hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Gül'den Diyarbakır'da ilk mesaj: "Resmi dil Türkçe"

    Gülden Diyarbakırda ilk mesaj: Resmi dil Türkçe
    expand

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üç yıl aradan sonra özerklik ve iki dilli yaşam tartışmalarının gölgesinde bugün Diyarbakır'a gitti. Gül, kentte büyük sevgi gösterileri ile karşılandı. Cumhurbaşkanı ilk mesajında da "Devletin resmi dili Türkçedir" dedi.

    Abdullah Gül, Diyarbakır'da sevgi gösterileriyle ile karşılandı. Gül, havaalanı çıkışında kendisini gül ve karanfillerle karşılayan bir grup vatandaşın gösterdiği büyük ilgi üzerine araçtan inerek, onlarla sohbet etti.

    Cumhurbaşkanı, halkla selamlaşmasının ardından önce Valiliği ardından da Garnizon ve Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti.

    Baydemir Türkçe-Kürtçe sözlük hediye etti

    Gül Belediye'yi ziyareti sırasında, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve DTK eş başkanı Hafize İpek tarafından karşılandı.

    Baydemir, Cumhurbaşkanı Gül'e, Türkçe-Kürtçe sözlük hediye etti ve "Sayın Cumhurbaşkanım, kabul buyurursanız, içtenlikle mutlu olacağım. Güzel Türkçemizin ve güzel Kürtçemizin lügatıdır. Toplam 40 bin kelimelik bir hazineye sahiptir. Takdim etmekten büyük bir şeref duyuyorum" dedi.

    Bunun üzerine Gül, "Verdiğiniz lügatı memnuniyetle aldım. Bu da tabi buranın bir sosyolojik gerçeğidir" dedi.

    Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Son günlerde çok tartışılıyor. Bunu doğru mecrasında koymak isterim. Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçe'dir, bu böyle de devam edecektir. Ayrıca devletin ve kamu kurumlarının dili Türkçe'dir, ortak dilimizdir ama şu da bir gerçektir ki halkımızın içerisinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında farklı farklı dilleri konuşan vatandaşlarımız vardır, yörelerimiz vardır. Burada nasıl Kürtçe konuşuluyorsa, başka yerlerde Arapça konuşan vatandaşlarımız var. Sayıları azalmış bile olsa gayrimüslim vatandaşlarımızın konuştuğu diller var. Bunların hepsi de bizim dilimizdir, hepsi de bizimdir.

    Zaten Anayasamızda kültür mirasını korumak diye bir görevimiz de vardır. Bunların bir kısmı kültür mirası, bir kısmı yaşayan miraslardır. Dolayısıyla bu çerçeve içerisinde, bütün olaylara gayet sağlıklı bir şekilde bakmamız gerekir, bütün bunları hep bir zenginlik olarak görmemiz gerekir ve hep beraber gayet olumlu, yapıcı bir şekilde ülkemizi hep beraber daha güçlü hale getirmek, bütün vatandaşlarımızı her bakımdan daha mutlu hale getirmek için elbirliği içinde çalışmamız gerekir."

    Tarih boyunca Diyarbakır'ın gerek ticaret gerekse medeniyetlerin gelip geçtiği, çok büyük kütüphanelerin kurulduğu, çok büyük ilim adamlarının, din adamlarının yetiştiği merkez olduğunu anımsatan Gül, şöyle konuştu:

    "Bugün için de Diyarbakır çok önemlidir. Bugün de yine Türkiye'nin her zaman gündemindedir. İnanıyorum ki çok daha fazla gelişecektir, çok daha fazla kalkınacaktır. Her yöremizin kendisine has özellikleri vardır. Türkiye büyük bir ülkedir. Biz büyük bir milletiz. Bu büyük millet içerisinde farklı farklı özelliklerimiz, övündüğümüz zenginliklerimiz vardır. Tüm bu farklılıkları hep zenginlik olarak, tabii ki görmemiz gerekir. O zaman hepimiz çok daha güçlü oluruz."

    Başkan Baydemir de Cumhurbaşkanı Gül'e bir sunum yaptı.

    Sunuma ilişkin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Baydemir, Diyarbakır'ın pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını, geçmişte olduğu gibi bugün de Ortadoğu'nun önemli bir kültür, bilim ve ticaret merkezi olmayı sürdürdüğünü aktardı.

    Baydemir'in sunumunda, şunları dile getirdiği bildirildi:

    "Sayın Cumhurbaşkanım, sizlerin de ifade ettiği gibi, Türkiye'nin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Bu sorun mevcut haliyle sadece Kürt vatandaşlarımızı değil, tüm ülke insanını etkilemekte; sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de ipotek altına almaktadır. Artık iyice görülmüştür ki, bu soruna asayiş ve güvenlik perspektifinden yaklaşmak sonuç vermemektedir. Bugüne kadar yaşadıklarımızda sonucu herkes için ağır olan bir 'isyan ve bastırma' döngüsü olarak özetlemek mümkündür. Oysa ki sorunun özü, insan ve halk olmaktan kaynaklı hakların kullanılamama sorunudur.

    Bu bağlamda, Türkiye'nin Kürt sorunu bir Anayasal ve yönetsel demokrasi sorunudur. Çözüm de demokratikleşme, yeni bir Anayasa ve adem-i merkeziyetçi bir siyasi-idari yönetim anlayışıyla mümkündür."

    Baydemir'in sorunun çözümü için uygun koşulların mevcut olduğu, hükümetin uzun süredir iktidarda bulunduğu ve yasal, anayasal değişiklikler için de yeterli çoğunluğa sahip olduğu görüşünü aktararak, toplumun da çözüm konusunda her zamankinden daha fazla istekli olduğu yönündeki düşüncesini dile getirdiği kaydedildi.

    Baydemir'in, sunumunda son günlerdeki ana dil ve demokratik özerklik konusundaki tartışmalara da değinerek, "Kürt siyasetçilerinin ana dil ve demokratik özerklik konusundaki talep ve önerilerine tahammül edilmemesi de son derece kaygı vericidir. Unutmamalıyız ki ancak müzakere ederek, birbirimizi dinleyip anlayarak ve ön yargılardan arınarak ortak paydalarda buluşup, barışı tesis edebiliriz" dediği belirtildi.

    GÜL'ÜN BAYDEMİR'İN SUNUMUNUN ARDINDAN GÖRÜŞLERİ

    Baydemir'in yaptığı sunumun ardından Gül de görüşlerini dile getirdi.

    Cumhurbaşkanı Gül, bölgenin gerçeklerinin olduğunu, bunların inkar edilemeyeceğini, "Kürt sorununun" da bunların arasında yer aldığını söyledi.

    Bununla birlikte Türkiye'nin başka sorunlarının da bulunduğunu dile getiren Gül'ün, sorunların çözümünün Türkiye'nin standartlarının her alanda en yukarıya çekilmesinden geçtiğini söylediği kaydedildi. Standartların her alanda yükselmesi halinde sorunların zaten çözüleceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül'ün "istikametin yapıcı olması" gerektiğini dile getirdiği ifade edildi.

    Görüşmede, Gül'ün "Gizli gündem ve gizli ajanda çağrıştıracak sözlerden kaçınılması gerektiğini" vurguladığı belirtildi.

    Cumhurbaşkanı Gül'ün Kürt kökenli vatandaşların sadece Güneydoğu'da değil İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde ve Türkiye'nin pek çok yerinde yaşadıklarını anımsattığı, bu vatandaşlara da yansıyabilecek sözlerden,
    girişimlerden de uzak durulmasının öne taşıdığını dile getirdiği belirtildi.

    Abdullah Gül'ün geçmişte bazı hataların yaşandığını, insana ve vicdana ters gelebilecek şeylerden arınılması gerektiğini dile getirdiği, sorunların çözümünün demokrasiden, standartların yükseltilmesinden geçtiğini söylediği ifade edildi.

    Bu arasa, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın önüne, Cumhurbaşkanı Gül'ün gelişi dolayısıyla Türkçe ve Kürtçe olarak "Sayın Cumhurbaşkanımız Hoşgeldiniz" yazılı pankart asıldı.

    VALİLİK ZİYARETİ


    Cumhurbaşkanı Gül, ilk olarak Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret etti. Toprak, burada Gül'e, içkale surlarını ve Malabadi Köprüsü, Ulu Cami ve şehrin tarihi yerlerini gösteren iki ayrı tablo hediye etti.

    Gül, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Diyarbakır'ı ikinci kez ziyaret ettiğini söyledi. İlk ziyaretinin, Cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra bölge illerini kapsadığını ve kısa olduğunu hatırlatan Gül, 2010'un son günlerine rastlayan bu geziyi yapmayı uzun süredir arzu ettiğini belirtti.

    Gül, "Bu ziyareti bir süre önce planlamıştık. Bugün de ikinci kez Diyarbakır'da olmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum" diye konuştu.



    Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Havaalanından itibaren büyük bir coşkuyla, muhabbetle, sevgiyle beni karşılayan bütün Diyarbakırlı vatandaşlarımı ben de sevgiyle, muhabbetle kucaklıyorum ve hepsine çok çok teşekkür ediyorum. Diyarbakır, Türkiye'nin en önemli illerinden birisidir. Sadece Anadolu'nun değil, tarih boyunca bütün Ortadoğu'nun merkezi olmuş çok büyük bir medeniyet, ticaret ve kültür merkezidir burası...

    Bugün de aynı şekilde bu önemini devam ettirmektedir. Şüphesiz ki bütün illerimizin bir kalkınma yarışı içerisinde olduğu bir dönemde Diyarbakır'ın da bir çok meselesi, sorunları vardır. Bütün bunları yakından bir kez daha görmek, bilmek için buradayım. 2 gün boyunca Diyarbakır'da olacağım ve geceyi burada geçireceğim. Bu süre içerisinde gerek vali beyden gerek belediye başkanından ille ilgili tüm bilgileri alacağım, bana brifingler verilecek, üniversiteyi ziyaret edeceğim, Diyarbakır'ın ileri gelenleriyle bir araya geleceğim ve çok daha yakından buranın sorunlarını göreceğim. Onun için gerçekten çok mutluyum."

    Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, "Buraya ikinci kez geliyorsunuz. Bir mesajınız olacak mı?" demesi üzerine, "Biliyorsunuz şimdi ayağımızın tozuyla buradayım. Daha birçok fırsatlar olacak, birçok konuşmalar yapacağım. Konuşmalarımda sizin beklediğiniz birçok fikrimi, düşüncelerimi, tartışılan konularla ilgili neler düşündüğümü paylaşacağım" dedi.

    Ziyarette Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker de hazır bulundu.

    Valilik önünde toplanan vatandaşlar da Gül'e sevgi gösterisinde bulundu ve "Diyarbakır seninle gurur duyuyor" diyerek tezahürat yaptılar. Cumhurbaşkanı Gül, kendisine gül atan vatandaşları el sallayarak selamladı.



    Cumhurbaşkanı Gül, Diyarbakır ziyareti kapsamında daha sonra Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) incelemelerde bulundu.

    Di-Mer mermer fabrikasını gezen Gül, yetkililerden bilgi aldı.

    Gül, daha sonra Organize Sanayi Bölgesinde iş adamlarına hitap etti. OSB'de ildeki yatırımlara ilişkin olarak iş adamlarını dinlemekten memnuniyet duyacağını anlatan Gül, ziyaretini de bu amaçla gerçekleştirdiğini ifade etti.

    "Muhakkak ki bu ülkenin sorunları var" diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sorunları aşmak, problemleri halletmek hepimizin görevi. Sıkıntılar farklı farklı tezahür edebilir. Bunların çözümü, Türkiye'nin topyekun demokratik standartlarının yükseltilmesi ve Türkiye'nin en gelişmiş ülkelerdeki hukuk ve demokratik standartlara kavuşmasıyla hallolacaktır. Bu Kürt meselesi olabilir, başka din-devlet ilişkisiyle ilgili meseleler olabilir; bu meseleler farklı farklı ortaya çıkabilir. Bunlar bizim meselelerimizdir.

    Ben 'iyi şeyler olacak dedim' ve iyi şeyler de oluyor. İyi şeylerin daha çok olması için asla şiddet, terör, kan, kavganın olmaması gerekir çünkü bu vatan hepimizindir. Senin de benim de onun da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesindir. Hepimiz birinci sınıf vatandaş olarak devam edeceğiz."

    "Taleplerin yüzde 99'u iş, aş"

    Cumhurbaşkanı Gül, havaalanından şehir merkezine gelirken neredeyse her yerde durduğunu, yaşlı ya da genç insanların kendisine not ve kağıt verdiğini anlatarak, "Bunların yüzde 99'u 'iş, aş' diyor. Yaşlı teyze 'şu kadar oğlum var ikisine iş bulun' diyor, genç kız, delikanlı 'bana iş bulun' diyor. Bunların hiç konuşulmaması ve burada sadece siyasetin konuşulması doğrusu Diyarbakır'a haksızlık. Gerçekleri görmeyelim demiyorum ama burada bu nüfus var. Bu insanlara iş bulmayı, aş bulmayı konuşmadan sadece siyaset olmaz açık söyleyeyim" dedi.

    Diyarbakır'ın farklı bir dinamiğe, kültüre ve cazibeye sahip olduğuna işaret eden Gül, "Türkiye'nin komşularıyla izlediği dostane politikaları dikkate aldığımızda yerli, yabancı herkesin buraya gelip yatırım yapması lazım ama yatırıma gelen insanı şehrin davet etmesi lazım. Davet etmesi için davetiye göndermesi değil, bu şehrin imajının bozulmaması lazım" diye konuştu.

    Kürtçe şarkı dinledi

    Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Dicle Üniversitesi'ni ziyaretinin ardından Diyarbakır Valiliği'nce Şatopark'ta düzenlenen akşam yemeğinde yatırımcı iş adamlarına plaket verdi.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katıldığı Diyarbakır Valiliğince sivil toplum örgütü temsilcileri, yatırımcı iş adamları ve gazetecilere verdiği yemekte sanatçı Bedri Ayseli, Diyarbakır türkülerini seslendirdi.

    Ayseli'nin Kürtçe okuduğu "Ateş düştü gönlüme" adlı türküyü Tarım Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Cumhurbaşkanı Gül'ün kulağına eğilerek, tercümesini yaptı.

    Cumhurbaşkanı Gül, gecenin sonunda davetlilerle tek tek tokalaştı.

    Yatırım için çağırdı

    Gül, yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Diyarbakır'ı ikinci defa ziyaret ettiğini, ilk ziyareti kapsamında birkaç ilde incelemelerde bulunduğunu ancak bu ziyarette Diyarbakır'da etraflıca incelemelerde bulunma ve kenti görme fırsatını yakaladığını söyledi.

    Diyarbakır'ın en üst derecede teşvik verilen bir il olduğunu, ancak buraya yatırımların gelmediğinin görüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, "Hala burada fabrikalar açılmıyor. Güzel şeyler var, büyük binalar yapılıyor, mağazalar, alışveriş merkezleri bunlar çok güzel ama bakıyorum bütün bu teşvike rağmen buraya hala çok büyük yatırımlar gelmiyor" dedi.

    Diyarbakır'ın büyük zenginlerinin yanı sıra dışardan kimsenin gelip ilde yatırım yapmadığını belirten Gül, Adıyaman, Mardin, Batman gibi illerde yatırımların yapıldığını gördüğünü kaydetti.

    Diyarbakır'ın da çok önemli bir merkez olduğunu ifade eden Gül, böyle bir şehre insanların akın akın gelip yatırım yapmamasının, fabrika kurmamasının nedenini herkesin düşünmesini istedi.

    Herkesin el ele verip bir sinerji oluşturması gerektiğini dile getiren Gül "Hepimizin birbirimizi sevmeye, hepimizin iç barışa çok büyük ihtiyacı vardır. Size çok açık söyleyeyim terörle şiddetle silahla hiçbir şey olmaz. Sadece akan kanlar, gözyaşları... Olan buna olur ve bu hepimizi derinden üzer. Hangi eve ateş düşse o ev yanıyor. Bunların hiçbirinin faydası söz konusu değildir" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow