hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Öcalan'ın eski avukatı "can güvenliği" nedeniyle duruşmaya gelmedi

    Öcalanın eski avukatı can güvenliği nedeniyle duruşmaya gelmedi
    expand

    Ergenekon davasına tanık olarak çağrılan Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar, açık kimlikle tanıklık yapmasının can güvenliğini tehlikeye atacağını bildirerek duruşmaya gelmedi.

    Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı "Ergenekon" davasının 260. duruşması başladı.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir
    Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Danıştay saldırısı dosyası sanığı Alparslan Arslan'ın da aralarında olduğu 31 tutuklu sanık katıldı.

    CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli Albay Dursun Çiçek ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.

    Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Abdülvahit Özkaya da hazır bulundu.

    Öcalan'ın eski avukatı Dündar, duruşmaya gelmedi

    Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, duruşmaya çağrılan tanıkların duruşmaya gelmediklerinin anlaşıldığını belirterek, tanıklardan Zahit Engin'in Çanakkale'de olması ve PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar'ın da, açık kimlikle tanıklık yapmasının can güvenliğini tehlikeye atacağını bildirmesi gerekçesiyle duruşmaya gelmediklerini ifade etti.

    İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Odatv davası kapsamında tutuksuz yargılanan gazeteci Nedim Şener'in avukatlarınca mahkemelerine bir dilekçe gönderildiğini kaydeden Başkan Özese, dilekçede "Ergenekon" davasıyla birleştirilmesi hususunda muvafakat verilmesi yönündeki isteğe olumsuz yanıt verilmesinin talep edildiğini ifade etti.

    Davanın, hakkında yakalama emri çıkarılan ve Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Hastanesi'nde tedavi gören sanıklarından Orgeneral Nusret Taşdelen'in ifadesinin nasıl alınabileceği yönündeki mahkeme yazısına cevap verildiği ve Taşdelen'in ifadesinin hastane ortamında alınabileceğinin belirtildiğini aktaran Özese, yeni bir yazı yazılarak Taşdelen'in video konferans yöntemiyle ifadesinin alınıp alınamayacağı hususunun sorulmasına hükmedildiğini bildirdi.

    Abdülvahit Özkaya

    Duruşmada ifade veren tutuksuz sanıklardan Abdülvahit Özkaya, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Hakkınızda birleşen bir dosyada 'Ergenekon terör örgütüne yardım etmek' ve 'fişleme yapmak' suçlarından açılmış bir dava var. Saffet Çerçi hakkında fişleme yaparak bu bilgileri bu davanın sanığı Hüseyin Görüm'e verdiğiniz ve bu fişlemelerin de kullanıldığı iddiası var. Bu yazılar size mi ait?" sorusuna karşılık, söz konusu yazıların kendisine ait olduğunu söyledi.

    Savcı Pekgüzel'in, "Bu yazıları kime verdiniz?" diye sorduğu Özkaya, "Bu tip yazıları, çocuklarıma hatıra olsun diye kaleme aldım. Kimseye de
    vermedim. Çocukluğumdan beri bu benim merakım. Evimde veya iş yerimde sürekli yazarım, not tutarım. Herkesin bir merakı var ve benim merakım da bu" dedi.

    Yazdıklarının Murat Çağlar'da ele geçirilmesi ile ilgili soruya da yanıt veren Özkaya, Murat Çağlar adlı bir kişiyi tanımadığını ve yazdıklarının o kişiye
    nasıl geçtiğini bilmediğini aktardı. Sanık Özkaya'ya daha sonra, duruşma salonuna kurulan büyük ekran yardımıyla, davanın sanıklarına ait fotoğraflar gösterilirken, bu kişileri tanıyıp tanımadığı, tanıyorsa nerede karşılaştığı ve bu kişilerle ne gibi buluşmalar yaptığı soruldu.

    Fotoğraflara bakan Özkaya da, kendisine gösterilen sanıklardan Hüseyin Görüm ve Muzaffer Tekin ile tanıştığını, diğer sanıklar Fikri Karadağ, Doğu Perinçek ve Veli Küçük'ü ise basından tanıdığını ifade etti. Özkaya, fotoğraflardaki kişilerin çoğunu tanımadığını da beyan etti.

    "Burada bulunmaktan hicap duyuyorum. Beykoz'da bir ofisim vardı. Yemeğe düşkün olduğum için misafirlerime çeşitli ikramlarda bulunurdum. Hüseyin Görüm de gelip giderdi. Piyangodan çıktı, arada bir gelip giderdi. Muzaffer Tekin'i de tanıyorum. Cevdet Baydar'a ait bir atölyede kuru fasulye yemiştik. Ona tespih hediye etmiştim" ifadelerini kullanan Özkaya, davanın sanıklarından Durmuş Ali Özoğlu'nun da kendi hakkında yalan bilgiler verdiğini öne sürdü.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow