hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Robokoplu bir yargılama yapılıyor"

    Robokoplu bir yargılama yapılıyor
    expand

    CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, "Ergenekon" davasına ilişkin, içerde robokoplu bir yargılama yapıldığını öne sürerek, "Caniler bir gün kurbanlara dönüşebilir ancak hareket etmeyenlerzincirlerini kıramazlar. Hareket etmeliyiz" dedi.

    "Ergenekon" davasının 270'inci duruşması sürerken, CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve Muharrem İnce, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve Gökhan Günaydın, davanın sanıklarına destek için Silivri'ye gelen kalabalığa seslendi.

    Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde bulunan parti otobüsünün üzerine çıkan Tarhan, burada kendisini dinleyenlere "Adalet savaşçıları, yoldaşlarım, yol arkadaşlarım" diye seslendi.

    Tarhan, "İçeride robokoplu bir yargılama yapılıyor" diyerek, duruşmada bir avukatın, hakimin talebiyle robokoplu jandarma görevlisi tarafından dışarıya çıkarılmak istenmesine tepki gösterdi.

    Emine Ülker Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:

    "Geçmişte insanları bazı korkularla esir ederler ve korkularla insanları hizaya sokmaya çalışırlardı. Bugün de herkesi 'darbeci' diye yaftalıyorlar. Eskiden komünizmle korkuttuklarını, şimdi darbe korkusuyla bastırıyor, adeta tek yurtsever kalmayıncaya kadar devam edecekleri anlaşılıyor.

    Darbeyle mücadele adı altında sürekli bel altı vurup, rövanş almak için Türkiye Cumhuriyeti'ni büyük bir cezaevine dönüştürdüler. Ama bu günlerin sonu gelecek. Bu ülkede özgürlük yoksa onu kazanmak gerek. Yolu ne olursa, neye mal olursa olsun, bu halk zincirlerine uzun süre tutsak olmaz, hiçbir zaman tutsak olmadı. Her şey bir gün el değiştirebilir. Caniler bir gün kurbanlara dönüşebilir ancak hareket etmeyenler zincirlerini kıramazlar. Hareket etmeliyiz."

    29 Ekim 2012 tarihinin Türkiye için bir dönüşümün başlangıcı olduğunu kaydeden Tarhan, "Bize tek seçenek olarak, iyi halli bir mahkum olmayı öneriyorlar. İyi halli bir mahkum olmayacağız. Bu ülkede kollarımıza doladıkları zincirleri kıracağız" dedi.

    "Merak etmeyin, ampulü patlatacağız"

    CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de duruşma salonunda adil bir yargılama olmadığını ileri sürerek, "İçeride bir yargılama yok, tam bir komedi. Avukat 'Söz istiyorum' diyor, mahkeme başkanı 'Söz isteyen yok' diye yazdırıyor. Bu davanın savcısı AKP, tanığı PKK, yargılanan da Türk milletidir. Burada, Silivri'de faşist hukuk, Silopi'de liboş hukuk, Deniz Feneri'nde işlemeyen hukuku hep birlikte görüyoruz" ifadelerini kullandı.

    Davada bilim insanlarının, yurtseverlerin, terörle mücadele etmiş komutanların yargılandığını öne süren İnce, şunları söyledi:

    "Mahkemesi özel, tanığı gizli, delili düzmece, işte AKP'nin adaleti. Bütün devletlerin yaşamında buna benzer olaylar olmuştur. Osmanlı Devleti de 1299'da kurulmuş, 1402'de dağılmıştı. 1413'e kadar siyasi ve askeri açıdan büyük bir karmaşa içine girmişti, beylikler yeniden ortaya çıkmıştı. Türkiye de kuruluşundan 90 yıl sonra bir fetret devri yaşıyor. Burada alınmak istenen intikam, cumhuriyetten alınmak istenen intikamdır. Onlar 'hedef 2023' derken, asıl hedefin 1923 olduğunu bu millet, yargılamanın beşinci senesinin sonunda anladı diye düşünüyorum."

    İnce, hukuksuzluklara karşı direneceklerini ifade ederek, "Burası bir başlangıçtır. Buradan korkuyorlar. Diktatörlerin hepsi korkaktır. Onları otobüslere doldurup, hep birlikte yüce divana göndereceğiz. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Merak etmeyin, ampulü patlatacağız. Sloganımız, 'Tepeden tırnağa cesaret, her şey Türkiye'yi sevmekten ibaret" dedi.

    "Silivri'nin etrafında bir özgürlük bayrağı dalgalanıyor"

    Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ise içeride bir yargılamanın değil "bir ortaoyunu"nun oynandığını ileri sürdü.

    Mahkemenin usul hukuku konusunda her şeyi ihlal ettiğini savunan Günaydın, "Buraya savcının mütalaasını okuyacağı beklentisiyle yüzbinler geldi. Ama şu anda, burada bu mahkemenin hakimleri ve savcıları bu mahkemenin avukatlarının görmediği bir iddianameyi bu davaya sokuşturmak istiyorlar. Avukatlar diyor ki 'Biz bu iddianameyi görmedik ve okumadık. Onun için sizden süre istiyoruz.' Ancak avukatlar robokoplarla dışarıya çıkarılmaya çalışılıyor. 2008 yılından bu yana mahkemenin dosyasına girmemiş olan çeşitli yazıları hakim, şu anda mahkemenin dosyasına sokuşturmaya çalışılıyor. Hukuk, adalet katlediliyor. Burada hakim, savcı var ama hukuk yok" diye konuştu.

    Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da Silivri'nin etrafında "bir kardeşlik zinciri" oluştuğunu kaydederek, "Karanlığın bekçiliğini yapanlar görsünler ki, Silivri'nin etrafında bir özgürlük bayrağı dalgalanıyor" dedi.

    Oynanmak istenen oyunu bozacaklarını ifade eden Tezcan, "Yalanın iktidarını bozacağız. Yurtseverleri özgürlük katillerinin elinden kurtaracağız. Bu çadır tiyatrosuna son vereceğiz, bu düzmece mahkemelere son vereceğiz. Gün gelecek halkın mahkemesi, halkın evlatlarının özgürlüğünü verirken, halk düşmanlarından bunun hesabını soracak" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow