hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    YGS'de şifre skandalına takipsizlik

    YGSde şifre skandalına takipsizlik
    expand

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "YGS'deki şifre" iddialarına ilişkinsoruşturmada takipsizlik kararı verdi. Ancak savcılık, ÖSYM Başkanı Ali Demir için soruşturma izni istedi. Sınavın iptal istemiyle ilgili Danıştay'da görülen davanın ara kararında ise ÖSYM'ye, "Adaya özgü kitapçığın hukuki niteliği nedir?" diye soruldu.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan, iddialar üzerine yürütülen soruşturmayı tamamladı.

    Savcılık kararında, "Başsavcılığımızca soruşturmaya konu suçlar nedeniyle takibi gerektirir herhangi bir suç unsuru bulunmadığından, olay nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi" denildi.

    Ancak savcılık, ÖSYM Başkanı Ali Demir ile YGS Koordinatörü ve diğer yetkililer hakkında YÖK Başkanlığından soruşturma izni istedi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmada verdiği "kovuşturmaya yer olmadığı" kararını, Ankara 7. İdare Mahkemesi'ne gönderdi.

    ÖSYM'den ve Meteksan'dan gelen cevaplara yer verilen kararda, 2010, 2011 yılı YGS sonuçlarına ilişkin istatistikler ile YGS-2011'de ilk 1000'e giren adayların bulundukları okul listelerinin incelendiği ve olağandışı bir husus gözlemlenmediği belirtildi.

    Kararda, ÖSYM TAB'da görevli YGS-2011 koordinatörü ve sınavları değerlendirme sorumlusu ile Meteksan Genel Müdürü ve bilgisayar yazılım programını gerçekleştiren görevli ile hazırlanan bilgisayar sistemindeki soru ve cevapları dijital baskıya aktaran ve master kitapçığı hazırlayan görevlinin ifadelerine başvurulduğu hatırlatıldı.

    Bilirkişi raporundaki saptamalar

    Kararda, bilirkişi raporundaki şu ifadelere de yer verildi: "Özetle, YGS-2011'de kamuoyunda şifre olarak adlandırılan uygulama vardır. Şifre olarak bilinen uygulama, kullanılan programın eksikliğinden, ÖSYM TAB çalışanlarının program kullanımı hakkında yeterliliğe sahip olmaması ve YGS koordinatörünün gerekli denetimi yapmaması ve kapalı dönemde görülen eksikliklere müdahale etmemesinden kaynaklanmaktadır. Bahse konu formülasyon ile 40 soruluk matematik testinde bulunan 29 sorudan 15,25 net elde etme imkanı bulunmaktadır. Ancak YGS-2011'de hiçbir adayın yukarıdaki formülasyondan istifade ederek haksız avantaj sağladığına dair bulguya rastlanmamıştır."

    "Hiçbir adayın sınav esnasında bu şifre sisteminden faydalandığına yönelik bir bulgu tespit edilmediği" kaydedilen takipsizlik kararında, bilgisayar programında belirli bir adaya özgü kitapçık ve cevap seti hazırlama özelliği bulunmadığı belirtilerek, şöyle denildi:

    "Kısaca, YGS-2011'de herhangi bir kopya ve sınav sonucunu ilgilendiren başka bir usulsüzlüğün tespit edilmediği, olayın ÖSYM, YGS koordinatörü ve Meteksan firması yetkililerinin kamuoyunun hassasiyeti ve sınavın güvenilirliği hususunda uygulama sırasında üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermeyerek adaya özgü kitapçık basımı için üretilen yazılım tamamlanmadan, üzerinde yeterli inceleme ve analiz yapılmadan, yazılımı paket program haline gelmeden kullanarak, bu kullanım esnasında soru cevap seçeneklerinin yerlerini değiştirmeyerek kamuoyunda şifre olarak adlandırılan formülasyona sebebiyet verdikleri, basın ve master kitapçığının oluşturulması aşamasında ise sınavda uygulanan adaya özgü kitapçık sisteminin kullanıldığı ancak aday kitapçıklarının oluşturulma sürecinden farklı olarak özel tercihlerde bulunulduğu ve bu tercihlere göre basın kitapçığında mod-medyan ve 'en büyük sayısal değere sahip şıkkın sağındaki cevap şıkkının doğru seçenek olması' diye adlandırılan iki farklı algoritmalı cevap şıklarının oluştuğu, ayrıca baskı hataları yapmak suretiyle kamuoyunda tartışmaya, sınav üzerinde şüphe oluşmasına ve sınav sonuçları üzerinde kaygı oluşturulmasına sebebiyet verdikleri kanaatine varılmışsa da başsavcılığımızca soruşturmaya konu suçlar nedeniyle takibi gerektirir suç unsuru bulunmadığından, olay nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi."

    Soruşturmaya ÖSYM izin verecek

    6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'a göre, ÖSYM Başkanı hakkında soruşturma izni kararı vermeye YÖK Genel Kurulu yetkili bulunuyor.

    ÖSYM'nin 3 Mart 2011'de değiştirilen yeni kanununun "cezai hükümleri" içeren 10. maddesinin 8. fıkrasında, "Bu kanun hükümlerine göre kamu görevlisi sayılan kişiler hakkında, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı, 2 Aralık 1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre, soruşturma izni kararı vermeye ÖSYM Yönetim Kurulu; Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında ise Yükseköğretim Genel Kurulu yetkilidir" hükmüne yer veriliyor.

    Aynı kanunun 4. maddesinde de ÖSYM Başkanı'nın görev süresi dolmadan görevine son verilemeyeceği ancak atanmak için gerekli şartları taşımadığı ya da kaybettiğinin tespit edilmesi veya görevini yerine getiremeyeceğinin Yükseköğretim Genel Kurulu kararıyla tespit edilmesi ve resmi sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi halinde, Başkan'ın görev süresi dolmadan atandığı usule göre görevden alınabileceği kaydediliyor.

    YÖK, devlet üniversitelerinde görev yapan profesör unvanına sahip öğretim üyeleri arasından üç aday belirleyerek Milli Eğitim Bakanlığına sunuyor. ÖSYM Başkanı, müşterek kararnameyle dört yıllığına Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.

    Bu arada, YÖK Genel Kurulunun yarın toplanacağı ancak resmi gündeminde ÖSYM Başkanı'na soruşturma izni verilmesine ilişkin konu bulunmadığı öğrenildi. Genel Kurulda, geçen hafta tamamlanamayan konuların ele alınacağı kaydedildi.

    Danıştay'dan ÖSYM'ye kitapçık sorusu


    Tartışmalı sınavla ilgili bir diğer dava da Danıştay'da görülüyor.

    Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Bilal Kolbüken, sınavın ve adaya özgü soru kitapçığına ilişkin sınav yönergesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'da dava açmıştı.

    Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, bugün ara karar vererek, ÖSYM'ye iptali istenen Yönergenin hukuki niteliğini sordu.

    Ara kararda, "Adaya Özgü Soru Kitapçığı'na ilişkin sınav yönergesinin, yalnızca 2011 YGS'de mi, yoksa diğer tüm sınavlar da mı uygulanıp uygulanmadığı" soruldu.

    ÖSYM'nin ara karara yanıt vermesi için 15 günlük süre verildi.

    Avukat Kolbüken'in, Çankaya Atatürk Lisesinden 2009'da mezun olan ve 27 Mart 2011'deki YGS'ye giren müvekkili O.K.Ö. adına açtığı davanın dilekçesinde, "ÖSYM'nin 'Adaya Özgü Soru Kitapçığı'na ilişkin sınav yönergesinin, hukuk düzeninde değişiklik meydana getirmesi, kural koyması, ülke çapında uygulanması ve sınava giren tüm öğrencileri bağlayıcı olması nedeniyle düzenleyici işlem niteliği taşıdığı" belirtilerek, "Davalı idarenin söz konusu sınav yönergesinin ve her adaya ayrı kitapçık uygulamasının bu yönüyle mahkemenizce değerlendirilmesi ve eşitlik ilkesini ihlal ettiğinin anlaşılması halinde, elbette yönergenin de, bu yönergeye dayanılarak gerçekleştirilen sınavın da iptali gerekmektedir" denilmişti.

    YÖK Ali Demir'i görüşecek


    Bu arada YÖK Genel Kurulu'nun da ÖSYM Başkanı için istenen soruşturma talebini görüşmek üzere toplanması bekleniyor.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow