hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan'a soruşturmayı BDP değil, CHP istedi

    Erdoğana soruşturmayı BDP değil, CHP istedi
    expand

    CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında "yargıya emir ve talimat vererek suç işlediği" iddiasıyla Meclis Soruşturması açılmasını istedi.

    CHP'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu soruşturma önergesinin gerekçesinde, BDP'li 9 milletvekilinin, 17 Ağustos'ta Şemdinli'de PKK terör örgütü militanlarıyla, milletvekili sıfatıyla bağdaşmayan, kamuoyunu rahatsız eden bir görüntü verdiği belirtildi.

    Gerekçede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 5 Eylül'de, bu milletvekillerinin, dokunulmazlıklarının kaldırılması için yargıya talimat verdiğini ifade ettiği, "Yargıya zaten gerekenleri söyledik. Yargı da gereğini yapıyor. Biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız" dediği vurgulandı.

    Erdoğan'ın bu sözlerinin, her kesimde büyük şaşkınlık ve hukuka saygılı kesimlerde tepki uyandırdığı, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un dahi şaşkınlığını gizleyemediği, bir çok gazeteci, hukukçu ve siyasetçinin de tepkilerini ifade ettiği vurgulandı.

    Anayasa'nın 9. maddesinin, yargı yetkisini, Türk milleti adına bağımsız mahkemelere verdiğine işaret edilen gerekçede, 138. maddenin ikinci fıkrasında, "Hiçbir organ, makam, mercii veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" hükmünün yer aldığı anımsatıldı.

    "Yargıya müdahale hakkı veremez"

    Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 257. maddesinin görevi kötüye kullanma suçunu, 277. maddesinin yargı görevi yapanı etkileme suçunu, 288. maddesinin adil yargılamayı etkileme suçunu düzenlediğine dikkati çeken gerekçede, şunlar kaydedildi:

    "Anayasayla görev ve yetki sınırları belirlenmiş Başbakan'ın, yürütme erkinin imkanlarını kullanarak anayasaya aykırı biçimde yasama organına talimat vermesi açıkça yargıya müdahale ve yargı bağımsızlığının ihlalidir. Yürütme erkinin böyle fütursuzca kullanılması, yargı güvencesinin ortadan kalkmasına, kuvvetler ayrılığının ihlaline neden olurken, denetimsiz bir tek adam rejiminin kurulmasının da yolunu açmaktadır. Bu durumda her türlü denetimden muaf bir yürütme ortaya çıkar ki bu doğrudan doğruya Anayasa'nın 2. maddesinde ifadesini bulan demokratik hukuk devletinin tasfiyesidir.

    Başbakan'ın yürütme erkini bu şekilde ölçüsüz, hukuk tanımaz bir şekilde kullanarak yargı organlarına talimat vermesi TCK'nın 257, 277 ve 288. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturmaktadır. Başbakan'ın yargıya emir ve talimat vermesine sebep olan milletvekili-terörist buluşmasının vahameti, Başbakan'a yargıya müdahale hakkı veremez. Terörle mücadele bahanesi altında, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti ve demokrasiyi ortadan kaldıracak, tek adam diktasına yol açacak uygulamalar haklılık kazanamaz. Ülkemizde son yıllarda siyasetin yargıyı kuşatması, emir ve talimat altında bir yargı yaratılması, yargının siyasallaşması, AKP iktidarının yarattığı en tehlikeli süreçtir. Başbakan, kendisinin de ikrar ettiği üzere yargıya emir ve talimat vererek suç işlemiştir. "
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow