hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Yeşil"in görüntü ve fotoğrafları askeri savcılıkta çıktı

    Yeşilin görüntü ve fotoğrafları askeri savcılıkta çıktı
    expand

    Yayınlanan yeni fotoğraflarıyla adı yeniden gündeme gelen "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili 2006 yılında bir polis tarafından gizlice çekilen görüntü ve fotoğraflarla ilgili soruşturma dosyasının aynı yıl içinde soruşturmayı yürütmekle yetkili olan 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderildiği ortaya çıktı.

    Kararda "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın görevinin Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nda sivil memur olarak yer alması dikkat çekti.

    Iğdır'da görev yapan bir polis memurunun 2006 yılında "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Iğdır Tuzluca'da 9 gün bir evde kaldıktan sonra Nahcivan'a geçtiğine dair görüntü ve fotoğraflarıyle birlikte ihbar mektubu içeren bir CD'yi Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Muammer Özcan'a gönderdiği ortaya çıktı.

    Özcan'ın "Yeşil" ile ilgili görüntü, fotoğraf ve ihbar mektubunun bulunduğu CD'yi aynı yıl içinde soruşturma evrakıyla birlikte görevsizlik kararı verip 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdi.

    Görevsizlik kararının içeriği

    Yeşil'in de aralarında bulunduğu 18 sanıklı JİTEM elemanlarıyla ilgili soruşturmayı yürüten dönemin özel yetkili Diyarbakır Cumhuriyet savcısı Muammer Özcan'ın verdiği görevsizlik kararına DHA muhabiri ulaştı.

    Yeşil'in görüntü ve fotoğraflarıyla birlikte askeri savcılığa gönderilen 2006/351 soruşturma, 2006/48 karar numarasıyla 24 Mart 2006 günü 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderilen görevsizlik kararında, 1991-1996 yılları arasında 'Suç işlemek için örgüt kurmak, adam öldürmek ve yaralamak' suçlarından sanıklar hakkında dava açılması istendi. Yeşil ile ilgili soruşturmayı yürüten savcı Muammer Özcan'ın imzasını taşıyan görevsizlik kararında şöyle deniliyor:

    "Yasadışı PKK terör örgütüne katılıp örgüt içinde faaliyet yürüttükten sonra 1986 yılında örgütten kaçarak Siirt Jandarma Alay Komutanlığı'na teslim olan ve işlediği suçun cezasını çektikten sonra askerlik görevini Diyarbakır Asayiş Komutanlığı'nda yapan, askerlik görevini tamamladıktan sonra Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Komutanlığı'nda (JİTEM) sivil memur olarak görevlendirilen ve kendisine Aziz Turan adıyla yeni kimlik verilen Abdulkadir Aygan'ın itiraf ve beyanlarında, Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nda görevli olan yukarıda açık kimlikleri yazılı şüpheliler tarafından 1991-1996 yılları arasında yukarıda açık kimlikleri ve isimleri yazılı kişilerin kaçırılıp sorgulandıktan sonra öldürüldükleri iddia edilmiş ve bu iddia ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca tahkikat başlatılmıştır.

    Şüphelilerin suç tarihinde Jandarma İstihbarat Komutanlığı emrinde subay, astsubay, erbaş ve askeri memur olarak görev yapmaları nedeniyle 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 10'uncu maddesi gereğince asker kişilerden olmaları ve aynı kanunun 9'uncu maddesine göre askeri mahkemelerin asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli olması karşısında, söz konusu iddialarla ilgili soruşturma yapma yetkisi askeri savcılığa ait olduğu için Başsavcılığımızın görevsizliğine, soruşturma evrakının gereğinin taktir ve ifası için yetkili ve görevli 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderilmesine CMK'nın 4. maddesi gereğince karar verilmiştir."

    "Yeşil" ile Albay Kırca aynı dosyada


    "Yeşil"in fotoğraf ve CD'lerini içeren ihbar mektubuyla birlikte askeri savcılığa gönderilen görevsizlik kararında haklarında soruşturma başlatılan Diyarbakır Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı bünyesinde faaliyet yürüten 18 JİTEM mensubunun isim ve görevleri şöyle:

    Mahmut Yıldırım (Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığında sivil memur), Abdulkerim Kırca (Ankara'da intihar eden Albay), Aytekin Özen (Binbaşı), Ahmet Cem Ersever (Binbaşı), Tuna Yanardağ (Yüzbaşı), Uğur Yüksel (Uzman Çavuş), Abdulkadir Uğur (Uzman Çavuş), Nuri Ateş (Astsubay).Tümü PKK itirafçısı olan Abdulkadir Aygan, Fethi Çetin, Kemal Emlük, Selahattin Görgülü, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Hanım Beyaz, Mustafa Deniz, Cemil Işık, Hamit Yıldırım'ın görevlerinin Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nda sivil memur olarak belirtilmesi dikkat çekti.

    26 cinayetten sorumlu tutuluyorlar


    Görevsizlik kararında 18 JİTEM mensubu, 1991-1996 yılları arasında 26 kişiyi öldürmek, yazar Orhan Miroğlu'nu da yaralamakla suçlanıyor. Öldürülen isimleri ise kararda şöyle sıralanıyor:

    Mehmet Salih Dönen, Zahid Turan, Vedat Aydın (HEP Diyarbakır İl Başkanı), Talat Akyıldız (Bismil İlçesi Tepe Köyü Muhtarı), Harbi Arman (HEP Muş il yöneticisi), Musa Anter (Yazar), Hasan Kaya (Doktor, İHD yöneticisi), Metin Can (Avukat İHD Elazığ Şube Başkanı), Mehmet Şen (DEP Nizip İlçe Başkanı), Necati Aydın (Sağlık Sendikası Başkanı), Ramazan Keskin, Mehmet Aydın, Murat Aslan, İdris Yıldırım, Servet Aslan, Edip Aksoy, Mehmet Sıddık Etyemez, Ahmet Ceylan, Şahabettin Latifeci, Abdulkadir Çelikbilek, İhsan Baran, Fehti Yıldırım, Abdulkerim Zuğurli, Zana Zuğurli, soyadları tespit edilemeyen Melle İzzettin ile şoförü Hasan adlı kişi.

    'Yeşil'in 9 gün kaldığı iddia edilen evin sahibi konuştu


    Bu arada Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde üç yıl önce 'Yeşil' lakaplı Mahmut Yıldırım'ın 9 gün kaldığı iddia edilen evin sahibi Ahmet Özkaplan, "JİTEM'le de ilgim yok, Yeşil'le de. 2006'da soruşturma geçirdim ve savcılık takipsizlik kararı verdi" dedi.

    Mahmut Yıldırım'ın Nisan 2006'da Iğdır'ın Tuzluca ilçesine geldiği ve Ahmet Özkaplan'ın evinde 9 gün kaldıktan sonra Nahcivan Cumhuriyeti'ne geçtiği yolundaki haberler ortalığı karıştırdı.

    JİTEM sorumlusu olduğu öne sürülen Ahmet Özkaplan'ın evinde kaldığı dönem, yine iddiaya göre polis tarafından kameraya kaydedildi. Daha sonra çekilen görüntü ve fotoğraflar, CD'ye kaydedilerek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

    Bir polis memurunun ortaya attığı bu iddiaların ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine Tuzluca Cumhuriyet Savcılığına giderek ifade verdiğini anlatan 35 yaşındaki Ahmet Özkaplan, "Ben 11 yıllık devlet memuruyum. Evli ve üç çocuk babasıyım. Halkla ilişkiler mezunuyum. Ortada belirtildiği gibi kamera görüntüleri yok. Sadece bir ihbar. 2006 yılında yine aynı iddialar gündeme geldi. Tuzluca Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Şimdi Tuzluca Kurtuluş ilköğretim okulu yanındaki evimi, gazeteciler fotoğraflıyor. 'Yeşil'in kaldığı ev burası' diyecekler. iki gündür huzursuzum. JİTEM'le de ilgim yok, Yeşil'le de" diye konuştu.



    "Yeşil" CD'sinin akıbeti araştırılıyor


    A.A.
     
    Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na 3 yıl önce gönderilen bir ihbar mektubunda yer alan veiçerisinde "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'a ait görüntülerin bulunduğu iddia edilen CD'nin kaybolduğu belirlendi.

    Edinilen bilgiye göre, 2006 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na  gönderilen bir ihbar mektubunda, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Iğdır'dabir yakınının evinde kaldığı ve burada bazı kişilerle görüşmelerde bulunduğuifade edildi.

    İhbar mektubunda ayrıca, bu iddiaların kanıtlandığı öne sürülen MahmutYıldırım'ın görüntüleri ve fotoğraflarının bulunduğu bir adet CD'nin de ektesunulduğu kaydedildi.

    İhbar mektubundaki isim sahte çıktı

    İhbar mektubunun iletildiği dönemin Cumhuriyet Savcısı Muammer Özcan, iddiaların araştırılması için Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazdı. Iğdır Cumhuriyet Savcılığı da söz konusu iddiaları araştırmaya başladı.

    Yapılan araştırmada, ihbar mektubunu savcılığa gönderen ve kendisini polis memuru olarak tanıtan kişinin sahte isim kullandığı tespit edildi.

    CD kayıtlarda bulunamadı

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bir süre önce "Yeşil" kod adl ıMahmut Yıldırım'ın yargılandığı bir dava nedeniyle, içerisinde Yıldırım'a aitgörüntülerin bulunduğu iddia edilen CD'yi incelemek istedi. Ancak yapılan araştırmada, ihbar mektubuyla birlikte gönderilen CD'nin adli emanetteki kayıtlarda bulunmadığı tespit edildi.

    CD'nin o tarihte yapılan yazışmalar nedeniyle Iğdır'a gönderildiğini düşünen Savcılık, içerisinde fotoğraf ve görüntülerin bulunduğu CD'yi Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sordu. Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan olumsuz yanıt alan DiyarbakırCumhuriyet Başsavcılığı, CD'nin akıbetini araştırıyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow