hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İngiltere yangın yeri... İşte son durum...

    İngiltere yangın yeri... İşte son durum...
    expand

    İngiltere'deki kundaklama ve yağmalama olaylarının ardından başkent Londra sakin bir gece geçirirken, aralarında Manchester, Liverpool ve Birmingham'ın da yer aldığı 7 şehirde olaylar yaşandı. Manchester'da dün gece çıkan olaylarda 3 kişi hayatını kaybetti.

    İngiltere'de birçok şehre sıçrayan yağmalama, kundaklama ve şiddet olayları şimdiye kadar toplam 4 kişinin hayatını kaybetmesine neden olurken, yüzlerce kişi gözaltına alındı ya da tutuklandı.

    Londra olayların başlamasından bu yana dün geceyi sakin geçirirken Manchester, Birmingham, Salford, Liverpool, Nottingham gibi şehirlerde şiddet olayları meydana geldi.

    Birmingham'da dün gece bir arabanın çarpması sonucu üç kişi hayatını kaybetti. Londra'da ise pazartesi günkü olaylarda 26 yaşında bir kişi başından vurularak öldürülmüştü.

    Londra sokaklarında dün gece 16 bin polis görev yaptı. Başkentte olayların başladığı cumartesi gününden bu yana yaklaşık 750 kişi gözaltına alındı, 160'dan fazla kişi de tutuklandı.

    İngiltere genelinde ise Manchester ve Salford'da 113, Birmingham, Wolverhampton ve Batı Bromwich'de 109, Liverpool'da ise 50 kişi gözaltına alındı.

    Nottingham şehrinin merkezinde bir karakola yönelik kundaklama olayının ardından polis 90 kişiyi gözaltına aldı.

    Bu arada, yaz tatilinde olan İngiliz Parlamentosu da yarın olağanüstü toplanacak.

    OLAYLAR İNGİLİZ BASININDA...

    İngiliz gazeteleri, siyahi bir gencin öldürülmesiyle Londra'da başlayan ve ülke geneline yayılan yağma, kundaklama ve şiddet olaylarına bugünkü sayılarında da geniş yer verdi.

    Times gazetesi başyazısında "İngiliz şehirlerindeki görüntülerin Londra ve ülke için utanç verici" olduğunu yazarak, "polisin şiddeti durdurmak için her türlü aracı kullanması gerektiğini" kaydetti.

    İngiltere'nin şehirlerinde yaşananların "ayaklanma" değil, "şiddet olayları" olduğunu savunan Times, Londralıların kendi mahallelerini korumaya çalıştığına dikkati çekti. Gazete yazısında, Londra'nın Dalston semtindeki Türk toplumunu örnek göstererek, "Dalston'daki Türk toplumu kendi evlerini ve iş yerlerini korumak için harekete geçti, hem kendilerinkini hem de başkalarınkini korudu" ifadesine yer verdi.

    Guardian gazetesi, polisin tavrını değiştirdiğini ve sertleştirdiğini "Polis Sertleşiyor" manşetiyle duyururken, olayların İngiliz vergi mükelleflerine maliyetinin 100 milyon sterlini bulabileceğini aktardı.

    Gazetenin olaylara ilişkin bir diğer haberinde, Türk ve Kürtlerin, Londra'nın Hackney bölgesinde saldırılar olduğunda, iş yerlerini ve çevreyi koruduklarına dikkati çekildi. Guardian, Yılmaz Karagöz'ün şu görüşlerini aktardı: "Gece 9-10 civarıydı. Çok sayıda kişi geldi. Dükkanlarımızdan çıktık, polis bir şey yapmamızı istemedi. Ancak polis bir şey yapmadı ve biz onları kovalamak zorunda kaldık. Geri geleceklerini sanmam."

    Mahallede yaşayan Debbie Mumdy'nin görüşlerine de yer veren gazete, Mumdy'nin, "Türk toplumunun bölgeyi koruması, bu bölgedeki halkı rahatlattı. Kingsland High Caddesine saldırılmamasını bu kişilere borçluyuz" sözlerine yer verdi.

    Daily Telegraph gazetesi, "Anarşi Yayılıyor" manşetiyle, olayların Manchester ve Birmingham kentlerinde büyüdüğüne dikkati çekerken, Independent gazetesi "polisin ateşe ateşle karşılık verme" kararını manşetine taşıyarak, başyazısında olayların sosyal boyutunun yanı sıra siyasi anlamını irdeledi.

    Gazete, 2005'te ABD'nin güney kıyılarını vuran kasırganın yıkımına yeterince hızlı müdahale edemeyen dönemin siyasileriyle hafta sonundan bu yana Londra'da yaşananları doğru anlamamakla eleştirilen İngiltere hükümetini karşılaştırdı. İkisi arasında pek bir fark olmadığını kaydeden gazete, "Bu da İngiltere'nin Katrina kasırgası anı" yorumunu yaparak, "O zaman New Orleans'ı sellerden koruyacak settin yıkılmakta olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu Bush yönetiminin. Benzer bir sav koalisyon hükümeti için de dile getirilebilir.

    Cameron tatilden döndü, ama otoritesini kurma konusunda pek ikna edici değil" ifadesini kullandı.

    2005 yılında Fransa banliyölerinden yaşanan isyanların "zengin kesimlerle yoksul mahallelerin birbirlerinden ayrılmış olmasıyla" açıklandığını anımsatan Independent, şunları kaydetti:

    "Son olaylar İngiltere'deki bu ayrışmanın sadece coğrafi olmadığını, zihinlerde de yaşanabildiğini ortaya koyuyor. Bu gençler, zengin İngiliz kentlerinin göbeğinde yaşarken, kendilerini bu kentlerin bir parçası olarak görmüyorlar. Uyarı işaretleri de aslında yıllardır geliyordu, özellikle de Londra'da."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow