hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "PKK sapık bir ideoloji üzerine kurulu"

    PKK sapık bir ideoloji üzerine kurulu
    expand

    İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, "Sapık ideoloji ve iğrenç ideoloji üzerine inşa edilmiş bölücü bir örgüt 30 senedir bu memleketi meşgul ediyor" dedi.

    İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, AK Parti Eskişehir Merkez Tepebaşı İlçe Teşkilatı'nın kongresinde yaptığı konuşmada, her zaman dik durduklarını, sadece milletin karşısında eğildiklerini söylediklerini anımsattı.

    ''Biz dik durmaya devam edeceğiz. Nasıl mı? Birlik ve beraberliğimiz sürdüğü, büyük milletin bize desteği devam ettiği sürece dik durmaya ve dik yürümeye devam edeceğiz'' diyen Şahin, şöyle devam etti:

    ''Büyük bir belayı milletimiz 30 yıldan beri yaşıyor. Ben gençken başladı, yaşım ilerledi, hala devam ediyor bu problem. Geçen yüzyıldan bu yüzyıla, kokmuş ideolojilerin bu memlekette bıraktığı kötü bir miras. Solculuk adına yapılan özentilerle üretilen, türetilen bir şer örgütü, bir bölücü örgüt. Sosyalizm kalmadı, komünizm kalmadı, Mao, Stalin, Lenin gitti, neredeyse Castro da gitti gidiyor galiba ama bunların hepsinden kokteyl oluşmuş sapık ideoloji, iğrenç ideoloji üzerine inşa edilmiş bölücü bir örgüt 30 senedir bu memleketi meşgul ediyor. Bu durum, gencimi, yaşlımı, köylümü, Muğlalımı da Hakkarilimi de zaman zaman üzülme uğruna başının önüne eğilmesine vesile oluyor. Bu Türk milletine yakışan durum değildi, olamazdı. Biz büyük devletiz. Biz büyük güç sahibiyiz. Ordumuz, polisimiz, güvenlik güçlerimizle büyük bir gücün sahibiyiz. Olmamalıydı, olamamalıydı.''

    Şahin, 61. Hükümet'ten itibaren, geçmişten beri uygulanan stratejileri yenileyerek, terörle mücadeleyi yeniden yaparak, o şer örgüte yönelik, operasyonları, istihbaratı yepyeni bir anlayışla ortaya koyduklarını belirterek, ''Üç aydır, eylül ayından bugüne o örgüt bu memleketin huzurunu, bu milletin keyfini kaçırmaması gerektiğini, kaçırmaya gücünün yetmeyeceğini, başkaları adına taşeronluk yapamayacağını artık herhalde anladı. Anlayana bu kadarı yeter mi bilmiyorum ama anlayıncaya kadar devam edecek, devam edilecek. Ne yaz ne kış ne fırtına ne bora bizi bu yıldan döndüremez'' diye konuştu.

    En büyük değer olan devletin, Eskişehir ve bölgesinde kurulduğunu ifade eden Şahin, şunları söyledi:

    ''Osmanlı'nın ilk hutbesi Karacaşehir'de okundu. Buralar, ilklerin şehri. İlkler eski olacağı için Eskişehir'in adı da ondandır sanırım. Kolay kurulmadı devlet, kolay kazanılmadı, zaman içinde tehlikeler, badireler geçirdik. Tekrar bir büyük savaş, büyük mücadeleyle kuruldu. Atatürk önderliğinde büyük mücadele verildi. Milletin, vatanına, devletine ne kadar bağlı olduğunun sınavı verilmiştir. Herkes şunu bilsin; sınır ötesi de berisi de bilsin, okyanuslar ötesi ülkeler de bilsin, dünya bilsin. Bu millet varlığını da değerlerini de değerlerinin en güzeli ve yücesi olan devletini de kurumlarını da kültürünü de bu topraklarda gök kubbe çökmediği, yerküre var olduğu müddetçe sona kadar yaşatmaya kararlıdır. Bunu herkes bilsin. Türkiye'deki de dışarıdaki de hesabı olsan herkes bilsin. Biz buyuz, buna kararlıyız sonuna kadar.''

    "Kürt ailelerimin kızlarını kullanıyorlar"

    Şahin, ''Şer örgütünün, Kürt vatandaşları kötüye kullanmak üzere, onların üzerinden bu ülkeyi bölmek için yola çıkmış iğrenç bir teşkilat olduğuna'' dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    ''Benim Kürt kardeşim merttir, yiğittir, şereflidir, onurludur. Dinine müslimdir. Hatta dininin kıyafetine bile düşkündür. Yerine göre sarığını bile dini anlayışından dolayı çıkarmayı bir sıkıntı kabul eder. Halbuki dinsizliğin, namussuzluğun, ahlaksızlığın adresi bir teşkilat, benim Kürt kardeşimi sahte cuma namazlarıyla, sahte iftar sofralarıyla, sahte imamlarıyla ve sahte siyasetçileriyle kandırmaya çalışıyor. Dinsizliğin, inançsızlığın, şerefsizliğin, ahlaksızlığın, her türlü melanetin adresi o terör örgütüdür. Bunu ben söylemiyorum. Ben söylüyordum, artık onlardan gelen itirafçılar da bunu söylüyor. '2.5 sene de 3 defa banyo yaptırdılar. O da derede soğuk suda deterjanla. Domuz eti getirdiler yemek istemedim. Yemeyenleri dövüyorlar. Aralarında her türlü gayri insani, gayri ahlaki cinsel ilişkiler alabildiğine var. Ne aile hayatı ne de insan şerefi var' diyor. Özellikle kandırıp, korkutarak götürdükleri benim Kürt ailelerimin kızlarını kirleterek kullanıyorlar ve sonra da beline bağladıkları bombalarla şehirlere gönderiyorlar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü Bingöl'ün Genç ilçesinde canlı bomba terörist bir kadın ve ona mani olmak isteyen Hatice Belgin... O da kadın. İkisi de Kürt. Eğer Kürt'lük bir meseleyse. İnsanları etnik unsurlarına göre değil insan olarak kabul ediyoruz. 75 milyonu bir ve beraber kabul ediyoruz. Ama onlar öldürüyorlar, korkutuyorlar, kandırıyorlar kaçırıyorlar.''

    Şahin, terör örgütünün birçok şeye yöneldiğini, sözde paçavra bir anayasa ve sözleşme yaptıklarını söyledi.

    ''Devlet olmayan devletmiş. Yargısı varmış, halk mahkemesi varmış, yargı teşkilatı, eğitim teşkilatı varmış, akademi varmış'' diyen Şahin, şöyle devam etti:

    ''AK Parti'den de özenti yapmışlar. Kandıracaklar güya. Kurban ol sen AK Parti'ye. AK Parti'nin siyaset akademisinde Türkiye anlatılıyor. Türkiye'nin birlik ve beraberliği, ülkenin bölünmezliği anlatılıyor. Senin akademinde isyan nasıl yapılır, halk isyana nasıl teşvik edilir, nasıl öldürülür, nasıl kurşun atılır, nasıl polise taş atılır ve sonra izini kaybettirip kaçılır... Bu dersleri veriyorsun, vermeye çalıştın. Sözüm ona meclisi varmış, vergi toplayacakmış. Sözüm ona bir de basın ayağı varmış. Gazetecilik de yapıyorlar. Tabi var. İki türlü uğraşıyor bu devlet ve milletle. Dağda silahlı mücadele şehirde de kalemli mücadelesi var. Kalem erbabı var. Bilerek, bilmeyerek birileri alet oluyor. Birileri yazıyor, çiziyor. O kadar yazıyor ki o kadar da şaşkın ve aptalca yazıyorlar ki İçişleri Bakanı bu ülke için çırpınıyor, milletin acısını duyuyor, başını önüne eğdirmemek için kendisini ortaya koyuyor, 'bu ülkeyi böldürtmem sana' diyor. Sen kalkıyorsun ona, yaptığı işe değil, verdiği mücadelesine değil, polisi ve askeriyle düştüğü yolda in avcılığına, oradaki terörist avcılığına değil, konuştuğu cümlelerden bir, iki kelime alarak sataşmaya çalışıyorsun. Kime hizmet ediyorsun kime?

    Şehirde oturup, boğazdan maviliklere, tepedeki yeşilliklere bakarak, içeceğini yudumlayarak yazı yazılmaz. Sen benimle gel, Hakkari'ye, Şırnak'a, Şemdinli'ye. Ama şimdi az kaldı. Bu baharda hep beraber inşallah herkes oraya gidecek, bu yazıları yazanlar da gidecek, korkmayanlar zaten gidiyor, hep beraber gideceğiz. Bu sefer göreceksiniz neyin ne olduğunu.''

    Şahin, bir taraftan silahlı mücadele, bir taraftan da kalemle mücadeleyi verdiklerini, buna da ''psikolojik harekat ve 5. kol faaliyeti, kara propaganda'' denildiğini dile getirerek, ''Kimse fantezi yapma hakkına sahip değil. Ne AK Parti ne de muhalefet. Devlet meselesidir bu. Bugün bizim sorumluluğumuzda, yarın bir başka kadroların sorumluluğundadır. Ama biz bizden önceki büyüklerimizden aldığımız, milli, manevi düşünce ve heyecanı anlamak ve anlatmak, bizden sonrakilere de devretmek zorundayız'' dedi.

    Bu nedenle korkmadığını ama konuşmak zorunda olduğunu belirten Şahin, şöyle konuştu:

    ''Kim ne derse desin biz önemli bir konu üzerinde mücadele götürüyoruz, dikkatle, sabırla, insani olarak götürüyoruz. 5 Aralık'tan 23 Aralık'a Cudi Dağı'nda benim kahraman arkadaşlarımın yürüttüğü, etap etap verdiği mücadeleyi izledik. Günlerce yalvarıyor benim askerim, subayım, 'gel ne olur teslim ol. Devlet öldürmek istemez, öldürmez. Biz yaşatmak için varız. Üşüyorsan gel parkamı üzerine atayım, açsan ekmeğimi sana vereyim, çünkü sen de bu ülkenin insanısın. Biliyoruz ki seni kandırdılar, korkuttular ve oraya götürdüler. Gel hayatını zehir etme, insanca yaşa, hayata dön' diyor. Günlerdir dil döktü. Ama gece bir kısmı teslim oldu, bir kısmı ise bir kardeşimizi şehit etti. Bugün cenazesi var Mersin Silifke'de. O kardeşimize rahmet diliyoruz. Bir kardeşimiz Dağlıca yolunda önceki gün şehit oldu. Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı İstiklalbağı köyünden Cezmi Kaya. O da şehit oldu. Mayın döşendi. Birileri bir şey yapıyor. Biz de bir şey yapıyoruz. Devlet yapar, devletin alternatifi yine devlettir, başkası olamaz ama birileri de zannediyor ki sanki biz İçişleri Bakanlığı olarak söz gelimi Batman Sulama Kooperatifi ile uğraşıyoruz ya da söz gelimi Avcılar Derneğini kapatıyoruz antidemokratik şekilde. İnanıyor musunuz buna, inanmıyorsunuz değil mi.''

    "Kalaşnikoflu, M-16'lı, kanaslı siyaseti yeni görüyoruz"

    Şahin, karşılarında ciddi bir terör örgütü olduğunu, birilerinin ''Aman siyaset yapsınlar, siyaset yapıyorlar'' dediğini ifade ederek, şöyle dedi:

    ''Siyasetin her şeklini gördük, kalaşnikoflu, M-16'lı, kanaslısını yeni görüyoruz. Birileri diyor ki 'bıraksanız da siyaset yapsalardı'. Vallahi bunu bir yanlışlık olsa, kafam gitse yapmam da varsayalım ki bunu yaptık, siz buna izin verir misiniz? Milletim izin vermez. Siirt Meydanı'nda halk, 'şehitler ölmez vatan bölünmez' diyordu 16 Temmuz'da. Ben 'bu milletin talebidir, biz devleti yönetiyoruz, bu bir emirdir, bu yapılacaktır' dedim. Bu ülkede özgürlüğün en dik alası var. Hatta o kadar var ki benim tabirimle, devleti bölmeyi düşünecek ve bunu ifade edecek derecede özgürlük var. Bu ülkede hakların hepsinden yararlanmak var ama 'bu ülkede ben haklardan yararlanmıyorum' diyecek kadar beyni tutsak olanlar da var. Sıkıntımız burada. Meclise kadar geliyor, aynı sırada oturuyoruz, aynı kürsüden söz alıyoruz. O diyor ki 'hala özgürlük yok'. Başka kürsü yok, aynı kürsüdeyiz, başka sıra yok aynı sıradayız, başka Meclis yok aynı Meclisteyiz. Ama kurulmuş ya bir dinsizlik, inançsızlık ve iğrenç düzen. Bir bataklık düzeni kurulmuş. Saadet zinciri düzeni bu. Birileri sefa sürecek, kumarı dahi oynayacak, yazlığı, kışlığı olacak, çocukları yurtdışında okuyacak, Ankara'da kolejlerde okuyacak...''

    Terör örgütü unsurlarından Sezer Arslan'nın babasının, oğlunun cenazesinde evine bayrak çektiğini, hıncını alamayıp gidip bir de mezarlığa Türk bayrağı diktiğini anımsatan Şahin, şunları söyledi:

    ''Doğrusunu yaptı, inandığı gibi davrandı. Amcası Mehmet Arslan 'sizinkiler cipe, bizimkiler tabuta' dedi. Artık benim Kürt kardeşim neyin ne olduğunu iyice anladı. Kürt kardeşim meselenin Kürt'lük olmadığını ve bu örgütün üyelerinin çoğunun da İranlı, Iraklı, Suriyeli ve farklı etnik kökenlerden, farklı inanç kökenlerinden olduğunu gördü. Daha dün Bingöl'de 2'sini yakaladı arkadaşlarımız, sağ ele geçirdiler. Biri İranlı. Oyun büyük oyun. Çünkü Türkiye ve milleti büyük. Bizi kıskanıyorlar. Dünyada iddia sahibi birileri, gündüz masa başında bizimle dost geçinip terör örgütünü de bir şekilde pışpışlıyor. Onları besliyorlar ve büyük Türk milletinin ayağına çelme takmak istiyorlar. Biz bu oyunun farkındayız. Biz bu oyunu bilmenin ötesinde bozacağız. Bozduk bile.''

    "Biz kendimizle yarışıyoruz"

    Şahin, muhalefetin zamanının bol olduğunu, bu nedenle çok konuştuklarını belirterek, ''Biz az konuşur çok iş yaparız. 'Az söyleyelim çok olsun, geç söyleyelim erken olsun, her şeyin hayırlısı olsun' derdik. Eskişehir'de de böyle diyoruz. Muhalefet kendisi bir şey üretemiyor, üretme başarısı yok. Hep böyle bir taktiğin içindeler. 'İktidar bir hata yapsın da veya iktidarın mensupları yanlış söz söylesinler de biz de onun üzerinden politika yapsak' diye bakıyorlar'' dedi.

    AK Parti'nin sepetinde 30, muhalefetin sepetinde ise 5 yumurta olduğunu dile getiren İçişleri Bakanı Şahin, şunları kaydetti:

    ''Muhalefet, bizim ayağımızın tökezleyip yumurtalarımızın 2'sinin kırılmasını bekliyor. Siz daha çok beklersiniz. Siz de proje üretin, çalışın kardeşim. AK Parti sağlamdır, sepeti sağlam, köyü sağlam, kümesi sağlam, tavuğu sağlam, mayası sağlam, insanları, politikası ve zemini sağlamdır. Orada değil yumurta kırılması tavuklar bile mutlu, herkes mutlu. Dağda, ovada, yaylada otlayan canlıların, hayvanların hepsi mutlu. Onlara da destek veriyor, onları da gözetliyor AK Parti. Bütün canlılar, doğa, tabiat AK Parti'nin kapsamı alanında. Kültür, eğitim... Herkes AK Parti'nin kapsama alanında. Biz kendimizle yarışıyoruz. Durmak yok, yola devam. Ben değil, biz olduk, daha çok olacağız. Bu yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacak. Bunun başka çıkar yolu yok. Bizim vizyonumuz 2023'tür.''
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow