Elektrikli otomobil sektörü sandığınız kadar genç olmayabilir. Zira petrol yakan araçlar yokken, elektrikli otomobiller vardı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Günümüzde en büyük pazarlardan birisi otomobil sektörü diyebiliriz. Bu sektör sadece bir aracın alınıp satılmasıyla değil, yedek parçasından, lastiğine hatta yakıtına kadar pek çok sektörün ayakta kalmasını sağlıyor. Dolayısıyla araç pazarının hacmi, birçok sektöre dayanak oluyor da diyebiliriz.

Son yıllarda özellikle otomobil alım satımında önemli bir artış gerçekleşti. Zira kafamızı çıkartıp camdan dışarı baktığımızda, hemen hemen her binanın önünde park etmiş onlarca araba görmemiz mümkün. Yani artık neredeyse her hane başına bir araç düşüyor.

Bu işin bizi ilgilendiren kısmı ise, bu otomobillerin hala benzin ya da mazotla çalışıyor olması. Zira birkaç sene öncesinde, elektrikli otomobillerin kısa süre içerisinde petrol yakıtları ile çalışan otomobillerin yerini alacağı söyleniyordu. Fakat kafamızı çevirip dışarıya baktığımızda, elektrikli araç sayısının hala yok denecek kadar az olduğunu görüyoruz. Peki bu durumun temel sebebi ne?

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Elektrikli otomobillerin köklü bir geçmişi var

Elektrikli otomobillerin çok yeni bir teknoloji olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat işin aslı pek de öyle değil. Zira ilk elektrikli otomobil Hollanda’lı bir mucit olan Stratingh tarafından 1838 yılında geliştirilmişti. O zamanın şartları ile iletim hatları üzerinden çalıştırılan otomobil, saatte 4.4 km hıza ulaşabilmiştir. Elbette araçta bir batarya bulunmaması, kullanım alanını sınırlayarak proje aşamasındayken iptal olmasına neden olmuştur.

Bu alandaki milat sayılabilecek ilk elektrikli otomobil ise Siemens tarafından üretilmiştir. Saatte 12 km’lik hıza ulaşan bu otomobil, 550V’luk doğru akım ile çalışıyordu. Almayna’dan çıkan bu otomobil, elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasında da önemli bir rol oynadı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Elektrikli otomobiller eskiden daha yaygındı

1800’lü yılların sonları ile 1900’lü yılların başlarında Avrupa’da elektrikli otomobiller son derece yaygındı. Gerçi bu otomobillerin hiç biri günümüzdeki elektrikli motorlar kadar hızlı değildi. Ayrıca menzilleri de oldukça sınırlıydı.

O zamanlar elektrikli araçların fazlasıyla yaygın olmasının en önemli nedeni petrol üretiminin sınırlı olmasıydı. Petrol üreten ülkelerin az olmasının yanı sıra, uygulanan çeşitli ambargolar elektrikli araçların revaçta olmasını sağlamıştı.

1920’li yıllara gelindiğinde ise elektrikli araçların yerini hibrit motorlu araçlar almaya başladı. Bu araçlar aynı günümüzdeki gibi hem benzin hem de elektrikle çalışabiliyordu. O zamanın şartlarına göre son derece hızlı ve uzun menzile sahip bu araçlar hızla yaygınlaştı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Petrol, elektriğin yerini aldı

1950’li yıllara gelindiğinde, petrol yakıtları ile çalışan arabalar elektrikli araçları tamamen piyasadan silmişti. Bu araçların uzun menzillerde yolculuk imkanı sunması kullanıcıları cezbetti. Ayrıca Amerika ve Avrupa’da petrolün fazla pahalı olmaması, kullanıcıların bu otomobillere yönelmesine neden oldu.

Yine de bazı otomobil üreticileri elektrikli otomobil üretiminde bir süre ısrarcı oldular. Fakat onlarda ürettikleri otomobillerin ellerinde kalması sonucunda çözümü petrol yakıtları ile çalışan araçlarda buldu.

70-76  yılları arasında yaşanan petrol bunalımı, bazı otomobil üreticilerinin tekrardan elektrikli otomobillere yönelmelerine neden oldu. O dönemde elektrikli araçlar yeniden popüler olmaya başladıysa da bu fazla uzun sürmedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Elektrikli araçlar neden çok satmadı

Elektrikli araçların çok satmamasının temel nedeni düşük hız kapasitesi ile menzilinin yetersiz olmasına bağlandı. Ayrıca şarj olma sürelerinin çok uzun olması ve o günün şartlarıyla elektrik motorlarının çok sık arıza vermesi kullanıcıları rahatsız etti.

Elektrik aksamında meydana gelen arızaların, kısa sürede giderilememesi ve genel olarak parça değişimi gerektirmesi, kullanıcıların bu otomobillere karşı mesafeli olmasına neden oldu. Ayrıca mevcut akü donanımının yetersiz olması ve şarj esnasında karşılaşılan sorunlar da elektrikli otomobillerin temel olarak ilerlemesini yavaşlattı.

Batarya sorununun günümüz cep telefonlarında bile büyük bir problem olduğunu düşündüğümüz zaman, elektrikli otomobillerin o zamanın şartlarında çok satmamış olması büyük bir sürpriz sayılmaz.