hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Öcalan serbest kalacak" iddiasına yanıt

    Öcalan serbest kalacak iddiasına yanıt
    expand

    Başbakan Erdoğan, Kanaltürk televizyonunda katıldığı bir programda MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Seçimden sonra Abdullah Öcalan serbest kalacak" ve "Yeni Anayasa için çeşitli kesimlere vaatler verildi" iddialarına yanıt verdi.

    Bahçeli'nin Öcalan iddiası:
    Erdoğan, Bahçeli'nin kendisine yönelik, "Başbakan Erdoğan, İzmir'den sana sesleniyorum, eğer tekrar bir iktidar şansın olursa, İmralı canisini serbest bırakacak mısın?" dediğini hatırlattı.

    "Ben buradan çok açık net söylüyorum, benim böyle bırakmak gibi, kesinlikle, bu işin aklımın ucundan bile geçmesi mümkün değildir" diyen Erdoğan, "Ben iktidarda olduğum sürece, partim iktidarda olduğu sürece biz hakkında verilmiş hüküm neyse bu hükmü sonuna kadar uygularız. Ama sen idam cezasını infaz etmedin, maalesef siz ertelediniz ve milletin başına bela ettiniz. Bunun sorumlusu Bahçeli'dir, bunun sorumlusu bizzat merhumdur ve diğer ortakladır" diye konuştu.

    Başbakan sözlerine şöyle devam etti:

    "Bunu ertelediler. Ben size karar metnini gösteriyorum, çok açık net ortada. Sonra diyorlar Başbakan niye sert konuşuyor. 'Söz verdin mi?' Çok açık net söylüyorum bizim öyle bir sözümüz yok. 'Bunu açıkla, şerefin haysiyetin varsa bu sorulara cevap ver, kimlerle pazarlıklar yaptığını, hangi vaatleri verdiğini anlat, Türk devletini kime peşkeş çektiğini, itibarını nasıl ayaklar altına aldığını itiraf et.

    Burada söylediğin sözleri aynen sana iade ediyorum. Şerefin, haysiyetin... Sen şimdi iddianı ispatla. Tayyip Erdoğan ülkesini hiçbir kimseye, hiçbir kuruma, hiçbir ülkeye peşkeş çekmemiştir, arkadaşları asla bu oyunların içerisine girmemiştir, girmez ve şu anda da adam gibi bir dik duruşla Türkiye, dünyada saygın yerini almıştır. 26'ncı sıradan 17'nci sıraya çıkmış bir Türkiye var. Şimdi ilk 10'un içerisine çıkmayı hedefleyen bir Türkiye var. Sefalet içerisinde bir Türkiye bıraktın bize. Milli geliri 230 milyar dolarda bıraktın bize, şimdi 740 milyar dolardayız bu mu peşkeş çekilen Türkiye. İhracat 36 milyar dolardı, şimdi 123 milyar dolar, bu mu peşkeş çekilen Türkiye. 163 bin derslik bu dönemde yaptık, bu mu peşkeş çekilen Türkiye..."

    Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 367 krizi:
    Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 367 krizi ve Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili 'Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde tüm detayları bildiğini ifade etti.

    "Neler oldu? Siz biliyor muydunuz" sorusu üzerine, o süreci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile beraber yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi:

    "Ben de birçok şeyi biliyordum. Fakat bunları konuşmanın bize artık çok şey kazandıracağına da inanmıyorum. Bulunduğum makam sebebiyle. Fakat bir şeyi çok açık net ortaya koymam lazım. O zamanın küçük muhalifleri, bizlere verdikleri sözlerin arkasında duramadılar. Onlar zaten verdikleri sözün arkasında
    durabilseydiler, o zaman özellikle onları arayanlar, parantezi gizli açıyorum, 'onları arayanlar' diyorum, onları arayanların tesiri altında kalmaz, 'biz sivil siyasetiz, ama biz şu anda Parlamento'da bu işi çözebilecek durumdayız' der ve gelirlerdi.

    Ama ne yazık ki Parlamento'ya gelmedikleri gibi, o zamanın ANAP'ın genel merkezine milletvekillerini tıkadılar, hatta kilitlediler. Bunlardan bir tanesi yanılmıyorsam o zaman kaçabildi, o oylamaya geldi. O arkadaşımız bunu çok daha açık, net ortaya koyabilir. Bugünlerde bunlar deşifre olmaya da başladı, 'filanca emekli aradı' filan gibi bunlar deşifre oluyor. İstiyorum ki, onlar daha net ortaya koysunlar. Biz verdiğimiz sözde durduk, 5 yılı 4 yıla indirdik. Cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıldan 5 yıla indirdik. Ama diğerleri durmadı.

    Şimdi neredeler, artık siyasi mevta oldular. Böyle olsun istemezdik, ama güzel oldu. Millet bütün bu olanları gördü ve takdir etti ve çok ciddi bir oy oranıyla da Cumhurbaşkanını millet seçti. Artık Meclis'te böyle şeyler olmayacağına göre bu artık bizim gündemimizden düştü, artık milletin gündeminde. Çok da fazla ben
    artık o süreci önemsemiyorum."

    "Başbuğ sürece dahil oldu mu?"

    Erdoğan, "Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve İlker Başbuğ'un bu sürece müdahil olduğu yönünde iddialar var" denilmesi üzerine, "Belki başkaları da vardır. Ama şimdi ben 'şu dinledi bu dinledi' diyemem ki. Bunu artık karşılıklı muhatapları kimlerse onlardan öğrenmek lazım. Aksi takdirde ben burada yalancı şahitlik yapmış olurum. Bunu da sevmem" dedi.

    "Dönemin Genelkurmay hiyerarşisinde Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine etki edildiğine dair bir veri var mı elinizde?" sorusuna Erdoğan, "Benim elimde kesin bir veri yok, duyumlar var. Kesin veri olmadığı için de konuşmayı doğru bulmuyorum" yanıtını verdi.

    "27 Nisan muhtıra değil"

    "Darbe yapan bir General Kenan Evren şu anda ifade veriyor. Acaba 27 Nisan Muhtırası ile ilgili de bir yargı süreci işleyebilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Onu bir muhtıra olarak kabul etmiyorum. Bu o zamanki Genelkurmay'ın bir yaklaşımı olarak değerlendiriyorum. Muhtıralar karşısında Türkiye'de siyasi
    iktidarların ne yaptığı bellidir. Eğer muhtıra olarak kabul ediyorsanız varın öyle kabul edin ama yok bir değerlendirme olarak kabul ediyorsanız hemen ardından ertesi gün biz iktidar olarak gerekli cevabı, gerektiği şekilde verdik. O şekilde de bitirdik. Bu, sivil siyasetin bir değişim, dönüşüm noktasında ortaya koyduğu tavrı gösteriyor. AK Parti'nin özelliği zaten burada" dedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow