hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Anadol'dan KHK çıkarma yetkisine tepki

    Anadoldan KHK çıkarma yetkisine tepki
    expand

    CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, hükümete Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren tasarıyla erkler ayrılığının tamamen ortadan kaldırıldığını öne sürdü.

    Anadol, CHP'nin diğer grup başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Muharrem İnce ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, tasarının "ahlaki" olmadığını, seçime az bir süre kaldığını, mevcut parlamentonun "son kullanma tarihini bitirdiğini" ifade etti.

    Tasarıyla "basit bir yetkinin istenmediğini" belirten Anadol, "Erkler ayrılığı tamamen ortadan kaldırılıyor. Bu, faşizmden başka bir şey değildir" dedi.

    Anadol, CHP olarak, tasarı konusunda Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'nden kaynaklanan tüm haklarını sonuna kadar kullanacaklarını kaydetti.

    Anadol, bir soru üzerine de tasarının yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesine götüreceklerini bildirdi.

    Seçim sürecinin başladığını, halk deyimiyle "mevcut parlamentonun son kullanma tarihinin bittiğini" belirten Anadol, bu süreç içinde başka bir düğmeye basıldığını, "yangından mal kaçırır" gibi siyasi ahlakla bağdaşmayan bir yetki kanunu ile karşı karşıya olduklarını ifade etti.

    Anadol, "Çocuğun çamurla oynaması gibi temel kurumlarla, rejimin en önemli unsurlarıyla oynayan bir iktidarın söz konusu" olduğunu iddia ederek, bakanlıkların birleşmesi, ayrılması ve yeni bakanlıkların kurulmasının işin cilası olduğunu, asıl yapılmak istenen şeyin "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin, egemenlik kayıtsız şartsız Recep Tayyip Erdoğan'ındır ilkesine çevrilmesi olduğunu" savundu.

    Anadol, "Bunun siyasal jargondaki adı faşizmdir" dedi.

    Tasarının gerekçesinde, "TBMM'nin yoğun gündemi nedeniyle bazı düzenlemeler yapılamadığı için yetki istendiğinin" belirtildiğini kaydeden Anadol, bazı tasarıların "jet hızıyla" geçirilebildiğini dile getirdi.

    TBMM'nin; hukuk sistemi allak bullak edilerek "yasamatik" gibi çalıştırıldığını iddia eden Anadol, yetki kanunlarının darbe, sıkıyönetim ve büyük ekonomik kriz dönemlerinde kullanılan bir argüman olduğunu kaydetti.

    Anadol, "13 Haziran'da çıkacak tabloyu bilmek mümkün değil. Yeni bir parti iktidara geldiğinde hangi hakla elini kolunu bağlayabilirsiniz? Onun adına nasıl hareket edersiniz? Milli irade, ahlak anlayışınız bu mu?" diye sordu.

    Anadol, "temel yasa", "torba yasa" kavramlarının sık sık kullanıldığını, çağdaş hukuk devletlerinde "torba yasa" diye bir kavramın olmadığını, "bir ucubenin" Türk hukuk sistemine hediye edildiğini ileri sürdü.

    Kemal Anadol, 8.5 yılda 1441 yasa çıkarıldığını, istisnai olması gereken temel yasa uygulamasının genel kurala dönüştürülerek 22 ve 23. dönemlerde 75 yasanın bu çerçevede görüşüldüğünü kaydetti.

    "Artık yandaş yargı kavramı ortaya çıktı"

    Zekeriye Beyaz'ın evinin "Ergenekon" soruşturması çerçevesinde arandığını, kızının ifadelerine göre, "misyonerlik faaliyeti" iddiasıyla arama kararıyla gelen polislerin misyonerlik faaliyetleri ile ilgili kitapların hiçbirine bakmadıklarını, Beyaz'ın yayınlamak için hazırlık yaptığı "Said Nursi ve Fethullah Gülen ile ilgili kitap çalışmalarını aldıklarını" söyledi.

    Anadol, "Artık yandaş yargı kavramı ortaya çıktı. Bunu utanarak, üzülerek söylüyorum. Güçler ayrılığı kalmadı artık. Yasama organı zaten yürütmenin tahakkümü altındaydı, şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın tahakkümü altında olacak" dedi.

    "Artık kuvvetler birliği var"

    Tasarı ile "basit bir yetkinin istenmediğini" belirten Anadol, şöyle devam etti:

    "Tüm kamu yönetimini yeniden şekillendirecek bir yetki isteniyor. Basit bir partizanlık ve kadrolaşmanın çok ötesinde amaçlar taşıyan bir talep bu. AKP, seçimlere giderken kamu görevlileri üzerinde operasyon yapma yetkisi istiyor.

    Erkler ayrılığı ortadan kaldırılıyor. Yargının durumu ortada. Yasama da by pass yapılarak bir yana itilince tek yürütme kalıyor. Kuvvetler birliği var artık Türkiye'de. 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün halkın iradesini by pass eden hukukunu yeniden oluşturmak istiyorlar. 12 Eylül'den daha geriye götürecekler Türkiye'yi. Meclis yerine yürütme ikame edilmek isteniyor. Kamu görevlilerinin güvencesi ortadan kaldırılmaktadır.

    Bürokrasiye kelepçe takılmaktadır. Bu, faşizmden başka bir şey değildir. Yargı ve yasamayı tasfiyeyi amaçlayanlar yarın halkı da devreden çıkaracaklardır. 12 Haziran'dan sonra CHP hükümeti bu tür anti demokratik uygulamalara tenezzül etmeyecektir. O CHP hükümeti adına şimdiden hareket etme hakkı ne Recep Tayyip Erdoğan'ındır, ne de AKP'nindir. Bu hukuksuzluğa karşı sonuna kadar direneceğiz. Bu çağdışı mantığı 12 Haziran'da sandığa gömeceğiz. Anayasanın ve içtüzüğün bize verdiği bütün hakları sonuna kadar kullanacağız."

    "Anayasa karşı hiledir"

    Akif Hamzaçebi ise tasarı ile yapılmak istenen düzenlemenin, Anayasa'nın 91. maddesinde belirtilen çerçeveye kesinlikle aykırı olduğunu söyledi.

    Maddenin hangi hallerde 'yetki kanunu" çıkarılacağını açık şekilde düzenlediğini kaydeden Hamzaçebi, "Bu hüküm by pass ediliyor. Bu, Anayasa'ya karşı hiledir" dedi.

    Hamzaçebi, CHP'nin aile sigortası önerisi çerçevesinde kurmayı düşündüğü Aile Sigortası Kurumu kapsamına alınacak kuruluşların yetki kanunu tasarısı içerisinde sayıldığını ifade ederek, "Öyle anlaşılıyor ki AKP, aile sigortasını son derece ciddiye almıştır, seçimden önce böyle bir bakanlığı oluşturmak suretiyle bizim aile sigortası projemizi uygulamak istemektedir" dedi.

    Hamzaçebi, tasarının kamu personeli ile ilgili kısımlarının da "AKP elinde bir zulüm makinesine dönüşeceğini" iddia etti.

    Muharrem İnce ise darbelerin ortak yönünün "yürütmeyi güçlendirmek" olduğunu belirterek, mevcut iktidarın da darbecilerin mantığını kullandığını öne sürdü. İnce, "Yürütmenin eli güçlendirildikçe 'yürütme' kolaylaşacaktır. Unutmamamız gereken şey budur" dedi.

    "Cumhurbaşkanı gibi davransın"

    Soruları da yanıtlayan Anadol, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ahmet Şık'ın kitap çalışmasının toplatılmasının PR işlevi de gördüğüne ilişkin değerlendirmesinin anımsatılması üzerine, "Kara mizah olarak görüyorum Sayın Cumhurbaşkanının bu esprisini. Kitabın reklamı yapıldı bu şekilde, diyor. Peki Ahmet Şık'ın hapishanede geçirdiği günler... Sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı gibi davransın, timsah gözyaşlarını bir tarafa bıraksın. Yargı reformu istiyorum diye her parlamento açılışında söyleyen kendisidir. Ahmet Şık'lar hapishanede ise sorumlularından birisi de Sayın Abdullah Gül'dür" dedi.

    Anadol, bir başka soruyu yanıtlarken de tasarının yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesine götüreceklerini bildirdi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow