hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    TÜBİTAK'tan şaşırtan şikayet

    TÜBİTAKtan şaşırtan şikayet
    expand

    Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın ‘Balyoz belgelerine ilişkin rapor’ hazırlayan bilirkişiler hakkında hukuk mahkemesinde dava açması üzerine TÜBİTAK, özel yetkili başsavcılığa başvurdu.

    Balyoz belgelerine ilişkin rapor hazırlayan TÜBİTAK görevlileri, Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın haklarında Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak dava açmasından rahatsız oldu.

    Rahatsızlık nedeniyle Özel Yetkili Başsavcıların bulunduğu adliyeye gelen TÜBİTAK Enstitü Müdür Yardımcısı Alparslan Babaoğlu, Başsavcıvekili ile görüşerek ne yapmaları gerektiği konusunda yardım istedi.

    TÜBİTAK Enstitü Müdür Yardımcısı Alparslan Babaoğlu, ilk önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin görüşmek üzere Sultanahmet Adliyesi’ne gitti.

    Buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı’ya yönlendirilen Babaoğlu, öğle saatlerinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Yaklaşık 30 dakika Çolakkadı ile görüşen Babaoğlu, TÜBİTAK’a ait 41 plakalı resmi araçla adliyeden ayrıldı.

    Babaoğlu’nun, Başsavcıvekili Çolakkadı’ya ‘Çetin Doğan’ın bilirkişiler hakkında açtığı dava’ konusunda neler yapmaları gerektiğini sorduğu ve yardımcı olmalarını istediği öğrenildi.

    Çolakkadı’nın ise Babaoğlu’na, “Bize de dava açıyorlar. Benim yapabileceğim bir şey yok. Siz hazırladığınız rapora güveniyorsanız, doğru bir rapor hazırladıysanız bir sorun olmaz." dediği öğrenildi.

    Balyoz Davası sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz geçtiğimiz ay İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dilekçe sunarak TÜBİTAK’ta görevli araştırmacı Erdem Alparslan, Başuzman Araştırmacılar Tahsin Türköz ve Dr. Hayretdin Bahşi’den 20’şer bin TL’lik manevi tazminat talep etti.

    Doğan’ın 26 Şubat 2010’da tutuklanmasına soruşturma evrakı içinde bulunan CD’ler hakkında TÜBİTAK’tan aldırılan bilirkişi raporlarının gösterildiğinin belirtildiği dilekçede, “Müvekkilimizin tutuklanmasına ve tutukluluk halinin devamına gerekçe olarak gösterilen başlıca belge bu üç bilirkişi tarafından hazırlanmış olan 19 Şubat 2010 tarihli TÜBİTAK raporudur" denildi.

    “Bir rapor TÜBİTAK tarafından tanzim edilmişse onun doğruluğu için TÜBİTAK isminin olması bile yeterlidir" ifadelerinin kullanıldığı dilekçede, davalı bilirkişilerin sadece metadata üzerinden yapılan bir inceleme ile söz konusu CD’lerdeki belgeleri gerçek olduğu sonucuna varılmasının asla mümkün olamayacağına raporlarında yer vermediklerine dikkat çekildi.

    TÜBİTAK'tan "bilirkişi" açıklaması

    TÜBİTAK, kurumda görevli bilim insanlarının, uzmanlık alanları çerçevesinde sık sık mahkemeler tarafından bilirkişilikle görevlendirildiğini, bu görevlendirmeler sebebiyle ilgili savcılıklarla görüşülmesinin son derece olağan bir durum olduğunu bildirdi.

    TÜBİTAK'tan yapılan yazılı açıklamada, dün bir haber ajansı tarafından servis edilen ve çeşitli basın kuruluşları tarafından bugün yapılan yayınlarda farklı başlıklar altında kullanılan haberle ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla TÜBİTAK Başkanlığınca açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.

    TÜBİTAK'ta görevli bilim insanlarının, uzmanlık alanları çerçevesinde sık sık mahkemeler tarafından bilirkişilikle görevlendirildiğinin anımsatıldığı açıklamada, "Bu görevlendirmeler sebebi ile ilgili savcılıklarla görüşülmesi son derece olağan bir durumdur. Ancak daha önce birçok defa gerçekleşen bu görüşmelerin olduğundan farklı yorumlarla basında yer bulması anlaşılamamaktadır. Bu tür haberlere itibar edilmemesi hususunu kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız" ifadesi kullanıldı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow