hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bekir Bozdağ: "CHP de mi parçası?"

    Bekir Bozdağ: CHP de mi parçası
    expand

    CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat'la ilgili sözlerine yantı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'dan geldi. Bozdağ, "Sayın Başbakana ömür boyu siyaset yasağı konuldu. Daha sonra CHP ile anlaşarak o yasağı kaldırdık. O zaman CHP de mi bunun bir parçası?" dedi.

    Bozdağ, Kanal 24'te yayımlanan Moderatör programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında 'AK Parti 28 Şubat ürünüdür' dedi. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine, Bozdağ, "Bir konu nasıl bu kadar çarpıtılabilir, gerçek dışı anlatılabilir diye sorduğunuzda Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarına bakmanız lazım" diye konuştu.

    28 Şubat'ı yaşadığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu:

    "28 Şubat'a bakın iktidarda Refah Partisi ile DYP koalisyon hükümeti var. Ona karşı atılmış adımlar, yürüyen tanklar, balans ayarları, hukukun ayaklar altına alındığı bir manzara var. Medya talimatla manşetler atıyor. Milli Güvenlik Kurulu başka şeyler yapıyor ve bu sürece baktığınızda o zaman AK Parti diye bir parti yok. Kimsenin aklında da AK Parti diye bir parti kurma düşüncesi yok. Medyada da yok, hiçbir yerde yok. Sayın Başbakanımız da o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Baktığınızda hükümet düşüyor, daha doğrusu düşürülüyor. Yeni hükümet kurulması için toplanan imzalara Cumhurbaşkanı itibar etmiyor. Antidemokratik bir usulle adeta bir işbirliği dayanışması içerisinde başkalarına hükümeti kurma yetkisini, görevini veriyor. Daha sonra parti ile ilgili kapatma davası ve Refah Partisi kapatılıyor. Sayın Başbakanımızla ilgili birdenbire Siirt'te okuduğu bir şiirle alakalı ki okul kitaplarında var. Birlik içeren bir şiirden ayrılık çıkaran uyduruk bir mahkeme kararı ortaya çıkıyor ve Sayın Başbakanımıza hapis cezası veriliyor. Ondan sonra Başbakanımız hapishaneye gidiyor. 1999'da bir şartlı salıverme yasası çıkarılıyor, daha sonra tekrar bunun ikinci ayağı yapılıyor. Her ikisinden de Sayın Başbakan bundan istifade etmesin diye hükümetin sabahlara kadar çalıştığını, hükümetin içerisinden olanlar daha sonra kamuoyuyla paylaştılar."

    "O dönemi herkes yaşadı"

    Bu sürecin ardından AK Parti'nin kurulduğunu anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:

    "Bakıyorsunuz kurucu üyelikten çıkarılması için Anayasa Mahkemesi karar veriyor. Bu sefer Anayasa Mahkemesine tam seçimin arifesinde kapatma davası açılıyor. Bir bakıyorsunuz milletvekili listesinden Sayın Başbakanın ismi siliniyor. Bunlar akıl alır işler değil. O döneme bir de şöyle bakın: Mesut Yılmaz alkışlıyor ayakta. Merhum Erbakan, parti liderlerini geziyor, 'birlikte tavır koyalım' diye. Kimse yanaşmıyor. ANAP, DSP, CHP alkışlıyor. Birileri tankları Sincan'dan yürütürken milletin iradesini, demokrasiyi koruması kollaması  gerekenler, bunların karşısında ayağa kalkması gereken siyasi partiler onları alkışlayan, 'daha az yaptınız, şunları şunları yapmalıydınız' diye adeta yol gösterenleri sormak lazım. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu'na sormak lazım; CHP, ANAP ve DSP'de mi işbirliği yaptılar AK Parti'yi doğurmak için? Bunların değerlendirmesini yapmak
    akla ziyandır. Bunlar sağlıklı bir akıl sahibinin yapacağı değerlendirmeler değildir. O dönemi herkes, ama herkes yaşadı. Sayın Başbakana ömür boyu siyaset yasağı konuldu. Daha sonra CHP ile anlaşarak o yasağı kaldırdık. O zaman CHP de mi bunun bir parçası? Baktığınızda yasağın kalkmasında da beraber anayasa değişikliği yaptık biz 2002 yılında. O anayasa değişikliğinden sonra Sayın Başbakanımız 2003'ün Mart ayında milletvekili seçildi."

    "Arkadan dolanma da arkadan vurma da yok"

    Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merhum Erbakan'a ihanet edildiğini iddia ediyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da şu yanıtı verdi:

    "Sayın Başbakanımızın siyasi hayatı çok açık, bütün Türkiye'nin gözleri önünde seyreden bir siyasi hayatı var. Şunu açıklıkla ifade etmek lazım; AK Parti, Fazilet Partisi'nden ayrılmış, kopmuş bir parti değil. Biliyorsunuz Fazilet Partisi de 28 Şubat'ın devamı olarak kapattırıldı. Ondan sonra AK Parti 14 Ağustos 2001'de kuruldu. Öte yandan parti içerisinde de Sayın Başbakanımız açık yüreklilikle ve arkadaşlarıyla beraber yenilikçi hareketi başlattı. Kongre vardı hatırlarsanız, açık açık parti içerisinde demokrasinin verdiği imkanlarla mücadele yapıldı. Sayın Baykal'a gidip, basına çıkıp 'ben aday olmayacağım' diyorsun, sonra gidip aday oluyorsun. Baykal'ın aldığı ne varsa siliyorsun. Hançerlemek demek budur. Gidip güvence vereceksin sonra çıkıp aday olacaksın. Sayın Başbakanımızın ve arkadaşlarının yaptığı mücadeleye bakıldığında parti içinde de kongre mücadelesi yapılmış. Ondan sonra da partide bir ayrılık yok. Kapandıktan sonra da artık yeni bir parti kurulma ihtiyacı doğmuş ve yeni parti kurulmuş. AK Parti kurulduğundan bugüne Sayın Başbakanımızın merhum Necmettin Erbakan hocamızın aleyhinde bugüne kadar kamuoyuna yansımış veya yansımamış bir tane olumsuz cümlesi yoktur. Konya mitinginde merhum hocam bir cümle söyledi bütün Türkiye bilir. Ona dahi cevap verilmedi. Saygıdan, hürmetten başka Sayın Başbakanımızın merhum Necmettin Erbakan'la ilgili yaptığı bir şey yoktur. Hürmette, saygıda hiçbir zaman kusur edilmedi yok öyle bir şey. Arkadan dolanma da arkadan vurma da yok. Açık net bir mücadele var. Ondan sonra da partiden ayrılma filan yok, milletin önüne yeni bir anlayışla çıkma var. Esas hançerleme, Sayın Baykal'ı birileri kaset operasyonuyla yıkmaya çalışırken, herkesin hücum ettiği bir noktada, yüzüne gidip 'aday olmayacağım, böyle bir düşüncem yok' deyip arkasından aday olup, Sayın Baykal'ı tasfiye etmektir."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow