hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bankaların nisan ayı değerlendirmesi

    Bankaların nisan ayı değerlendirmesi
    expand

    Nisan ayına ilişkin olarak Türkiye İş Bankası ile Ing Bank tarafından hazırlanan bültenlerde, Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeler değerlendirildi.

    Türkiye İş Bankası:

    Türkiye İş Bankası'nın bültenine göre, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinin ardından IMF ile görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi beklentisi artırdı.

    Bu bağlamda, IMF ile imzalanacak yeni bir stand-by düzenlemesi çerçevesinde sağlanacak olan dış kaynağın ve yurtdışı piyasalarda yaratılacak olan olumlu imajın, ekonomide giderek bozulan göstergeleri bir miktar destekleyebileceği düşünülüyor.

    Ancak, ekonomi ve bankacılık sektörü açısından 2009 yılına ilişkin bekleyişlerde ihtiyatlı yaklaşımın bir süre daha korunması yararlı görülmekte.

    Türkiye ekonomisinde de daralma eğilimi belirginleşmekte. 2008'in son çeyreğinde yüzde 6,2 oranında daraldığı açıklanan Türkiye ekonomisinin, talep koşullarındaki bozulmanın belirginleştiği 2009 yılında daha zayıf bir görünüm sergilemesi bekleniyor.

    Daralma eğilimindeki sanayi üretimi, ihracat ve ithalat verileri de bu beklentiyi teyit ediyor. Ocak ayı ödemeler dengesi verileri de Türkiye'den sermaye çıkışı olduğuna işaret etmekte.

    ING Bank:


    Ing Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren tarafından kaleme alınan "Beklentilerde dip noktası görüldü... Ama toparlanma yavaş olacak..." başlıklı bültene göre, her ne kadar yılın ikinci yarısında bir toparlanma yaşanması mümkün görünse de, şu ana kadar krize karşı atılan adımların koordineli ve maliyet tarafı net bir şekilde yürütülmemesi, dünya ekonomine dair görünümdeki zayıflıkla birlikte yılın ikinci yarısındaki toparlanma olasılığını ciddi biçimde sınırlıyor.

    Son veriler ışığında 2009 büyüme tahminlerini eksi yüzde 1,6'dan eksi yüzde 3'e çekerken, yüzde 3,2 ve yüzde 3,8 olan 2010 ve 2011 büyüme tahminlerini sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde 3,9 olarak revize edildi.

    Küresel krizin etkisiyle dış talepteki düşüşe bağlı olarak ihracattaki düşüş devam ederken, genele yayılmış bir düzelme henüz gözükmüyor. AB ile ihracatımızın payının yüzde 37,4 olması bu bölgede bir talep artışı görmeden ihracatta bir düzelmenin zor olacağını gösteriyor.

    Diğer yandan ithalatta ÖTV indirimlerinin etkisiyle nisan ayından itibaren bir artış görülmesi mümkün olmakla beraber söz konusun artış dış ticaret açığındaki son zamanlardaki kısmi iyileşmenin yavaşlamasına sebep olabilir.

    Doğrudan yabancı yatırımlardaki yavaşlama 2007 ortasında başlamakla beraber son zamanlarda küresel krizin etkisiyle yatırımların ertelenmesine bağlı olarak hız kazandı. Önümüzdeki dönemde de doğrudan yabancı yatırımlarda yavaşlamanın devam etmesini, buna karşılık daha önce yapılan yatırımlardan elde edilen kar transferlerinin de artması beklenebilir.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow