hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Metroda sanat bir başka

    Metroda sanat bir başka
    expand

    Dünyanın en eski ve en yoğun metro sistemine sahip Rusya'nın başkenti Moskova'da bindiğiniz bir trende ünlü Rus ressamların tablolarının kopyalarıyla karşılaşabilirsiniz.

    Dünyanın en büyük şehir metrolarından biri olan ve yoğunluk bakımından Tokyo metrosundan sonra ikinci sırada gelen Moskova metrosunun ilk hattı 15 Mayıs 1935 yılında açıldı.

    Günümüzde 12 hattıyla 305,7 kilometre uzunluğuna sahip Moskova metrosundaki 185 istasyondan 44'ü iç mimarisi ve dekorasyonu nedeniyle en önemli kültür mirasları arasında görülmekte. Sovyet döneminin kültürel ve sanat anlayışını yansıtan Moskova metrosuna 2020 yılına kadar 44 yeni istasyon eklenerek 90,4 kilometre daha uzatılması planlanmakta.

    Moskova metrosundaki özel trenler de, özel gün, olay veya önemli bir şahsın adıyla anılırken, söz konusu trenlerin şekli ve renkleri de diğer trenlerden farklı olmakta.

    Reklam veya ilanların yer almadığı özel trenlerin ilki 1984 yılında "Pioner" (öncü) adı verilen öğrenciler tarafından demir hurdaların işlenmesiyle yapılan ilk vagondan oluşurken, söz konusu vagonun bulunduğu trene de "Pioner Kuntsevo" adı verilmiş.

    Zaman içinde Moskova metrosundaki özel trenlerin sayısı 7'ye çıkarılırken, söz konusu trenlerden en ilgincini de "Akvarel" (Sulu Boya) adı verilen Arbat Pakrovski hattındaki tren oluşturmakta.

    Diğer trenlerin aksine koltukların ve pencerelerin büyük bir bölümünün bulunmadığı bu trenin vagonlarında pencerelerin yerinde ünlü Rus ressamların tablolarının bir kopyası sergilenmekte.

    Çiçek ve meyve resimleriyle donatılan bu vagonda her ay Rusya'daki değişik bir müzedeki tabloların kopyalarını detaylı bir şekilde inceleme şansını elde ediyorsunuz. Moskova'nın günlük 600-700 bin kişilik yolcu kapasitesiyle en yoğun hattı olan ve bir ucundan diğer ucuna yolculuğun 65 dakika sürdüğü Arbat-Pakrovski hattındaki yolcuların bir kısmı kitap veya gazete okurken, bir kısmı da vagonlarda sergilenen tabloları inceliyor.

    A.A'ya konuşan yolculardan bir kısmı metroda böyle bir uygulamadan haberlerinin bulunmadığını ve ilk defa böyle bir şey gördüklerini belirterek, bu serginin iş yoğunluğundan dolayı müzelere gitmeye vakit bulamayanlar için son derece önemli olduğunu kaydettiler.

    Sergey adındaki bir yolcu da seyahatinin yaklaşık 30 dakika sürdüğünü ve karşısındaki tablolara bakarak seyahat etmenin kendisini rahatlattığını belirterek, böylesi sergiler sayesinde sanatın, toplumun her kesimine ulaşması açısından önemli olduğuna dikkati çekti.

    Akvarel treninin bulunduğu hatta tabloları inceledikten sonra 3 metro istasyonunun kesiştiği "Ploşat Revolutsya" (Devrim Meydanı) da yine mimarisi açısından görülmesi gereken istasyonlardan biri.

    İstasyon direklerinin ark ile birbirine bağlanan ve arkların üstünde Sovyet dönemine ait insanların 76 adet bronz heykellerinin bulunduğu istasyon 1938 yılında hizmete açıldı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow