın bültenine göre, Doğu Avrupa ülkelerinde yaşanan dalgalamalardan yurt içi piyasalar da olumsuz yönde etkilenmekte. Türkiye'nin bankacılık sisteminin nispeten güçlü olması yurt içi piyasalardaki kayıpların Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla sınırlı kalmasını sağladı.

    Öte yandan, ekonomideki yavaşlama ve enerji fiyatlarındaki gerilemenin etkisiyle cari işlemler açığı daralsa da Türkiye;nin tasarruf açığı ve yurtdışı finansman ihtiyacı dikkate alındığında, global sermaye akımlarına ilişkin gelişmeler büyük önem arz etmekte.

    Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye;de de açıklanan teşvik paketlerinin orta vadede bütçe dengesi üzerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin endişe yarattığı ifade edilen bültende, "Son açıklanan veriler paralelinde Türkiye ekonomisinin 2009 yılında daralacağına ilişkin bekleyişler giderek güçlenmektedir. Nitekim Şubat ayında Merkez Bankası'nın faiz indirimleri de devam etmiştir" denildi.

    Bültende, "Türkiye, bankacılık sektöründe 2001 krizinden sonra yaptığı reformlarla diğer gelişmekte olan Avrupa ülkelerine nazaran daha güçlü bir görünüm sergilemektedir. Ancak, global ekonomideki yavaşlamanın etkilerinin özellikle reel sektörde giderek daha yoğun bir şekilde hissedilmesi önümüzdeki dönem açısından endişe yaratmaktadır" ifadelerine yer verildi.

    Ing Bank


    Ing Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren tarafından kaleme alınan "Türkiye her geçen gün büyük resesyondan daha fazla etkileniyor..." başlıklı bültende, dünya ekonomisindeki toparlanmanın daha da gecikmeli olarak en iyi olasılıkla 2010;un ikinci yarısına doğru gerçekleşebileceği olasılığı güçlenirken, Türkiye ekonomisine dair büyüme beklentisini aşağıya çektikleri belirtildi.

    Ancak hala Türkiye'yi global beklentilerdeki olası bir iyileşmeden en çabuk etkilenebilecek ülkelerden biri olarak gördükleri ifade edilen bültende, bu güvenin arkasında ise temel olarak Türkiye'de bankacılık sisteminin karşı karşıya olduğu risklerin göreli olarak sınırlı olması ve politika faizlerindeki düşüşle birlikte yükümlülükleri ile varlıkları arasında yapısal bir vade farkı taşıyan sistemin karlılığının 2009;un ilk çeyreğinde artmasının yattığı kaydedildi.

    Bültende, şöyle denildi:

    "Spesifik olarak ise 2009 büyüme beklentimizi tüketici ve reel kesim güveninde toparlanmanın başladığı bu ay eksi yüzde 1,6'ya düşürürken, hızla daralan dış talep ve dünya ekonomisine dair azalmak bilmeyen belirsizliklere, yakın dönemde iç talepteki olası bir canlanmaya oranla çok daha fazla ağırlık verdik.

    Türkiye'de özellikle maliye politikalarına dair güçlü bir çapanın olmaması da iç güven ortamındaki kademeli iyileşme ve/veya seçim harcamalarının yapacağı desteği daha az önemsememizde etkili oldu. Diğer bir deyişle yılın ilk aylarında hızla artan bütçe açığının bu yıl sonunda ekonomik durgunluğun gelirlerde yaratacağı düşüşle birlikte GSYH'nin yüzde 4'ünü aşma olasılığı güçlü görünürken, hükümetin biran önce yüzde 4 GSYH büyüme varsayımı ile yaptığı 2009 bütçe hedeflerini gerçekçi bir şekilde revize etmesi şart.

    Ancak 29 Mart yerel seçimlerinden önce bu yönde bir gelişme görme olasılığı çok zayıf. Bunun da Merkez Bankası faiz indirimlerine devam ederken, para politikasına dair güven riskini artırma pahasına durgunlukla mücadelede yalnız bıraktığını söylemek mümkün. Nisan ayı ise hem hükümetin kriz karşısındaki duruşunun, AB'ye sunacağı 2009-2011 Katılım Öncesi Ekonomik Program'da görülmesi hem de eş zamanlı olarak IMF ile ilişkilerin netleşmesi gereğiyle kritik bir dönem olmaya aday görünüyor."

    Bültende, bu ortamda mart başında TL'nin değer kaybının ise diğer ülke para birimleri ile paralel ancak çok daha güçlü ve rezerv hareketlerine oranla abartılı göründüğü açık. Ama önümüzdeki iki ayda beklenen gelişmeler dikkate alındığında TL'nin bir süre daha yüksek dalgalanmalar yaşaması şaşırtıcı olmaz."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow