hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Genç Türk sinemacılar Hollywood'da

    Genç Türk sinemacılar Hollywoodda
    expand

    ABD'deki yetenekli bir avuç genç Türk sinemacı, zoru başarıp, ilk kez Türk filmlerini Amerikan sinemasının kalbi Hollywood'la buluşturdu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Los Angeles Türk Filmleri Festivali'nde ünlü Türk yönetmenler Amerikalı sinemaseverlerle bir araya geliyor, genç Türk yetenekler ise Amerikan sinema dünyasıyla tanışma fırsatı ediniyor.

    "Los Angeles Türk Filmleri Festivali", Kültür ve Turizm Bakanlığının ana sponsorluğunda, ABD'de Amerikan sinemasının kalbi Hollywood'un bulunduğu Los Angeles kentinde başladı. 

    4 gün serecek festivalde, Derviş Zaim'in yanı sıra Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden Semih Kaplanoğlu'nun "Bal", Yeşim Ustaoğlu'nun "Pandora'nın Kutusu" filmleri ile Mahmut Fazıl Coşkun'un "Uzak İhtimal" ve Seren Yüce'nin "Çoğunluk" filmleri de Los Angeles'taki sinema çevreleri ve sinemaseverlerin gösterimine sunulacak.

    Film gösterimlerinin ardından Zaim, Kaplanoğlu ve Ustaoğlu ile "Uzak İhtimal"in başrol oyuncusu Nadir Sarıbacak ve bestekar Rahman Altın, Amerikalı sinemavelerlerle bir araya gelip, sorularını yanıtlayacak.

    Genç yeteneklerin kısa filmleri yarışacak

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Daha çok Türkiye'deki yetenekli kısa film yönetmenlerinin ABD'ye açılmasını ve Hollywood çevreleriyle tanışmasını amaçlayan festivalde, bu kapsamda 10 kısa film final için yarışacak.

    Jüri üyeleri ise şu önemli isimlerden oluşuyor:

    "Derviş Zaim, Alin Taşçıyan, "dünyanın en iyi sinema okulu" olarak bilinen Güney California Üniversitesi Animasyon ve Dijital Sanatlar Bölüm Başkanı Kathy Smith, Califonia Üniversitesi Televizyon, Dijital Medya Bölüm Başkanı Barbara Boyle ve Los Angeles Sanat Müzesi Film Küratörü Elvis Mitchell." 

    Paneller ve Japon kısa film gösterimi gibi etkinliklerin de olduğu festival, 4 Mart'ta ödül töreniyle sona erecek.

    Festival, bir grup gencin başarısının ürünü

    Aslında, ilk kez yapılmasına rağmen, iyi bir içeriğe ve güzel bir organizasyona sahip festivali ortaya çıkaran, bir avuç yetenekli, kabına sığmayan genç Türk sinemacı. 

    Festival Başkanlığını yapan genç yeteneklerden Cenk Ertürk, festivalin ortaya çıkış süreciyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye'de iktisat okurken seçmeli olarak Derviş Zaim'in sinema dersini almaya başlayan ve ilk filminin çeşitli festivallerde ödüller kazanmasının ardından ilgisi bu alana kayan Ertürk, önceden ekonomi alanında yüksek lisans yapmak için gelmeyi düşündüğü ABD'ye, sinema master'ı için gelen genç bir yönetmen.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ABD'de sinema üzerine yüksek lisans eğitimi yaparken, diğer ülkelerdeki tüm büyük şehirlerde Türk film festivalleri olurken "neden Los Angeles'ta yapılmadığı" sorusunu sormaya başlayan Ertürk, okulunu bitirip sektörde çalışmaya başladıktan sonra da "Kimse yapmıyorsa, neden ben yapmıyorum?" diye yola çıkmış. Ardından düşüncesini arkadaşlarıyla paylaştığını belirten Ertürk, "En başta biz çok küçük bir etkinlik hayal ediyorduk ve jürimizi çok daha mütevazi bir festivalin parçası olarak ayarlamıştık. Onlar, bizim kısa filmlerimizi inceleyip karar verecek, biz de internet sitemizden sonucu açıklayacaktık ama sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosluğu'yla temasa geçtik ve onların bizi desteklemesiyle birden konu büyüdü ve böyle kapsamlı bir program ortaya çıktı" dedi.

    "Kısa filmcilerin çırak gibi algılanmaması için"

    Festivalde, her ne kadar uzun metrajlı film gösterimleri olsa da yarışma bölümü sadece kısa metrajlı filmleri kapsıyor. Ertürk'ün, bunun nedenine dair getirdiği açıklama ise hayli ilginç: 

    "Burada yüksek lisans yaparken, filmlerimi yurt içi ve yurt dışındaki tüm festivallere gönderdim. Yurt dışında yapılan neredeyse Türk film festivallerinde yarıştım, finalist oldum, Boston ve Almanya'da ödül aldım ama o zaman bir umutsuzluk duymaya başlamıştım. Çünkü, filmin oralardaydı ama kimse beni çağırmıyordu, ABD'de yaşamama rağmen Boston'daki festivale davet edilmedim. Hiçbiri kısa filmcileri davet etmiyorlardı. O nedenle bu festivalin hem kısa metrajlı film ağırlıklı olmasını hem de bizzat finalistleri davet edip, ağırlayabileceğimiz bir organizasyon olmasını istedik."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayrıca, Türkiye'de kısa metrajlı filmlerin "sinemanın mutfağı" gibi görüldüğünü ifade eden Ertürk, "Ama aslında kısa filmler sinemanın mutfağı değil, yönetmen Ümit Ünal'ın da belirttiği gibi tamamen farklı bir anlatım tarzı. Kısa filmcilerin bir çırak gibi değil de kendi başına bir tür olarak algılanmalarını istiyorum. Ben de kısa filmciyim ve bu festivalin kısa metrajlı film ağırlıklı olmasından açıkçası gurur duyuyorum" dedi. Ertürk, "Fransa ve Japonya'da düzenlenen ve dünyanın en büyük iki kısa film festivalleri olarak bilinenlerden Japonya'daki ile işbirliği yaptıklarını ve onların özel Japon filmlerinin de festivalde gösterileceğini" kaydetti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İleride hedef: Türk filmlerini Oscar jürilerinin değerlendirmesini sağlamak

    Ancak, festivalin Los Angeles'ta iyice oturması ve gelenekselleşmesiyle, 3-5 yıl içinde uzun metrajlı filmlerin de yarışmasını amaçladıklarını anlatan Ertürk, şunları kaydetti: "Los Angeles'ta olmamız nedeniyle değerli jürilere daha çabuk ulaşabiliyoruz. İlerde, burada çok değerli jürilere ulaşıp, dünyanın gözünü diktiği Oscarları değerlendiren akademi üyelerine filmlerimizi değerlendirtebiliriz. Yani, Türkiye'den değerli isimler ve akademi isimleri bir araya gelebilir. Kısa vadede bile aslında bu festival Türk sinemasına katkı sağlayabilir. Mesela, California ve Güney California üniversiteleri gibi dünyanın en büyük iki sinema okulunun yer aldığı üniversitelerin bölüm başkanları jüri üyemiz. Bu üyeler belki önceden çok ünlü Türk filmlerini biliyorlardı, şimdi kısa filmlerimizi de gördüler. Bu vakitten sonra, bu okullara başvurabilecek Türk sinemacılara bakışın biraz daha farklılaşacağını düşünüyorum. Dolayısıyla 3-4 yıl sonra bu festivallerin müthiş yararlarını görebileceğiz. Şu an yaptığımız her doğru hamle, ilerideki müthiş çalışmaların, ortaklıkların tohumları olabilir. Los Angeles'ta halk sinema ile iç içe. İnanın sokaktaki 3 insandan birinin sinemayla bağlantısı var. Tüm dünyanın izlediği filmler buradan çıkıyor. Bizim de çok güzel düşünürlerimiz var sinema yapan, onların teknik anlamda çok güçlü Hollywood'la yan yana olması, bugüne kadar Türkiye'de eksik kalan bir noktayı doldurabilir. Ben gelecekten çok ümitliyim." 

    "İstanbul'un sanatçıları nasıl olur acaba?" deyip kabul etti

    Ertürk, "aslında kısa film izlemekten çok sıkılmış" olan Sovereign Picture ve Valhalla Motion Picture gibi kurumların başkanlığını yapmış ve dünyaca ünlü birçok filme imza atmış Boyle'nin festivallerinin jüri üyesi olmasını nasıl kabul ettiğini ise şöyle anlattı: "Boyle dedi ki: Bir hafta önce İstanbul'dan dönmüştüm ve çok etkilenmiştim. İstanbul gibi bir şehrin sanatçıları nasıl olur, bunların sanatını yakından gözlemeliyim diye düşünürken siz kapımı çaldınız. Yoksa hayatta bir kısa film jüriliğini kabul etmezdim." 

    Ama hala Türk filmlerini Amerikalılara duyurma çalışmalarına devam ettiklerini, kısıtlı bütçe nedeniyle festivalin halkla ilişkilerinin biraz sınırlı kaldığını dile getiren Ertürk, ancak gelecek yıllarda bu bilinçlenmenin artacağından emin olduklarını söyledi.

    36 gönüllüyle ortaya çıkan başarı

    Festival Genel Koordinatörü Mehmet Güngören de organizasyonda temel kadronun 6 kişiden oluştuğunu ama Los Angeles'ta sinema alanında okuyan 30 kişilik bir gönüllü ekibe sahip olduklarını söyledi. Güngören, "En büyük avantajımız genciz. Buraya gelen herkes önce bir umutsuzluğa kapılıyor. Los Angeles bir nevi insanın üzerine çöken bir şehir ama bu festivalle burada okuyan genç arkadaşların hevesi ve heyecanı arttı, şimdiden gelecek yılki festivali konuşmaya başladılar. Festival, bir nevi buradaki Türk öğrencilerin daha da aktifleşmesini, sosyal hayatta yer almalarını da sağlıyor" dedi.

    Öte yandan, festivalde yarışacak kısa filmler ve yönetmenleri de şöyle:

    "Otobüs-Olgu Kubilay Baran, Başlangıç-Yiğit Evgar, Süt-Ayşegül Şahinbozkır, Korkuluk-Adem Demirci, Direk Aşk-Ertuğ Tüfekçioğlu, Toros Canavarı-Fırat Yavuz, Kayıt Dışı-Tufan Şimşekcan, Dört Duvar Saraybosna-Nadim Güç, Ali Ata Bak-Orhan İnce ve Jurnal-senaristi Erkam Bülbül."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow