hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "İstihbarat sorusuna yanıt bekliyoruz"

    İstihbarat sorusuna yanıt bekliyoruz
    expand

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludere'de yaşanan olaya ilişkin, "Kimin istihbaratı ile 35 yurttaş öldürüldü? Bunun yanıtını bekleyeceğiz. Hükümet çıkacak o ailelerden özür dileyecek. Recep Tayyip Erdoğan olarak gidip özür dileyecek" dedi.

    Kılıçdaroğlu, partisinin yeni yılın ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    Irak sınırında yaşanan olaya değinen Kılıçdaroğlu, olaya ilişkin bazı sorular yönelttiklerini, ancak hükümetin bunları henüz yanıtlamadığını ifade etti.

    Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    "Önce, 'Bu insanlar neden öldü?' dedik. 'Efendim istihbarat aldık' dediler. Soru basitti, 'İstihbaratı kim verdi?' dedik. Genelkurmay Başkanlığı, 'Bize istihbarat geldi gereğini yaptık' diyor. Kaç gündür soruyoruz, 'Bu istihbaratı kimden aldınız, kim verdi?' İstihbaratın doğru çıkma şansı her zaman yoktur. Bunun için istihbarat yönetimi vardır. Acaba bu yönetimde zafiyet mi var? Evet var. Daha önce de vardı. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı kurdular, bütün istihbarat oraya gelecekti, değerlendirilip gereği yapılacaktı. Ne oldu? 35 yurttaş öldürüldü, aradan 24 saat geçti, Hükümetten tık yok. 'Hükümet neden konuşmuyor' dedik, ses yok. Sonra Hükümet sözcüsü, Başbakan konuşmaya başladılar. Ama bizim sorumuza yanıt vermediler. Bu istihbaratı size kim verdi? Kimin istihbaratı ile 35 yurttaş öldürüldü? Bunun yanıtını bekleyeceğiz. "

    "Giden çocukların çoğu aynı aileden 50-100 lira kazanmak için kaçakçılık yapıyorlar. Sınırın bu kadar tehlikeli olduğu yerde 50 lira 100 lira için o gencecik çocuklar hayatlarını neden feda ediyorlar? Hani kişi başı gelir yükselmişti, ekonomide çağ atlıyorduk? Asıl üzerinden durmamız gereken konubudur. Ekonomide bu çarpık tablo olduğu sürece bu kaçakçılık da bitmez, o insanların hayatı da tehlikeden kurtulmaz. Bu bir mecburiyet, çaresizlik ise bunun sorumlusunun bulunması lazım. O sorumlu bütün demokratik ülkelerdeHükümettir. Bizim ülkemizde de öyledir. O halde ülkeyi yönetenler bunun hesabını vermeliler. Yoksulluk bu boyutlarda. 35 tane gencecik insan öldü. Hükümet çıkacako ailelerden özür dileyecek. Recep Tayyip Erdoğan olarak gidip özür dileyecek. Özür dilemenin de bir erdemi vardır. İkincisi ölenlerin yakınlarına tazminat ödenmeli."

    "O bölgede benim gibi gezemezler"

    Irak sınırında yaşanan olayın ardından taziye için Şırnak'ın Uludereilçesi Gülyazı köyüne gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, CHP olarak bu konuda da oldukça sorumlu bir politika izlemeye özen gösterdiklerini kaydetti.

    Söz konusu köye gitmeye karar verdiğinde önce kendisine helikopterverileceğinin söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Fakat ne olduysa, bizim Gülyazı köyüne gitmemiz birilerinin işine gelmedi. Gece yarısı helikopter iptal edildi. Olabilir, ben senin helikopterine muhtaç değilim ki. Ben Gülyazı köyüne neden gidiyorum, senin yapamadığını ben yapıyorum. Sen oraya gidemiyorsun, Bakanın da gidemiyor, oraya ben, anamuhalefet partisinin genel başkanı olarak, Türkiye'nin birliği, bütünlüğü, saygınlığı, bayrağı için gidiyorum" diye konuştu.

    Helikopter olmayınca 7 saatlik bir yolculuğun ardından köye ulaştıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:"Helikopter vermeyince, 'Bunlar 7 saati göze alamazlar' dediler. 7 değil 77 saat olsa da ben oraya giderdim. Onlar sanıyorlar ki biz onların helikopterine güvenerek yola çıktık. Biz CHP'yiz, halka güveniriz, öyle yola çıkarız. Kaldı ki onların uçağı, helikopteri için özel bir ricamız da yok. Biz oraya o yurttaşlarımızla beraber olmaya, onlara başsağlığı dilemeye gittik. Onların bakanları nereye gitti biliyor musunuz? Çadır tiyatrosu kurdular başka bir yerde. Ölen çocukların aileleri yok orada. Bakanlar çadırda oturmuş, oradan da Başbakan'ı görüştürüyorlar. Tam bir çadır tiyatrosu. Buradan Sayın Başbakan'a sesleniyorum, 'Sizi bu konuma getiren o bakanları görevden alınız.

    'Ben taziye için köye gittim. 'Vay efendim nasıl gidersin?' Niye? Onlar bizim vatandaşımız değil mi? Sen sahip çıkmıyorsun, bırak CHP sahip çıksın. SeninCHP Genel Başkanı'na oturup kalkıp dua, teşekkür etmen lazım. Bizi suçluyor,'Neden çadıra gittiler' diye. Taziye çadırına gitmeyip de senin yaptığın gibitiyatro çadırı mı kursaydık. Ölenlerin yakınları orada beni kucakladılar. Beni kucaklamaları Recep Tayip Erdoğan'ı ve ekibini rahatsız etti. Rahatsız etmesin Sayın Başbakan. Bir dönem demiyorlar mıydı, 'CHP Fırat'ın, Sivas'ın ötesine geçemez' diye. Şimdi Fırat'ın da Sivas'ın da ötesine gidiyoruz sen rahatsız oluyorsun.35 yurttaş ölüyor, 3 gün sesiniz çıkmıyor. Biz oraya gittik, beyefendiler rahatsız oluyor.

    Biz bu ülkenin taşına, toprağına, insanına saygı gösteririz. Ayrılık, gayrılık bizde yoktur. Biz herkesi kucaklarız, herkesle dost oluruz. Şırnak'tan da bizim milletvekilimiz yok. Ama ben gittim, 5 milletvekilimiz de sonra gitti ve milletvekillerimiz yine gidecekler.Helikopteri geri çektiler ama bize iyilik yaptılar. Kaza yaptık, 7 saat gittik ama Veysel Karani'ye uğradık, hayır duamızı ettik. Geçtiğimiz yerlerde vatandaşlarla sohbet ettik. İddia ediyorum, benim gezdiğim gibi hiçbir AKP milletvekili, bakan gezemez, iddia ediyorum. Ben iddia ediyorum, benim gibi o bölgede Recep Tayyip Erdoğan da gezemez. Biz samimiyiz, insan sevgisi var. Haksızlıklara karşı çıkar herkesi kucaklarız. Onların çayını içer, sofrasına otururuz. Kibirlilik bizim kitabımızda yoktur."

    Türk-İş'e eleştiriler

    Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerinin hedefinde Türk-İş de vardı.

    Türk-İş'in, asgari ücrete muhalefet şerhi vermediğini ifade ederek, Türk-İş yetkililerine, "Sayın sendika başkanları, sizin aldığınız aylık kaç lira? Bindiğiniz otomobilin markası nedir? Siz işçiyi hangi gerekçeyle, yetkiyle satmaya kalkıyorsunuz?" diye seslendi.

    Asgari ücretin belirlendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, asgari ücret tespit komisyonunda, Türkiye'nin en büyük işçi sendikası konfederasyonu Türk-İş'in de temsilcisinin bulunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, komisyonun yaptığı tespite,Türk-İş'in muhalefet şerhi vermediğini ifade ederek, "Yani 'bu asgari ücret bize yeterli' dedi.

    Kılıçdaroğlu, "Türk-İş yetkililerine sesleniyorum: Sayın sendika başkanları, sizin aldığınız aylık kaç lira? O aylığı işçinin parasından alıyorsunuz. Bindiğiniz otomobilin markası nedir? Siz işçiyi hangi gerekçeyle, yetkiyle satmaya kalkıyorsunuz? Siz kaç lira kıdem tazminatı alıyorsunuz? Halkın iktidarında, Türkiye'yi bu sendika ağalarından temizleyeceğiz" diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow