hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    28 Şubat ve 27 Nisan'dan da hesap sorulacak!

    28 Şubat ve 27 Nisandan da hesap sorulacak
    expand

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki fezlekeyi değerlendiren AK Parti'li Hüseyin Çelik, yargıya müdahale etmediklerini söyledi. Yargı ile ilgili kararların adaletin görevi olduğunu belirten Çelik, “28 Şubat ve 27 Nisan bildirisinin hesabı da günün birinde sorulacaktır” dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

    12 Eylül Darbesi'ni gerçekleştirenlerin yargılanmaya başlandığını hatırlatan Çelik, muhalefet partilerinin, referandum sürecinde "12 Eylülcülerin yargılanamayacakları" iddiasında bulunduğunu, bunun da yargılamanın başlamasıyla geçerliliğini yitirdiğini ifade etti.

    Çelik, "Muhalefetin, halkı aldattıkları, halka doğruyu söylemedikleri için halka bir özür borçları yok mu? Dürüst siyaset bunu gerektirir, bunu kendilerinden bekliyoruz" dedi.

    Yassıada duruşmalarının Türkiye tarihindeki utanç sayfalarından biri olduğuna işaret eden Hüseyin Çelik, 1960 yılında gerçekleştirilen darbeyi halkın yargıladığını belirterek, "Başta Cemal Gürsel olmak üzere darbenin faillerinin hepsinin, tüm kamu kurumlarından ve yer isimlerinden, isimlerinin kesinlikle silinmesi gerekiyor. 12 Eylülcüler için de aynı şey söz konusu olmalıdır, 12 Mart muhtırasını verenler için de, 28 Şubat Post Modern Darbesi için de, 27 Nisan E- Muhtırasının failleri ile ilgili de bu böyle olmalıdır" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    -"Sanki darbeci olmak, darbeyle suçlanmak çok daha şerefli bir şeymiş gibi..."

    Son zamanlarda basında darbecilik, teröristlik tartışmalarının yapıldığını anımsatan Çelik, "Sanki darbecilik, teröristlikten çok daha şerefli bir şeymiş gibi, sanki bu daha asil bir suçmuş gibi bir tartışma yapılıyor. Bunu da ibretle ve hayretle izliyoruz" dedi.

    Çelik, şunları kaydetti: "Sonuçta bir insan terörist değilse, değildir. Ona terörist yaftası vurmak kimsenin hakkı değildir. Ama sanki darbecilikle anılmak, darbeci olmak, darbeyle suçlanmak çok daha şerefli bir şeymiş gibi sanki çok hafif bir suçmuş gibi, sanki çok daha asil bir suçla itham edilecekmiş gibi bir tartışma yapılıyor. Bunu gerçekten hayretle ve ibretle izliyoruz. Türkiye'deki bütün darbeciler de, darbeye teşebbüs edenler de, bir şekilde darbenin alt yapısını hazırlamaya çalışanlar da, ölüm döşeğinde de olsalar mutlak şekilde yargılanmalıdırlar. İbreti alem için bu böyle olmalıdır. Bizim kimseyle kan, kin davamız yoktur. Bizim şahıslarla bir derdimiz yoktur. Biz prensipler çerçevesinde meseleye bakıyoruz. Artık darbe söylentisi, muhtıralar, andıçlar bizim hafızamızdan, dünyamızdan çıkarılmalıdır. Bizim sözlüğümüzden bunlar çıkmalıdır. İspanya'nın, Yunanistan'ın, Şili'nin yaptığı gibi bütün Pinochetler hesap vermelidir."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    -"28 Şubat bir Gestapo dönemiydi"-

    12 Eylül'de 1 milyon 650 bin kişinin mağdur olduğunu ifade eden Hüseyin Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    "Bu karanlık dönem ümit ediyorum ki bu davaların başlamasıyla birlikte tekrar aydınlanacaktır. Bu 28 Şubat için de yapılmalıdır. 28 Şubat bir Gestapo dönemiydi, manevi işkencelerin yapıldığı bir dönemdi. 28 Şubat'ta belki doğrudan kimseye silah doğrultulmadı ama Sincan'da yürütülen tanklar aslında milletin iradesinin üzerinden yürütüldü. Bunlar unutulmaya terk edilmemelidir. 27 Nisan bildirisi de buna dahildir. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Niye bu dönemi yargılamıyorsunuz', biz mi yargılıyoruz. Hükümetler yargılama makamı değildir. 12 Eylül'ü yargılayanlar savcılardır, hakimlerdir, Ergenekon davasında da yargılama yapan bu ülkenin adaleti olduğu gibi, Balyoz davasında bu ülkenin hakimi, savcısı devrede olduğu gibi o meselede ben inanıyorum ki günün birinde bunların da hesabı sorulacaktır. 28 Şubat sürecinde adeta Türkiye'de bir rezillik sergilendi. Telekızların, uyuşturucu baronlarının, zamparaların, irticanın bir aleti olarak ortaya sunulduğu bir dönemde o ve medyamız o zaman bu işin aleti oldu. CHP'liler, diğer muhalefet bize '12 Eylülcüler yargılanıyor da şu niye yargılanmıyor' diye soruyorlar. Yargılamaları biz sıraya koymuş değiliz bu ülkenin adaleti var. 'Yargıyı vesayet altına aldınız, yargı hükümetin talimatıyla hareket ediyor' diyorlar. Bir taraftan da 'şunun, bunun yargılanması için devreye girin' diyorlar. Bu bir çelişkidir, bizim iktidarımız hükümetimiz bu çelişkinin içinde olmayacaktır."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow