hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İngiltere Irak petrolü için masaya oturmuş!

    İngiltere Irak petrolü için masaya oturmuş
    expand

    Irak Savaşı başlamadan aylar önce İngiltere'de petrol pazarlığı... 2002'ye ait toplantı tutanakları, işgalden önce Irak petrolünde pay sahibi olmak isteyen petrol devleriyle İngiliz hükümetinin defalarca masaya oturduğunu ortaya çıkardı. Tutanaklarda BP ve Shell'in temsilcileri, "Saddam sonrası Irak'ta petrol anlaşmaları dışında kalmak gibi bir lüksümüz olamaz" diyor. İngiliz hükümet yetkilileri de bunun teminatını veriyor.

    2002 yılı ekim ve kasım ayları... Irak'ın Amerikan ve İngiliz kuvvetlerince işgalinden beş ay önce...

    Belki de ortada net bir saldırı planı ve Saddam Hüseyin sonrası Irak için çizilmiş bir yol haritası bile yok. Ama Irak petrolü için pazarlıklar o dönemde bile var.

    Üstelik artık, o pazarlıkların belgesi de ortaya çıktı.

    Gregg Muttett adlı bir yazar, 'bilgi edinme yasası'ndan yararlanarak İngiliz hükümetine ait toplantı tutanaklarına erişti.

    Görüşmelerin bir tarafı İngiliz hükümet yetkilileri, diğer tarafı da petrol devleri BP ve Shell.

    Belgeye göre, taraflar Irak işgali öncesinde en az beş kez bir araya geldi.

    Gündem petrol devlerinin Saddam Hüseyin sonrası Irak'ta petrolden nasıl bir pay alacaklarıydı.

    Tutanaklara geçen çarpıcı ifadeler var.

    Onlardan biri BP'nin temsilcisinin, "Irak önümüze gelen en önemli" dosya sözleri. Ama şirket bölgede yapılacak olan petrol anlaşmalarının dışında kalmaktan kaygılı.

    Dönemin Ticaret Bakanı Elizabeth Symons şirkete teminat veriyor.

    İngiliz enerji şirketlerinin Irak'ın petrol ve gaz rezervlerinden muhakkak payını alması gerektiğini söylüyor.

    Hatta BP adına dönemin Bush hükümeti nezdinde lobi faaliyetleri yapmayı kabul ediyor.

    Gerekçesi İngiltere'nin Amerika'nın Irak işgali planlarına tam destek vermesi.

    Tutanaklar, "Irak'ta petrol olmasaydı Irak savaşı da olmazdı" diyenlerin elini güçlendirir nitelikte.

    İngiliz yetkililerse belgelerle ilgili yorum yapmaktan kaçınıyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow