hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Bu, amirallere değil teğmenlere suikasttır"

    Bu, amirallere değil teğmenlere suikasttır
    expand

    "Amirallere suikast" girişimi iddialarına ilişkin 9'u tutuklu 19 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Bu arada, davanın soruşturma aşamasında intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ailesinin davaya müdahil olma talebi reddedildi.

    Hasdal Askeri Cezaevinde bulunan 9 tutuklu, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirildi.

    Beşiktaş'taki İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy, Tarık Ayabakan, Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel ile tutuksuz sanıklar Halit Mehmet Ergül, Barbaros Mercan, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Yiğithan Göksu, Oğuz Dağnık, Koray Kemiksiz, Levent Çakın ve Mehmet Orhan Yücel katıldı.

    Adliye önünde bekleyen tutuklu sanıkların yakınları, "Türkiye sizinle gurur duyuyor", "Yalnız değilsiniz" sloganları atarak alkışladı.

    Tutuklu sanıkların göğsünde, intihar eden Albay Ali Tatar'ın fotoğrafının olduğu görüldü.

    İntihar eden subayın ailesine ret


    Duruşmada, davanın soruşturma aşamasında intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın yakınları Ahmet Tatar, Fatma Tatar, Nilüfer Tatar, Haydar Tatar ve Hürriyet Ünver, davaya müdahil olarak katılma talebinde bulundu; ancak talep reddedildi.

    "Bu, teğmenlere suikast davasıdır"

    Davanın ilk duruşmasında savunmasını yapan deniz Teğmen Fatih Akın, "Kamuoyunda bu dava amirallere suikast davası olarak biliniyor. Bu dava, teğmenlere suikast davasıdır. 9 teğmenin pırıl pırıl yaşamlarına yapılan bir suikasttır" dedi.

    Kocaeli'nin Değirmendere mevkisinde arkadaşları Yiğithan Göksu ve Barbaros Mercan ile birlikte ev tuttuğunu belirten Akın, "Evimizin bir örgüt evi olduğu, Yusuf ve Güneş gibi takma adların kullanıldığı savları tamamen yalandır. Komşularımız da bizi isimlerimizle tanımaktadır. Söz konusu belgede ismi geçen diğer şahıslar hakkında hiçbir şey yapılmamışken, biz neden buradayız? Ben hiçkimsenin dini, siyasi kimliği ve özel hayatıyla ilgili hiçbir şey hazırlamadım. Hazırlayanı da görmedim. Bu kişilerle de herhangi bir örgütsel bağım yoktur" diye konuştu.

    Evlerinde yapılan polis aramasında ele geçirilen mermi ve patlayıcıları ilk defa arama esnasında gördüğünü anlatan Akın, "Aramadan 2-3 gün önce biz yokken eve giren kişilerin bunları koyduğunu düşünüyorum. Mermilerin bulunduğu poşette 'korunaklı yerde tutunuz' notu çıkmıştır. Hangi zihniyet, hangi amaçla bu maddeleri buzdolabının motorunun üstünde, ısının yüksek olduğu bir yerde saklayacak. Bu maddeler üzerinde parmak izi ve adli tıp incelemesi yapılmamıştır. Silahıma uymayan mermilerdir bunlar. Neden bulundurayım? Üstelik bunların içinde bir de suikast notu neden bırakayım? Teröre şehit vermiş bir ailenin ferdi olarak nasıl bir terör örgütü üyesi olabilirim? Kamuoyunda bu dava amirallere suikast davası olarak biliniyor. Bu dava, teğmenlere suikast davasıdır. 9 teğmenin pırıl pırıl yaşamlarına yapılmış bir suikasttır. Deniz kuvvetlerine atılmış bu lekeyi temizlemek benim boynumun borcudur. Suçum olmamasına rağmen 10 aydır tutukluyum. Arkadaşlarım kısa bir süre sonra üsteğmen olacak. Ben bu dava sürdüğü sürece teğmen olarak kalacağım" dedi.

    Suçsuz olduğunu ve hakkındaki tüm iddiaları reddettiğini söyleyen Akın, "Üniformama kavuşmak istiyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere tahliyemi talep ediyorum" dedi.

    Tutuklu sanık Noyan

    Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Deniz Teğmen Sinan Efe Noyan da bu dava kapsamında 291 gündür tutuklu olduğunu belirterek, suçlamaların hiç birini kabul etmediğini söyledi. Noyan, "Bu olaylar, milletimizin en çok güvendiği kurum olan TSK'yı bizim üzerimizden lekeleme gayretidir" dedi.

    Arkadaşlarıyla birlikte kaldığı evde yapılan aramada polisin buzdolabının arkasında bulduğu ve "TNT kalıbı" olarak nitelendirdiği patlayıcı maddeyi ilk kez gördüğünü belirten Noyan, "Hangi örgüt evinde, hangi örgüt üyesi, polise yaptığı arama sırasında yardımcı olur, arkadaşının bond çantasının çekiçle kırılmasına yardımcı olur? Hangi örgüt üyesi evinde polise çay demler, kahvaltı hazırlar? Buzdolabının arkasında bulunan patlayıcı madde, mermiler ve suikast notunun bizim el ürünümüz olmadığı ortaya çıkmıştır. Mermilerin bulunduğu, patlayıcı maddenin üzerinde ve sarılı oldukları poşet üzerinde neden 10 aydır parmak izi tespiti yapılmamıştır. İddia edildiği gibi ben hayatımda kimseyi hamile bırakmadım. Bilgisayarlarda ele geçirilen belgeler, genel kültür içerikli dokümanlar ve Deniz Harp Okulu'ndaki eğitimlerimizle ilgili belgelerdir" dedi.

    Öte yandan Amirallere suikast iddianamesinin kabulü ile birlikte tutuklu sanıkların tahliyesini isteyen ve Kafes davasının askeri mahkemede görülmesini isteyen hakim Oktay Kuban da heyette yer aldı. Geçtiğimiz ay yine 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Poyrazköy davasında heyette bulunmayan Kuban’ın bu davadaki heyette yer alması dikkat çekti.

    Erdoğan: "Yapılan komplodur"


    Savunmasını yapan tutuklu sanıklarından Deniz Teğmen Alperen Erdoğan, "Bize yapılan bir komplodur. İhbar mektubu isimsiz, imzasız ve sahtedir. İhbarın kaynağı net olarak bulunamamıştır" dedi.

    Erdoğan, "Bu tertibi düzenleyenlerin bizi kendileri için bir tehdit olarak gördükleri için buradayım. Başımıza gelen bir komplodur. İsimsiz bir örgüte üye olduğumuz iddia edilmektedir. Dönem ödevi gibi hazırlanmış bu iddianameyi hazırlayan zihniyetlere cevabımız çok sert olacaktır" diye konuştu.

    Evinde ele geçen kitap, CD ve uyuşturucu maddelerin kendilerine ait olmadığını ifade eden Erdoğan, malzemelerin üzerinde parmak izlerinin bulunmadığını söyledi.

    Ele geçirilen flash belleğin de kendilerinin olmadığını savunan Erdoğan, suçlamalara neden olan tüm bilgilerin bu flash bellekte yer aldığını kaydetti.

    Erdoğan, "Bize yapılan bir komplodur. İhbar mektubu isimsiz, imzasız ve sahtedir. İhbarın kaynağı net olarak bulunamamıştır. Sahte mektubun dikkate alınması ve buna istinaden evlerimize baskın yapılması, bunun bir tertip olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan bilimsel testler, benim ve arkadaşlarımın uyuşturucu madde kullanmadığını ortaya koymaktadır. İstihbarat birimlerinin bile ele geçirmesi zor olan bilgiler, bizim evimizde bulunan flash bellek içinden çıkmıştır. Evde bulunan anahtarlar da bilgimiz dışındadır. Kapıcımız izindeyken evimize madde yerleştirme olayları meydana gelmiştir" dedi.

    Tahliyesini talep eden Erdoğan, savunmasını yaklaşık bir saatte tamamladı.

    Mahkeme Heyeti Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, duruşmanın 14 Mayıs Cuma günü saat 10.00'a ertelendiğini açıkladı.



    İddianameden...


    Burçin Öztürk'ün müşteki olarak yer aldığı 166 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklar Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurmak" ve "aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek" suçlarından 13 ile 34'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

    Tutuklu sanıklardan Faruk Akın'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak", "aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek" suçlarından 13 yıl 8 ay ile 33 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, tutuklu sanık Sinan Efe Noyan ile tutuksuz sanıklar Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu'nun ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak" suçlarından 13 ile 29 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

    Tutuklu sanıklar Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile tutuksuz sanık Koray Kemiksiz'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek" suçlarından 8 ile 19'ar yıl arasında hapisle cezalandırılmaları istenen iddianamede, tutuklu sanık Ali Seyhur Güçlü ile tutuksuz sanıklar Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık ve Mehmet Orhan Yücel'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

    İddianamede, tutuksuz sanık Levent Çakın'ın da "uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek, ticaretini yapmak veya sağlamak", "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurmak" suçlarından 5 ile 15,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow