hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Açlık grevlerinde kimsenin ölmesine izin vermeyiz"

    Açlık grevlerinde kimsenin ölmesine izin vermeyiz
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Açlık grevlerinde kimsenin ölmesine izin vermeyiz. Umarım yanlış yoldan bir an önce dönerler" dedi.

    Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bir gazetecinin "İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları konusunda dün akşam ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştünüz. Bu görüşmelere ilişkin ayrıntıları öğrenebilir miyiz?" sorusu üzerine, dün yoğun bir trafik olduğunu, Obama, Putin, Hamas'ın siyasi büro şefi Halid Meşal ve Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile birer görüşmesi olduğunu anlattı.

    Başbakan Erdoğan, görüşmelerine ilişkin şu bilgileri verdi:

    "Bu görüşmeler esnasında Obama ile yaptığımız görüşmede, bizim, gerek Hamas gerek değerli kardeşim Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ile görüşmek suretiyle işin bu yanında bir ateşkesi sağlamak, sayın Obama'ya da siz de İsrail tarafında ateşkesi eş zamanlı sağlamak için bir girişime başlayalım dedik. Aynı talebi sayın Putin'e de ilettim.

    Burada süratle bir çalışmanın içerisine girer de 24 saatte bu işi çözersek, çünkü rakam her an devamlı büyüyor. Şu anda görüldüğü gibi 40'a yakın Gazze tarafında maalesef ölüm vakası var. Bunların içinde çoğu çocuk ve kadın. İsrail 3 tane ölüsüyle dünyayı ayağa kaldırıyor, AB bunu bir savunma hakkı olarak ifade ediyor. Aslında anlaşmayı, ateşkesi bozan İsrail. Ateşkesi bozuyor ve bombalamaya başlıyor ve ondan sonra karşı bir adım yapılınca da hemen suçlu olarak ortaya Filistin veya Gazze çıkarılıyor. Bu tabii çok yanlış
    bir yaklaşım tarzı. Bu, İsrail'in her zaman oyunudur.

    Haklı olarak Gazze şunu söylüyor, Hamas şunu söylüyor; bu için garantörü kim olacak? 'Bu konuda gerçekten ABD bize garanti veriyorsa, biz hemen her şeyi durdurmaya hazırız' diyorlar. Aynı şeyi İsrail tarafında sayın Obama bu görüşmeleri yaptıysa ki, bugün Mısır'dan tekrar görüşmelerimiz olacak. Zira sayın Obama bizden sonra Muhammed Mursi ile görüşme yaptı. Onlarla olan görüşmede de aynı konular yine işlendi. Bugün Mısır'daki görüşmelerden sonra tekrar kendileriyle görüşmeler yapar, inşallah bu ateşkesi, bu ölümü, kanı bir an önce durdurmuş oluruz."

    Başbakan Erdoğan, 2008 seçimleri öncesinde de aynı şeylerin olduğunu, o zaman da 1500 Gazzeli'nin öldürüldüğünü, 5 bini aşkın kişinin de yaralandığını hatırlatarak, "Şimdi de iki ay sonra seçim var. Yine böyle seçimin öncesinde bu olayların patlak vermesi göz ardı edilecek bir durum değil. Temenni ederiz ki, bunu süratle aşmış oluruz" dedi.

    Açlık grevleri


    Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin "Açlık grevleri konusunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklaması oldu. 'Açlık grevlerinin her an bittiğini, bitirildiğini duyabiliriz. Bizim temaslarımızın olumlu sonuç vereceğini tahmin ediyorum' dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" ve "2009 yılında
    İstanbul'da bir belediye otobüsüne molotof atılmıştı ve Serap Eser hayatını kaybetmişti. Serap Eser'in katilleri de bu açlık grevinde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorularına karşılık, şu yanıtı verdi:

    "Açlık grevi konusunda, açlık grevinin amacının ne olup olmadığı çok çok önemli. Bakın şimdi siz bir örnek verdiniz Serap kızımızla alakalı. Serap kızımızın bulunduğu otobüse molotof atmak suretiyle ölümüne sebep olan katillerin de açlık grevinde olduğunu söylüyorsunuz. Şimdi bu bir şantaj değil de bir ajitasyon değil de nedir? Bunların hepsi şantaj. Hükümet sözcümüz bütün ifadeleri kullanmıştır, doğrudur.

    Bizim derdimiz insanların açlık grevi yapmak suretiyle ölmesine çanak tutmak değildir. Bizim derdimiz de şüphesiz ki cezaevi ortamlarını en güzel şartlara getirmek suretiyle oradaki tutukluluk, hükümlülük süresini yerine getirmelerini sağlamaktır. Dikkat edilirse bu açlık grevlerinde, bunlara yönelik
    herhangi bir şey söz konusu değildir. Bu tamamiyle dışarıda olan bir eylemdir. Avrupa Parlamentosu'ndan yapılan açıklamayı duydunuz. Demokrasilerde bu yollarla hak elde edilmez."

    Açlık grevinde bulunan kişileri, bu greve sürükleyen siyasi partinin şu anda parlamentoda bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Parlamentodaki bu siyasi parti, bu tür talepleri, istekleri, mücadeleyi burada versin. Ama onlara aç kalmak suretiyle, ölün demek suretiyle değil. Bu yöntemi, doğru bir yöntem olarak bulmadığımız gibi açlık grevine gitmenin yanlış olduğunu sürekli anlatıyoruz.
    Temenni ederim ki bu yanlış yoldan dönünüz. Bu tür şantajlara da bazı mahfillerin gerek medyada gerek farklı yerlerde çanak tutmaması gerekir. Biz hükümet olarak ilgili bakanların hepsi asla cezaevlerinde bu yöntemle kimsenin ölmesine fırsat vermeyiz. Böyle bir zemin hazırlamayız. Bunun için de Sağlık Bakanlığı mensubu arkadaşlarımız, gerekli ihtimamı göstermektedirler. Uluslararası hukuk içerisinde gereği neyse bunu yapmaktadırlar. Mahkum veya tutukluların, kendilerine sağlık
    yönünden müdahale edilmesi hususunda bile arkadaşlarımız gerekli ihtimamı gösterip, onların tedavileriyle ilgilenmektedirler" diye konuştu.

    Çamlıca'ya cami

    Erdoğan, bir gazetecinin, Çamlıca Tepesi'ne yapılacak caminin projesinin yarışmayla belirlendiğini hatırlatarak, projeyi nasıl bulduğunu sorması üzerine, değerlendirmelerin yarışmaya katılan 90'ı aşkın proje içinde yapıldığını belirterek, "Fakat birinciliğe layık proje bulunamadı. Gönül onu da arzu ederdi" dedi.

    Yarışmada mansiyonlar da dahil olmak üzere ilk 10 proje belirlendiğini ifade eden Erdoğan, şu aşamada nihai değerlendirmenin yapıldığını söyledi.

    Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

    "Nihai değerlendirmeden sonra olur ki bazı yerlere müdahaleler de olabilir. Ondan sonra da hayırlısıyla Çamlıca Tepesi'nde İstanbul için çok çok önemli eserin temelini atar ve süratle de bittiğini görmeyi temenni ederiz. Tabii bir çok şeyler yazılır, mimarlar olaylara matematik olarak bakamazlar, bakmazlar.

    Yani 'iki kere iki dörttür' diyemeyiz. Haklı olarak her mimarın farklı bir yorumu vardır, bu da doğaldır. Hepsinin çizgisi farklıdır. Ben çoğu zaman bazı mimar arkadaşlarımızın çizgilerini anlarım. 'Bu filancanın mıdır?' derim. Çok çalıştığımız mimar arkadaşlarımızı çizgilerinden anlamak mümkün. Burada da buna benzer farklı yorumlar vardır. Haklıdır, haklı olabilirler. Onun için de bunun üzerinde, bu kadar talebin olması bizim için önemliydi, güzeldi ama her iki bayanın bu konudaki ortaya koyduğu hakikaten bakış, çizgi, yansıtmaları falan takdire şayandır. Son durumları arkadaşlarımız bize de sunacaklar ve adımları süratle atacağız.

    Burada sadece Çamlıca'daki cami olayı değil, bütün kulelerden Çamlıca Tepesi, yani Büyük Çamlıca temizlenmiş olacak. Buna TRT Televizyon Kulesi de dahil. Bunları Küçük Çamlıca'da tek kulede toplama kararımız var. Bu kule özellikli bir kule olacak, restoranlarıyla her şeyiyle farklı olacak. Dolayısıyla o kirlilikten de inşallah Çamlıca Tepesi'ni kurtarmış olacağız. Biliyorsunuz bir de baz istasyonları sebebiyle bazı sıkıntılar meydana geliyordu. Bunları da burada minimize edecek bir adımı atmış olacağız."

    Kuzey Irak ve enerji

    Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin "Kış ayları yaklaşıyor. Suriye konusunda bir gelişme olacak mı? Dün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşme gerçekleştirdiniz? Kuzey Irak ile enerji alanına yönelik işbirliği söz konusu mu? Merkezi hükümetle Kürt yönetimi arasında
    sorunlar yaşanıyor. Türkiye o bölgede nasıl bir enerji politikası izleyecek?" sorusu üzerine, özellikle Suriye konusunda, gerek konteyner kamplar gerek çadır kamplarla ilgili azami alabilecekleri tedbiri almaya devam ettiklerini söyledi.

    Van'da boşa çıkan konteynerleri de Gaziantep ve Kahramanmaraş'a taşıdıklarını anlatan Erdoğan, oralarda yeni açılan kamplarda bunları değerlendirdiklerini kaydetti.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Barzani ile enerji konusunu ele aldıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:

    "Gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanım gerekse Kuzey Irak Yerel Yönetimi Enerji Bakanı onlar çalışmalarını yaptılar, bugün hala bu çalışmalar devam ediyor. İmzalar atıldı. Büyük ölçüde ve gerek doğalgazda gerek ham petrole yönelik neler yapılabilir? Bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Burada merkezi yönetimi aslında sıkıntıya düşürecek bir şey söz konusu değil. Kuzey Irak kendi potansiyeli içinde, tasarruf alanı içinde yapması gerekenler neyse bunları yapıyor.

    Bunun dışında herhangi bir şey söz konusu değil. O tasarruf alanı içinde yaptıklarını yaparken de kendisi bize ham petrolü verirken bunun karşısında bizden işlenmiş ürünleri alıyor, benzin ve mazot gibi vesaire. Onlarla bu çalışmaları sürdüreceğiz. Bir de doğalgaz çevrim santrallerinden enerji üretme var. Çünkü Kuzey Irak'ta her ne kadar enerji noktasında çok ciddi sıkıntı yoksa da Süleymaniye gibi bölgelerde ciddi enerji sıkıntıları var. Bunların aşılması için de bu tür yatırımların süratle yapılması gerektiğini kendileri ifade ettiler. Bizim de bir çok yatırımcı kuruluşlarımız oraya adımlarını atıyorlar, atacaklar."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow