Doğum sancısıyla eş olarak gösterilen ve enfeksiyon başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayan böbrek taşı ameliyatlarında, yüksek teknolojiden faydalanılarak yapılan kapalı cerrahi "perkütan" ameliyatı ile taşlar yok ediliyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, perkütan taş cerrahisinin daha büyük taşlar ve böbreğin alt yarısına yerleşik taşlar için sıklıkla uygulanıldığını, yöntemin günümüzde böbrekteki hemen hemen her taşa büyüklük farkı gözetmeksizin yapıldığını belirtti.

Biri, perkütan taş ameliyatlarının ortalama 30-55 dakika sürdüğünü, hastanın çok kısa sürede taburcu olduğunu ve kısa sürede sosyal yaşama döndüğünü anlattı.

Perkütan böbrek taşı ameliyatının kapalı bir teknik olduğunu bildiren Biri, şu bilgiyi verdi:

"Çok kısa ameliyat ve çok kısa yatış süresi ile klasik açık cerrahi yönteme göre son derece konforlu, daha az ağrılı, hasta memnuniyetinin yüksek olduğu bir yöntemdir. Bugün böbrek taşlarının tedavisinde altın standart olmaya yakın bir tekniktir. Açık cerrahi ile kıyaslandığında hem hekim hem hasta için pek çok avantaj sağlayan teknikte, hastanede yatış ve sosyal yaşama dönme süresi kısalırken, enfeksiyon riski düşüyor, ağrı çok daha az oluyor ve yara izi olmuyor."

Taşların tedavisinin cerrahi olarak yapılabilse de hastalığın tekrarlayabildiğini belirten Biri, taş hastalığından korunmada sıvı alımının önemine işaret etti.

Biri, günlük 2,5 litre sıvı alımının üzerine çıkıldığında taş oluşumunun yüzde 50-65 oranında azaldığını söyledi.

20 santimlik kesi yerine 7-8 milimlik delikten ameliyat yapılıyor

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Kıraç, böbrek taşlarının Türkiye'de yaygın görülen ve görülme sıklığı giderek artan bir hastalık olduğunu belirtti.

Böbrek taşının, genellikle genç hasta popülasyonunda, özellikle erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazla görüldüğünü dile getiren Kıraç, taş oluşumunda birçok faktörün etkili olduğunu ifade etti.

Genetik yatkınlık ve uygunsuz beslenme alışkanlığının bu faktörlerin başında yer aldığını söyleyen Kıraç, böbrek taşının ağrı ile kendini gösterdiğini, bazen idrarda kanamanın, sık idrara çıkmanın da bulgular arasında olduğunu anlattı.

Kıraç, böbrek taşının kimi zaman hiç bulgu vermeden yıllarca sessiz kalabildiğini,böbrekte yer alan taşların, birçok farklı tedavi metotları ile tedavi edilebildiğini, kaydetti.

Böbrek taşı cerrahisi için günümüzde en başarılı ve hastaya en az zarar veren yöntemin perkütan böbrek taşı ameliyatı olduğunu, yöntemin, kapalı sistem ile böbreğe ulaşmak ve taşları böbrekten çıkarmayı amaçladığını söyleyen Kıraç, yöntemin açık cerrahiye göre çok avantajlı olduğunu vurguladı.

Geleneksel açık böbrek taşı ameliyatlarında, hastanın yan tarafından yapılan yaklaşık 15-20 santimlik bir kesinden böbreğe ulaşıldığını ve böbreğin kesilerek taşın alındığını,anlatan Kıraç, "Bu yöntemde, yaklaşık 5-6 günlük bir hastanede yatma süresi ve sonrasında eski hale dönebilmek için ortalama 1-1,5 aylık bir toparlanma süresi gerekir. Uzun yatış süresi, katlanılması gereken ciddi ağrılı dönemler ve yara izi sıkıntısı nedeniyle geleneksel açık cerrahi günümüzde popülerliğini kaybetmiş bir yöntemdir" diye konuştu.

Kıraç, perkütan böbrek taşı ameliyatının sırt bölgesinden yaklaşık 7-8 milimlik bir delikten gerçekleştirilen endoskopik bir ameliyat olduğunu sözlerine ekledi.