hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kurban bayramı tatili uzadı

    Kurban bayramı tatili uzadı
    expand

    Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Arefe günü de tatil edildi. 29 Ekim'le birlikte tatil 6 gün oldu" dedi. Arınç, emekli, dul ve yetim aylıkları ödemelerinin Kurban Bayramı öncesinde yapılacağını bildirdi.

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurban Bayramı öncesindeki 24 Ekim gününün de tam gün resmi tatil olarak kabul edildiğini belirterek, "24 Ekim Çarşamba günü yarım gün mesai yapılmayacak" dedi.

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısında Bakanlar Kurulu'nda yaklaşan Kurban Bayramı sebebiyle alınan kararları açıkladı.

    Kurban Bayramı'nın birinci günü olan 25 Ekim öncesindeki arefe gününün de resmi tatil ilan edildiğini bildiren Arınç, "24 Ekim Çarşamba günü de kamu kesimi için tam gün tatile dönüştürüldü. Çarşamba günü yarım gün mesai yapılmayacak" ifadesini kullandı.

    Her bayramda olduğu gibi otoyol, boğaz köprüleri ve belediyelerin sunduğu toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanılmasına yönelik kararların da alındığını vurgulayan Bülent Arınç, "24 Ekim 2012 Çarşamba günü 00.00'dan başlayarak 30 Ekim 2012 Salı günü saat 07.00'ye kadar otoyollar ve Boğaz köprülerinden ücretsiz yararlanılacak. 25 Ekim Perşembe günü saat 00.00'dan başlayarak, 28 Ekim Pazar günü saat 24.00'e kadar belediyeler ve bunların kurduğu birlik, müessese ve işletmecelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinden yararlananlar da bunlardan istifade etmiş olacak" diye konuştu.

    Emekli, dul ve yetim aylığı alanlara da bayram öncesinde ödeme yapılacağını açıklayan Hükümet Sözcüsü Arınç, "Tahsis numaralarının son rakamları 9,7,5 ve 3 olanlara 17 Ekim'de, 1,8 ve 6 olanlara 18 Ekim'de 4,2 ve 0 olanlara 19 Ekim tarihinde ödeme yapılacak" dedi.

    Tezkere açıklaması

    Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bir gazetecinin, TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesine ilişkin bir yıl süreyle izin verilmesini öngören Başbakanlık tezkeresinin, TBMM'de kabul edildiğini hatırlatarak, tezkerenin hangi durumda kullanılacağına ilişkin sorusunu, "Bundan böyle yapılacak olan bize yönelik her tecavüz anında karşılığını bulacaktır. Bu konuda Hükümetimizin kesin kararlı olduğunu, silahlı kuvvetlerimizin de kendisine verilen talimat doğrultusunda anında bu işlemi yaptığını biliyoruz" diye yanıtladı.

    Tezkerinin, sınırlarının ve içeriğinin belli olduğunu ve Resmi Gazete'de de yayımlandığını hatırlatan Arınç, yapılan tartışmalarda barışın esas olduğunu, savaşın istisnai olduğunu her fırsatta söylediklerini vurguladı. Arınç, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemen bir devlettir. Egemenliğine yönelecek, yurttaşlarının mal ve can emniyetlerini zarara sokacak, hatta sona erdirecek her türlü tecavüze karşı da elindeki yetkiyi kullanma noktasında serbesttir" diye konuştu.

    Akçakale'ye top mermisinin düşmesinin ardından tezkerenin kabulüne kadar olan süreci özetleyen Arınç, tezkerenin ülke güvenliği ve egemenliğinin ihlal edilmemesi açısından çok büyük önem taşıdığını belirtti.

    Türkiye'nin tüm masrafları karşılamak suretiyle bu sığınmacılara kucak açtığını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla 'tezkereyi aldık bundan sonrası savaş' diye hiç kimsenin aklına gelmesin. Biz barışçı bir ülkeyiz, savaşı düşünmeyiz, aklımıza da
    getirmeyiz. Ama bağımsızlığımıza da egemenliğimize de hiç şüphesiz pek çok ülkeden daha fazla hassasiyet gösteririz. İcabı halde kullanılmak üzere bir yetki almıştır Hükümetimiz icabı halin ne olduğunu da kendisi takdir edecektir. En azından şunu söylemeliyim: Münferit atışlar sebebiyle zarar vermeler devam ettikçe, bu münferit atışların karşılığı da kendilerine verilecektir. Ancak başka bir şekil almaya başladığı takdirde Türkiye bu yetkideki sınırlarını sonuna kadar zorlamak suretiyle karşılığını da verebilir."

    Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün açıklamaları

    Arınç, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in açıklamalarını nasıl değerlendirdiği sorusunu yanıtlarken konunun Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine gelmediğini belirtti.

    Güven'i Siirt Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemden tanıdığını ve başarılı işler yaptığını gördüğünü kaydeden Arınç, "Konuşmanın içeriğine baktığımız zaman bunu takdirle karşılıyorum. Şahsi düşüncemi ifade edeyim, Bakanlar Kurulu'nda görüşülmediğine göre" dedi. 1991-1995 yılları arasında Diyarbakır'da görev yapmış bir insanın yaşadığı acı olayların analizini yaparak bu günlere ışık tutmasını takdirle karşıladığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

    "Biz cuma günü Diyarbakır'a gitmiştik. Bir gün öncesinde 200 kilo patlayıcı madde ele geçirilmişti. Bu 200 kilo patlayıcı madde Gaziantep'teki olayın bir kaç misli bir olay şeklinde planlandığını bize göstermişti. Emniyet büyük bir dikkat ve takiple bu işi çözdü. Hemen arkasından uzun namlulu silahlar ele geçirildi, el bombalarıyla. Demek ki Sayın Emniyet Müdürü'nün söylediği 'halk bize bu konuda yardım ediyor. Halktan aldığımız bilgilerle bu olayları ortaya çıkarıyoruz' sözü boş bir temenniden ibaret değil. Ben bu cinayet şebekelerinin hazırlıklarının ortaya çıkmasında katkısı olan insanlara da gönül dolusu teşekkür ediyorum" dedi.

    Arınç, emniyet güçlerinin başarılı çalışmalarıyla terör örgütlerinin maddi kaynaklarının kurutulması konusunda önemli adımlar kaydedildiğini anlattı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow