hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Barzani aba altından sopa gösteriyor"

    Barzani aba altından sopa gösteriyor
    expand

    MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani'nin Türkiye'ye aba altından sopa gösterdiğini belirterek, "Barzani yine o ceviz ağacının altında terör örgütünün mesajlarını iletme görevini yerine getiriyor. Sen kendini ne sanıyorsun" dedi.

    Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki siyasi konuları değerlendirdi.

    Bugün bir gazetede Barzani ile yapılmış röportaja dikkati çeken Vural, "AKP Kongresi'nin şeref konuğu Barzani yine o ceviz ağacının altında terör örgütünün mesajlarını iletme görevini yerine getiriyor. PKK'nın hamisi Barzani Türkiye'ye aba altından sopa gösteriyor. Barzani devlete, silahları susturması gerektiğini söylemiş, ateşkes olsun demiş, Öcalan siyasi muhatap alınsın demiş, açlık grevleriyle ilgili devlet olumlu cevap versin demiş; Türkiye'ye yol haritası sunuyor. Sen kendini ne sanıyorsun. Asıl seni cesaretlendirenlere sormak lazım. Barzani, AKP'nin şeref konuğu haline dönüştürülürse, Türkiye'ye böyle dayatmalar yapar. Türkiye'nin geldiği hale bak. Dünün Peşmergesi, Türkiye'ye yol haritası çiziyor. Kim kimin yanında? Kandil'in dili, Arınç'ın diliyle aynıysa, bunlarla nasıl mücadele edeceğiz? Bunlar adeta birer dilli düdük" ifadelerini kullandı.

    Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında verdikleri gensoru önergesini hatırlatarak, şu iddialarda bulundu:

    "Dün Bülent Arınç Bey hakkında verdiğimiz gensoru önergesi, AKP'nin nasıl iflas ettiğini ortaya koymuştur. AKP bugün siyasal Kürtçülük sevdasıyla kendine oy veren milletin ruhunun aksine Türkiye'yi başka istikametleri götürüyor. Orada BDP-AKP işbirliğini gördük. Arınç'ın destekçileri de oradaydı.

    Orada AKP-BDP arasındaki paslaşmaları gördük. Bugün geldiğimiz noktada ne hazindir ki Bülent Arınç, terör örgütünün yaptığı terörü meşrulaştıracak söylemlerde bulunmuştur. İnsanın tüyü diken diken oluyor. Kundaktaki bebeği öldürenlere, Serap'ı öldürenlere diyor ki 'bunların makul birtakım sebepleri vardır, bunun için yapmıştır' diyebiliyor. Gerçekten utanç vericiydi. Adam öldürmenin haklı bir yöntem olarak kullanılabileceğini söylüyor, meşrulaştırıyor."

    PKK terör örgütü tarafından yapılmış katliam fotoğraflarını gösteren Vural, "Şunlara ne diyorsun ey Bülent Arınç. Çocukları öldürünlere ne diyorsun?" ifadelerini kullandı.

    "MHP'nin nefesi enselerinde olacak"

    Muhalefetin gensoru önergesi verme hakkının demokratik işleyişin temel bir gereği olduğunu belirten Vural, "Mehdi Eker diyor ki 'Meclis'te kaynak israfına yol açıyor'. O zaman ne gerek var bu kadar kameraya, tek kanal olsun yeter; yakında bunu da derler. Bize sadece şakşakçılar gerekli, diyorlar. Eleştiri yok. Bir gensoru önergesini hazmedemeyenlerin, muhalefetin sorgulamasını hazmedemeyenlerin millete verecek bir şeyleri yok. Millete artık tepeden bakıyorlar. Görülüyor ki AKP totaliter bir anlayışla muhalefetsiz bir rejim sevdasındadır. Muhalefetin gensoru vermesine tahammülleri yoktur" şeklinde konuştu.

    Vural, bugün yine verdikleri gensoru önergelerinin olduğunu kaydederek, "MHP'nin nefesi enselerinde olacak. Milletin kürsüsü haline dönüştüreceğiz. Toplumsal muhalefetin sesi olmaya devam edeceğiz" dedi.

    Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında, Makedonya'da Atatürk'ün baba evinin restore edilmiş fotoğraflarını gösterdiğini anımsatan Vural, "Acaba kendilerinden önceki Hükümet döneminde Kültür Bakanlığı'nın hazırladığı bir proje var mıydı, yok muydu? Neden 10 yıldır beklediniz? Projesi hazırlanmış, kaynağı temin edilmiş ama seçimlerle AKP Hükümeti tarafından rafa kaldırılmış bir proje. Yapılmış olmasını kazanç görüyorum ama '10 yıl neden beklediniz' sorusunu da sormadan geçemiyorum" diye konuştu.

    Bir gazetecinin, ana dilde savunma hakkıyla ilgili yasa tasarısına yönelik tavırlarının ne olduğu sorusuna Vural, "Maalesef tehditle, şantajla, silahla Türkiye'nin önüne getiriyorlar bunları. Silah karşısında yol haritalarını kabul edenler, açlık grevleri karşısında ana dilde savunmayı getirenler, tehdide, şantaja teslim olmuşlardır. Başbakan'ın, 'pabuç bırakmayız' dediğine bakmayın. İki pabucunu birden bıraktın. TBMM Başkanlığı'nın devletin dilini bozan böyle bir kanun tasarısını iade etmesi gerekiyordu. Kimse mahkemelerimizi çok dilli hale dönüştüremeyecek" karşılığını verdi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow