hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kılıçdaroğlu: "Yabancı istihbaratçılar cirit atıyor"

    Kılıçdaroğlu: Yabancı istihbaratçılar cirit atıyor
    expand

    Şırnak'ın Uludere ilçesinde 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan hava saldırısını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanlığı'nı eleştirdi. Saldırıya ilişkin istihbaratı sorgulayan Kılıçdaroğlu, "Yabancı istihbaratçıların cirit attığı bir ülke haline geldik" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şırnak'ın Uludere İlçesi'nin Irak sınırı kesiminde 35 kişinin ölümüne neden olan hava harekatıyla ilgili olarak hükümetin derhal özür dileyerek bölgeye bir bakanı göndermesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sessizlik sorumluluğu ortadan kaldırmaz" dedi. Dün olayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı yazılı açıklamayı da değerlendiren Kılıçdaroğlu, "İstihbarat aldık. Kim verdi bu istihbaratı heralde bir yetkili çıkıp soracaktır. Nereden aldınız bu istihbaratı? Kendi ülkesinde istihbaratı kaos yaşayan bir ülke nasıl olur da Oradoğu'da güçlü bir ülke olabilir" dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin ve televizyoncuların Ankara temsilcileri ve haber ajanslarının yöneticileriyle, Marriot Otel'de kahvaltıda bir araya geldi . Kılıçdaroğlu, 2011 yılını ve dün Şırnak'ın Uludere İlçesi'nin Irak sınırı kesiminde 35 kişinin ölümüne neden olan hava harekatı ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    "Türkiye önemli mesafeler almadı"

    Türkiye'nin 2011 yılında ciddi sorunlarlar karşı karşıya kalan bir ülke olduğunu ve bu sorunların önemli bir kısmının 2012 yılına daha ağırlaştırılmış olarak taşıyanacağını belirten Kılıçdaroğlu, "2011 yılına kuşbakışı bakıldığında demokraside ciddi kırılganlıkların yaşadığı bir süreci görüyoruz . Hapisteki gazeteci sayısının yüksekliği, kanun hükmünde kararnamelerle Türkiye'nin yönetilmesi, arama yapılması ön görülen kişilere iktidar kanadından önceden haber verilmesi, uzun tutukluluk süreleri, seçimden sonra seçilmiş parlamenterlerin halen hapislerde tutulması, dış politikalarda önemli açmazlarla karşı karşıya kalınması. Bütün bunlara baktığımızda demokrasi açısından Türkiye'nin çok önemli mesafeler almadığını ve geriye doğru bir gidişin olduğunu görüyoruz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anayasa değişikliği

    Anayasa Değişikliği konusunda üniversitelerin ve STK'ların görüş bildirmekten çekindiğini belirten Klıçdaroğlu, "Bu koşullarda sağlıklı bir anayasa değişikliğinin yapılabileceğini samimi olarak söylemek gerekirse düşünemiyorum. Eğer böyle bir yapı sürdürülürse bunun sonu gittikçe artan baskı olacaktır. Öyle bir baskı rejimi ile karşı karşıyayız ki iş verenler ve üniversiteler korkuyor. Sade yurttaş bile telefonla konuşmaktan korkuyor. Basın üzerinde ciddi baskılar var. Hükümete aykırı haber ve yorum yapan gazeteciler her an tutuklanabilirler. Bunun aşılması lazım. 2012 yılında demokrasi ve özgürlüklerin söylendiği bir Türkiye olmasını istiyoruz. Demokrasi ve özgürlüğün tavan yaptığı bir ülke istiyoruz. Batı medyasının 90 yıla yakın bir parlamento geleneği olan Türkiye'nin demokrasisini "melez demokrasi" olarak adlandırması boşuna değil. Bu ciddi bir sorun."dedi.

    Dış politika

    Dış politikada da ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Klıçdaroğlu, "Komşularımız ile sıfır sorun diye başladık ama bugün geldiğimiz nokta sıfır sorun söz konusu değil. Sıfırı tanımlamam gerekirse sıfır komşu ile yanyana ve beraberiz. Komşularımızın hemen hemen tümüyle kavgalıyız. Güçler dengesi özellikle Ortadoğu'da Türkiye'nin aleyhine gelişti. İran'ın bölgedeki etkinliği artıyor. Son izlediğimiz Suriye politikası ile Doğu Akdeniz'i İran'a açtık. Hiç kimse Türkiye'yi bir AB olarak görmek istemiyor. Bu bize çok açık bir şekilde bazı büyükelçiler tarafından dile getirildi. Biz bağımsız bir ülkeyiz. Ayaklarımız yere basmıyor. Eskiden Türkiye'nin bir ağırlığı vardı. Türkiye konuştuğu zaman herkes dinlerdi. Şimdi bu ağırlığıTürkiye kendi bölgesinde kaybetmiş durumda. Eğer bir sorun varsa çözüm adresi Mısır görülüyor."dedi
    Kılıçdaroğlu, "Arap baharında da sınıfta kaldık. Şimdi Arap sonbaharından söz ediliyor. CHP olarak Arap baharını yaşayan ülkelerdeki sosyal demokrat ve sosyalist partilerle beraber önümüzdeki aylarda bir çalışma gerçekleştireceğiz. O ülkelerdeki dramları ve olumlu yönlerini Türkiye'de tartışacağız."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kılıçdaroğlu, "Güney Kıbrıs Rum yönetimi İsrail ile işbirliği yaparak Doğu Akdeniz'de doğalgaz ve petrol araması ve bu duruma Türkiye'nin seyirci kalması doğrusunu isterseniz bizim ağrımıza gidiyor. Estik gürledik, asarız keseriz dedik geldiğimiz noktaya bakın.Güney Kıbrıs'tan bir yetkilinin dediği gibi bunlar sadece koınuşurlar ve bir süre sonra sesleri çıkmaz."dedi.

    Kılıçdaroğlu "Fransa parlamentosunda alınan kararın mürekkebi kurumadan Türkiye'deki boykot çağrıları STK'lar tarafından görüşülürken tartışılırken kamuoyunun duyarlılığı varken bir hükümet yetkilisi çıktı ve Fransız iş adamalarını Türkiye'ye davet etti. O zaman Fransa'ya neden kızıyoruz biz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ekonomi

    Kılıçdaroğlu, "Ekonomi iyi yolda değil. Merkez Bankası Başkanımız her gün farklı görüşler beyan ediyor. Hükümetin ekonomi kanadından her gün farklı görüşler söyleniyor. Dolara karşı durulur mu ? Bunu söylediğiniz andan itibaren sizin döviz rezerveleriniz dünyanın her tarafında tartışma konusu olur. Doları frenleyecek gücümüz yok anlamına gelir. Ekonominin bu kadar kırılgan oluğunu bir yapıda bu dillendirilir mi? Bunu yine ana muhalafet partisi mi söylemeli ? Rusya yapılan anlaşma ile Nabucco projesini çökerttik. Türkiye'ni enerji de geçiş ülke konumunu kaybetti. Batı hattından gelen doğalgazı hangi gerekçe ile iptal ettik. Acaba yandaş şirketlere vermek için mi iptal ettiler. BOTAŞ'ın verdiği fiyatlarla hiçbir özel şirket buna talip olmadı. Tek taraflı iptal ettik. Bizim açımızdan avantajlı boru hattıydı bu."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    35 kişinin öldüğü hava harekatı

    Kılıçdaroğlu, "Halk özgürce haber alamıyor. 35 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Hala hükümetten bir söz yok. Nasıl bir hükümet ile karşı karşıyayız. AKP sözcüsü konuşuyor ve hükümetten söz yok. Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Hükümetin o bölgeye bakan göndermesi lazım. Hükümetin o yurttaşların ailelerinden özür dilemesi lazım. Sessizlik sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Merak ediyorum ; Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması istihbarat aldık. Kim verdi bu istihbaratı heralde bir yetkili çkıp soracaktır bunu. Nereden aldınız bu istihbaratı ? Kendi ülkesinde istihbaratı kaos yaşayan bir ülke nasıl olurda Oradoğu'da güçlü bir ülke olabalir. Bu soru sadece bizim aklımıza gelmiyor. Türkiye yabancı istihbaratçıların cirit attığı ülke konumuna geldi" dedi.

    "İçişleri bakanı facia"

    Kılıçdaroğlu, "İçişleri Bakanı var ayrı bir facia. Israrla görmezden geliniyor. Şiirle terör üretilirmiş, ressamlar yaparmış, tuvale yansırmış bu. Nasıl bir iştir bu. Samimi söylüyorum ne Hitler ne de Mussolini böyle düşünmemiştir. CHP yönetiminde bir içişleri bakanı böyle konuşsaydı yer yerinden oynamıştı. Gerçek demokraside böyle bir bakan olabilir mi?" dedi.

    Zam vetosu

    Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanının vetosunu son derece olumlu buldum ve kendisini yürekten kutluyorum. Milletvekili emeklilerine zam yapılması bugüne kadar hep kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Dikkat çekmesinin nedeni bu tür zamların hep gece yarısı operasyonlarıyla yapılmasıdır" dedi.

    Cumhurbaşkanı'ndan kamu vicdanı vetosu

    Kılıçdaroğlu "90 yıllık parlamento geleneği olan bir Meclis'te biz neden zam yapılacaksa hep gece yarısı ek önergelerle oluyor bu iş. Bizi rahatsız eden bu. Sayın Cumhurbaşkanımız parlamentonun itibarını iade etmiştir. Şimdi göreceğiz kim evet diyor kim hayır diyor. O 216 milletvekiline sesleniyorum hangi gerekçeyle evet dediniz, vazgeçecekseniz hangi gerekçeyle vazgeçeceksiniz onu da çıkıp söyleyin" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow