hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Yargıyı eleştirirken..."

    Yargıyı eleştirirken...
    expand

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yargıyı eleştirirken çok dikkatli davrandıklarını belirterek, "Ama yargının militanlaşmasına, bir siyasal partinin arka bahçesi olmasına izin vermeyiz" dedi.

    Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde partisinin ilçe başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu, insanların ağır bedeller ödeyerek hak elde ettikleri günün kutlandığını söyledi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, adaletin olduğu bir yerde demokrasi ve özgürlüğün olacağını ifade ederek, şunları söyledi:

    "Eğer bir yerde adalet yoksa demokrasi ve özgürlük de olmaz. Adaletin olduğu yerde insanların gelecek güvencesi olur. Bu olmazsa insanlar geleceğe güvenle bakamazlar. O nedenle 'adaletin olmadığı yerde tuz kokmuştur' denir. Biz adaleti her yerde ve ortamda yüceltmek zorundayız. Yargıyı eleştirirken de biz çok dikkatli davranıyoruz. Ama yargının militanlaşmasına, bir siyasal partinin arka bahçesi olmasına izin vermeyiz. Unutmayın eski adıyla Devlet Güvenlik Mahkemeleri, yeni adıyla özel yetkili mahkemeler birer operasyon mahkemesidir. Bu mahkemeler siyasi otoriterinin emrine ve talimatına göre karar veren mahkemelerdir. Eski adıyla da sıkı yönetim mahkemeleridir.

    Bir yerlerden talimat gelir. Bunlar da onu karara dönüştürürler. O nedenle bizim 41 projemiz arasında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması da var. Çünkü, özel yetkili mahkemeler doğal yargılama ilkesine aykırıdır. Bunlar özel mahkemelerdir, özel ihtisas mahkemeleri değildir, özel siyasal mahkemelerdir ve adaleti yaralayan mahkemelerdir."

    CHP'nin bütün partilerden daha fazla çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, "Emekli arkadaşlarım çok iyi bilirler, biz İntibak Yasası'nı çıkaracağız dediğimiz zaman 'bunun için 20 katrilyona ihtiyaç var, hayali proje' dediler. Şimdi meclise getirecekler. Ama hemen getirmiyorlar. Seçimlerden önce getirecekler. Emekliler buna kanacak mı? Emekliler bunu çok iyi bilmesi lazım" ifadeleri kullandı.

    "Hükümetin tek dayanağı sıcak para"

    Kılıçdaroğlu, bir partilinin hükümetin özelleştirme mantığıyla hareket ettiğini iddia etmesinin ardından konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Özelleştirme yoluyla AKP'nin aldığı para 30 milyar dolardır. Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmasını yaptı. Ama bizim anladığımız bir anlamda büyüme de yok. Herkes borç içinde. Bir ev düşünün adam buzdolabını sattı, biraz geçindi. Çamaşır makinesini, yatak odası, televizyonunu sattı, biraz daha iyi geçindi. Sonra bir baktı borç aynı borç. Evde de hiçbir şey kalmadı. Bizim durumumuz da buna benziyor. Her şeyi sattık, dünyanın borcunu yaptık. İşsizlik, kimse de iş bulamadı. 2012 o açıdan çok önemlidir. Hükümetin tek dayanağı var, o da sıcak paradır yani borç. En büyük korkusu da para çıkacak mı, çıkmayacak mı? Para çıkarsa çökecek. Türkiye'nin ihracat yapması, cari fazlası vermesi lazım. Plan Bütçe Komisyonu'nda, bütün bakanlıkların bütçelerinde söylendi. Televizyonlar ve TRT 3 niye yasaklandı? Halk gerçekleri, meclisteki tartışmaları öğrenmesin. Grup toplantıları yasaklandı, yayınlanmıyor, gerekçe halkı gerçekleri anlatmamak."

    Sorular

    Bir gazetecinin , Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un "Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz" sözünü hatırlatarak, "Buna yanıtınız olacak mı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:

    "Bir kimsenin şerefli olup olmadığına o kişi karar vermez. Kişinin şerefli olup olmadığına üçüncü kişiler karar verir. Ben şerefli demekle şerefli olmam, bir başkası da ben şerefliyim demekle o şerefli olmaz. Bizim yaptığımız net eleştiriler var. Ben o eleştirilere yanıt bekliyorum. Siz Deniz Feneri savcılarını hangi gerekçeyle görevden aldınız? Ben bunu cevabını bekliyorum. Şerefliymiş, bana bunun cevabını verebiliyor mu? Sayın Mehmet Haberal, kendisinin yargılandığı mahkemenin üyelerinin mahkum ettirdi. Bunlar davadan çekildi mi? Hayır çekilmedi. Biz o yargıçlara nasıl güveneceğiz? Bir duruşmayı vicdanın terazisinde değil de onu kan davası haline dönüştürerek karar verme sürecine getiren bir yargıca nasıl güveneceksiniz? Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu oturmuş oraya, seçtikleri yargıçlara baksınlar. O şerefli arkadaşımıza şunu sormak isterim, N.Ç. davasını çok iyi biliyor. O davada karar verenlerin kendileri tarafından oraya atandığını biliyor mu acaba? Eğer daha fazla konuşursak altında kalırlar. Otursunlar yargıya baksınlar. Yargı kokuyor. Bir yargıç Yargıtay'dan istifa ediyor, 'Yargıtayda olanları artık benim midem kaldırmıyor' diyor. Acaba bu söze kulak veriyor mu?"

    İzmir'deki karakolda bir kadının dayak görüntüleriyle ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geldiği süreçte baskı ve terörün her yerde olduğunu savunarak, "Medya üzerinde de var, karakolda da olacak" dedi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, İsrail ile Türkiye ilişkilerinin geldiği noktayı nasıl değerlendirdiğine yönelik soruyu da "Perdenin önünde başka, perdenin arkasında farklı bir tablo var. Halkı kandırmak için her şeyi yapıyorlar" diye yanıtladı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow