hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Odatv davasında tahliye çıkmadı

    Odatv davasında tahliye çıkmadı
    expand

    OdaTv davasında tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

    Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın'ın sanık olarak yargılandığı Odatv davasının 14. duruşması başladı. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3'ü tutuklu 13 sanıklı duruşmaya tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı getirildi.

    Çağlayan'daki Adalet Sarayı'ndaki duruşmaya Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan'ın aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

    Başkan Ekinci yurt dışında

    Öte yandan, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci bugünkü duruşmaya katılamayacak. Ekinci bir seminer nedeniyle yurtdışında bulunuyor. Ekinci'nin yokluğunda mahkemeye, en kıdemli üye hakim Hikmet Şen başkanlık yaptı.

    Ergenekon ile birleştirme

    13 sanığın yargılandığı bu davanın Ergenekon davası ile birleştirme talebine ise henüz bir yanıt gelmedi. İstanbul 16. Ağır Mahkemesi geçtiğimiz haftalarda aldığı ara karar ile hukuki ve fiili bağlantı olduğu gerekçesi ile davanın Ergenekon ile birleştirilmesini istedi. Ancak henüz Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme kararına ilişkin bir görüş bildirmedi. 13. Ağır Ceza Mahkemesinin önümüzdeki günlerde görüşünü açıklaması bekleniyor.

    Emniyet neden sessiz kayıt yaptı

    Odatv'nin bürosuna 14 Ocak 2010'da yapılan baskındaki aramaların görüntüleri, Eylül ayında mahkemeye gönderilmişti. 2 farklı kameradan çekilen görüntüleri izleyen avukatları şaşkına çeviren bu görüntülerde, ses yoktu. Bunun üzerine avukatlar Serkan Günel ve Hüseyin Ersöz, mahkemeye dilekçe vererek, görüntülerin sesli halinin istenmesini talep etti. Avukatların talebi üzerine polisten sesli görüntü kayıtlarını isteyen mahkemeye bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yanıt geldi. Cevapta, Odatv aramalarına ilişkin görüntülerin orijinal halinde de ses olmadığı, ellerindeki kaydın sessiz olduğu belirtildi.

    Davada; "Odatv'de yapılan aramanın kamera kayıtları neden sessiz? Polis kamerası "o gün" sessiz mi kayıt yaptı? Eğer böyle ise bu bir hata mı, yoksa tercih mi? Orijinalinde var olan ses kayıtları sonradan mı silindi? Eğer silindiyse bu hangi nedenle yapıldı? Sehven mi, tercihen mi?" soruları hala yanıt bekliyor.
     
    Hanefi Avcı TÜBİTAK Raporuna ilişkin savunma yaptı

    Davada ilk olarak eski emniyet müdürü Hanefi Avcı savunma yaptı. Davanın teknik deliller üzerinden kilitlendiğini belirten Avcı, TÜBİTAK'tan gelen ek rapora ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Raporda zararlı yazılımların söz konusu bilgisayara gönderildiğinin belirtildiğine dikkat çeken Avcı, "Davaya konu olan dosyaların bu bilgisayarlarda oluşturulmadığı belirtiliyor. Bu bilgisayarlara çok ciddi bir saldırı var. Bu saldırı uzun süreli ve ciddi bir saldırı. Saldıranlar, önce sahte e-posta adresleri alıyorlar kendilerine. Sanıkların dikkatini çekecek şekilde isimleri içeren adresler alıyorlar. Daha sonra bu adreslerden mail gönderiyorlar. Bu mailin ekinde de dosya var. Dosya ekinin içinde de virüs var. Bu dosya açıldığında virüs bilgisayara oluşuyor. Bilgisayara uzaktan kumanda edilebilin virüsler yerleştiriliyor. Bu virüslerin gönderildiği mail adresi de ABD merkezli bir site" dedi. İlk saldırıların başarılı olmadığını, bilgisayarın güvenlik sisteminin kendini koruduğunu belirten Avcı, "İkinci bir saldırı oluyor. Bu sefer mail adresleri, siteler ve virüsler değiştiriliyor" diye konuştu.

    Dosyaların tarihi önemli değil değiştirilebilir

    TÜBİTAK'ın bu zararlı yazılımlar ile ne yapıldığını söylemediğini ifade eden Hanefi Avcı, "TÜBİTAK, dosyaların oluşturulma tarihi virüsten önce diyor. Ama dosyaların oluşturulma tarihi önemli değil. Dosyaların tarihi değiştirilebilir. Ben cezaevindeki bilgisayarda iki tane dosya oluşturdum 2006 ve 2014 tarihli. Bunu size de sundum" ifadelerini kullandı. Avcı'nın savunmasının ardından Soner Yalçın savunma yapmaya başladı.

    "Bizim de dil sorunumuz var"

    Duruşmada tutuklu yargılanan Soner Yalçın ise cezaevlerinde yapılan açlık grevlerine dikkat çekerek, "KCK davası tutuklulukları açlık grevi yaparak dil sorunlarını çözdüler. Ancak bizim de dil sorunumuz var. Odatv savcıları düşünce özgürlüğü dilini anlamıyorlar" dedi.

    İddianamede kara propaganda yapmakla suçlandığını, buna örnek olarak ise yazdığı haberlerin iddianameye eklendiğini söyleyen Yalçın, "Savcılar haberin doğruluğuna bakmıyorlar ki. Sosyal bilimi bilmeyen savcı iktidara muhalif haberleri suç saymaktadır" dedi.

    "TÜBİTAK'ı affetmeyeceğim"

    TÜBİTAK'ın yazdığı raporlarla kurnazlık yaptığını ve kafa karıştırdığını söyleyen Yalçın, "TÜBİTAK'ı affetmeyeceğim. Ülkem benden kitaplar yazmamı beklerken, teknik hukuk anlayışınız yüzünden gece gündüz TÜBİTAK raporuna çalışıyorum." diye konuştu.

    "Çocuklarımızı karıştırmayın"

    Mahkemenin, TÜBİTAK'a ek raporda cevap vermesi için Müyesser Yıldız'ın bilgisayarında işlem yapan "İlim" isimli kullanıcıya ilişkin soru sorduğunu ve burada sorulan "ilim isimli kullanıcının" Müesser Yıldız'ın oğlu İlim Uğur'un oldugunu belirten Yalçın, "Biz cezaevinde yatarız önemli değil. Ama çocuklarımızı karıştırmayın. Sıra çocuklarımıza mı geldi? Neden herkes bize düşman? Ne istiyorsunuz bizden biz bittik sıra çocuklarımıza mı geldi?" dedi.

    Savunmasının son kısmında davanın Ergenekon davasıyla birleştirilme talebine ilişkin de yorum yapan Yalçın, "Yanlış hatırlamıyorsam Hanefi Avcı o davada tanık. Şimdi hem tanık hem sanık mı olacak aynı davada?" ifadelerini kullandı.

    Tahliye yok

    Duruşmanın sonunda savcı, Soner Yalçın dahil 3 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

    Yaklaşık 1.5 saat ara veren mahkeme, kararlarını açıkladı. Mahkeme tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

    Mahkeme gerekçe olarak ise kuvvetli suç şüphesini gösterdi. Tutukluluk halinin devamına ilişkin verilen kararda TÜBİTAK’tan gönderilen ek rapora da değinen mahkeme, “Bilirkişi raporunun içeriği itibariyle de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiğini" belirtti. Duruşma 27 Aralık tarihine ertelendi.

    Basın açıklaması yapıldı

    Dava öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya CHP Milletvekili İlhan Cihaner, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Eşber Yağmurdereli, gazeteciler Uğur Dündar ve Ayşe Arman'ın da aralarında bulunduğu bir grup destek verdi. Açıklamada davanın siyasi olduğunu belirtildi ve iktidara muhalif olanların yargılandığına dikkat çekildi.

    Grup tahtadan yaptıkları bir ağacı da yanlarında getirdi. Basın açıklamasının ardından tutuklu gazetecilere yazılan mektuplar, bu ağaca asıldı. Öte yandan tutuklu 30 gazetecinin de resimlerinin bulunduğu pankart basın açıklaması sırasında yerlere serildi. Açıklamanın sonunda Soner Yalçın'ın cezaevinde yazdığı "Samizdat" adlı kitabı da pankartın üzerine bırakıldı.

    Kılıçdaroğlu'ndan Odatv yorumu

    Bu arada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Odatv davasında tahliyeler beklediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Adalet kavramını yüceltmek gerekiyor, yıpratmak bizim görevimiz değil" diyen Kılıçdaroğlu, ellerinde sadece kalem olan gazetecilerin tutuklu olduğunu söyledi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow