hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ortadoğu'daki isyan "Ulusa Sesleniş"te

    Ortadoğudaki isyan Ulusa Seslenişte
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "dost ve kardeş ülkelerde yaşanan olayların ortak noktası, halkın daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım talepleridir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu dost ve kardeş ülkelerde de halk iradesinin gösterdiği istikameti, yegane doğru istikamet olarak kabul ediyoruz" dedi.

    Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında vatandaşlara seslendi.

    Yaptığı konuşmada dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, bölgede önemli gelişmeler ve değişimlerin yaşandığı tarihi bir süreçten geçildiğini dile getirdi.

    Tunus'ta başlayan, ardından Mısır'da devam eden ve diğer bölge ülkelerine sirayet eden olayların bölgede büyük bir değişimin hayata geçtiğini gösterdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

    "Bu dost ve kardeş ülkelerde yaşanan olayların ortak noktası halkın daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha hakça bir paylaşım talepleridir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu dost ve kardeş ülkelerde de halk iradesinin gösterdiği istikameti, yegane doğru istikamet olarak kabul ediyoruz.

    'Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir' sözünü kendine şiar etmiş bir millet olarak bundan başka bir tavır ortaya koymamız zaten düşünülemez. O nedenle milletimiz geçmişte yaşanan her kritik dönemde demokrasiyi yeniden güçlendirme, ülkesine ve geleceğine sahip çıkma iradesini en güçlü şekilde ortaya koymuştur. O nedenle Türkiye, demokrasisiyle, güçlü ekonomisiyle, dünya meseleleri hakkındaki barışçı ve aktif politikalarıyla ülkesine ve geleceğine sahip çıkma azmindeki bütün halklar için bir örnektir.

    Geleceğine umutla bakabilecekleri bir ülke inşa etmek üzere yola çıkan halkların ilham kaynağı Türkiye'dir. Bunu gururla ve mutlulukla ifade ediyorum. Biz hiçbir ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir eğilim içinde olmadık, olmayız. Biz milletimiz için ne istiyorsak bütün dünya milletleri için de onu istiyoruz. Halkın iradesi diyorsak, hak ve özgürlükler diyorsak, eşitlik ve adalet diyorsak, ileri demokrasi diyorsak, bunu sadece kendi toplumumuz için değil bütün toplumlar için dile getiriyoruz.

    Huzur ve istikrarı sadece kendi ülkemiz için değil, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm ülkeler için istiyoruz. Çünkü şu gerçeğin farkındayız; dünya artık eski dünya değil... Ülkeler arasında aşılmaz duvarlar yok, toplumlar arasında geçilmez uçurumlar yok. Eğer küresel barıştan söz edeceksek, bütün halkların, bütün toplumların, bütün yönetimlerin bu ideali sahiplenmesi lazım. Hiçbir yönetimin hukuksuzluktan hukuk icat etmek gibi bir lüksü yok, olmamalı. Bugün dünyanın çatışma noktalarına bakıldığında bu acı gerçek bütün çıplaklığıyla görülecektir. Bu bakımdan bölgemizde esen değişim rüzgarlarının, yaşanan bütün sıkıntı ve sancılarına rağmen inşallah hayırlı sonuçlar doğuracağına inanıyor, bunu temenni ediyoruz."

    TSK'ya teşekkür

    Bütün dost ve kardeş ülkelerde demokratik işleyişin sağlanmasını, yönetimlerle halklar arasındaki çatışmaların giderilerek huzur ve istikrarın sağlanmasını dileyen Başbakan Erdoğan, bu noktada Türkiye olarak her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduklarını ifade etti.

    Çeşitli sebeplerle kamu otoritesinin zaafa uğradığı bu ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, olayların yaşandığı ve yer yer can güvenliğinin kaybolduğu bu bölgelerde bulunan Türk vatandaşlarının Türkiye'ye intikali için bütün imkanların seferber edildiğini söyledi.

    Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Devletimiz, ilgili bütün kurumlarıyla konunun takipçisidir, gereken her şey yapılmıştır, yapılmaktadır. Libya'da olayların başladığı andan itibaren, Dışişleri Bakanlığımızda bir kriz masası oluşturarak vatandaşlarımızın tahliyesi için çalışmalara başladık. Dışişleri Bakanımız, Ulaştırma Bakanımız, Genelkurmay Başkanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Denizcilik Müsteşarlığı, Kızılay hatta İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, ilgili tüm kuruluşlarımız, yurt dışındaki bütün büyükelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımız şu anda teyakkuz halindeler ve tahliye çalışmalarını yürütüyorlar.

    Sadece havayolu ile değil, kara ve deniz yoluyla da vatandaşlarımıza ulaştık. Hava meydanlarının hizmet veremiyor olmasından dolayı uçaklarımızın inemediği durumlarda, sahip olduğumuz en hızlı feribotlar olan İstanbul deniz otobüslerinin iki feribotunu devreye soktuk. Deniz Kuvvetlerimize ait firkateynler, özel sektöre ait gemiler de tahliye çalışmalarında görev alıyor. Dışişleri Bakanlığımız, dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanlığımız, işadamlarımızla, şantiye sorumlularımızla, mühendislerimizle, işçilerimizle ve onların Türkiye'deki yakınlarıyla sürekli irtibat halinde.

    Kızılay aynı şekilde gerek Libya'da gerek aktarma noktalarında gerekse yolculuk esnasında vatandaşlarımızın bütün acil ihtiyaçlarını karşılıyor. Libya'da; Trablus'taki Büyükelçiliğimizi ve Bingazi'deki Başkonsolosluğumuzu, tahliye çalışmalarını daha etkili şekilde yürütebilmeleri için ilave personelle takviye ettik.

    Bu vesileyle, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tüm birimlerine, araç ve gereçleriyle seferber olmak suretiyle gösterdikleri cansiperane gayretleri sebebiyle, özellikle şahsım milletim adına teşekkür ediyorum. Dışişleri Bakanlığımızın, Libya'daki ve Türkiye'deki personeli olmak üzere, tahliye çalışmalarında yine aynı şekilde gösterdikleri gayret sebebiyle, tüm görevlilerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow