hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Su perileri başarıya doymuyor

    Su perileri başarıya doymuyor
    expand

    Aydın'da tarım işçisi kızlardan kurulan beyzbol-softbol takımı "Su Perileri", başarıdan başarıya koşuyor.

    Öğretmen Şenol Babacan'ın önderliğinde tarımla uğraşılan, Nazilli İlçesi'ne bağlı İsabeyli Beldesi'nde 2010 yılında kurulan Doğa Kültür Bayan Beyzbol-Softbol Takımı, ilk kez katıldıkları Türkiye Şampiyonası'nda, ikincilik elde etmeyi başardı. Maddi imkansızlıklar nedeniyle kuruluşunda büyük güçlüklerin yaşandığı, özellikle tarlada çalışan kızların özendirilerek bu sporu seçmesinin sağlanmasıyla oluşturulan takım, kısa sürede gelen başarı ve minik yüreklerdeki aşkla bir anda yörede gözbebeği oldu. Tarladaki çamurlu toprak yerine her hafta beldedeki futbol sahasının yeşil zeminine ayak basmanın mutluluğunu yaşayan, kendilerine de "Su Perileri" adını takan takımın 10-14 yaş aralığındaki oyuncuları, hayatlarının başlangıcında değişen hayalleriyle hedeflerini de yükseltti.

    Kıyasıya geçen ve kulağa hoş gelen şiveleriyle "Hadi gari toparlanın" seslerinin yükseldiği antrenmanlardan beklenen tek hedef ise, Türkiye Şampiyonluğu'nu göğüslemek, ilerleyen zamanda da Türk Milli Takım oyuncusu olmak. Kentli akranlarının yerine nadir görülen bir etkinliği seçen kızların bu yoldaki en büyük destekçileri de, onlarla birlikte aynı sahada antrenörlük kursu alan, aralarında 83 yaşındaki Refik Namdar'ın da bulunduğu öğretmenleri oldu.

    ABD'den maç teklifi aldık

    Sporcu öğrencileriyle tek tek ilgilenen, kulübün kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Şenol Babacan, "Kendi doğup büyüdüğüm topraklarda çocuklarımızın daha sosyal, daha etkin olmaları için böyle bir girişimde bulunduk. Onları yurt kalkınmasına daha aktif nasıl sokabiliriz diye düşünürken, Türkiye'de pek ilgi görmeyen beyzbol-softbol'a yönlendirdik. ABD'de milyar dolar yatırımların yapıldığı bu sporun yüzbinlerce kişi de izleyicisi. Daha yeni adımlarımızı atarken Türkiye ikincisi olduk ve evlerimize kupayla döndük. Onlar, bu organizasyon sayesinde hayatlarında ilk defa büyük şehirler, beş yıldızlı oteller, açık büfe kahvaltılar gördü. Bir anda vizyonları, dünyaya bakışları değişti. Memur olmak isteyenlerin şimdi tek hedefi, iyi bir sporcu olup Türkiye'yi temsil etmek. Bizim çocuklarımızın tamamı, çiftçi ailelerin çocukları. Kimi iki dönüm bahçede, kimisi başkasının tarlasında zeytin, portakal topluyor. Yevmiyeli çalışıyordu. Şimdi ise o hayatlarını bırakıp kendilerini bu spora adadılar" dedi. Babacan, sponsorlar sayesinde malzeme sorununu aştıklarını dile getirerek, "ABD'den iki eyaletten hem maç hem de eğitim teklifi aldık. Orada her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayacaklar. Ama oraya uçmak için henüz para bulamadık. Bu sorunu da aşarsak, kızlarımızın ufku tamamen değişecek" diye konuştu.

    Okulunu bırakmıştı, sporla geri döndü

    Eğitimini yarıda bırakıp tarlada çalışırken öğretmenlerinin tavsiyesiyle kendisini bir anda sahada bulan kızlardan Sakine Aydoğan'ın yaşadıkları ise, birlikteliğin ve sporun önemini gözler önüne serdi. Arkadaşlarına örnek olan Aydoğan, "Ortaokulu bıraktıktan sonra liseye gitmedim. Ailemin maddi zorluğu vardı. Bahçelerde çalışıp yevmiyelerle aileme destek olmaya karar verdim. Ancak adını daha önceden hiç duymadığım bu sporu, öğretmenlerimden öğrenince ilgimi çekti. Bir de Türkiye ikinciliği elde edip, hedef milli takım oyunculuğu olunca eğitimime geri döndüm. Aralarında olduğum için çok mutluyum" dedi. Henüz 14 yaşındaki Rümeysa Uçak da, "Fasulye toplamaya gidiyordum. Bu sporu öğrenmek çok heyecanlı ve zevkliydi. Şimdi hem okuyorum hem de sporumu yapıyorum" dedi. Derya Yıldırım ise, `Böyle bir bölgede bu sporun gelişmesi çok iyi oldu. Eskiden maçlara gittiğimizde diğer takım oyuncuları eldivenleri bize bırakırlar. Onların eldivenleriyle maçlarımızı yapardık. Dönüşümlü kullanırdık. Şimdi ise imkanlarımız daha iyi" dedi.

    Kırsal kesimin çocukları için daha uygun

    Hem çocukların eğitimiyle ilgilenen ve hem de kursiyerlere kurs veren Milli Takım Antrenörü Erhan Saka, "Bu çocukların ilk başta imkanları kısıtlıydı. Ancak bu spora çok uygun olduklarını gördüm. Kırsal kesimdeki çocuklar, daha atik, çevik olduklarından dolayı buna çok daha yatkınlar. Geçen yıl 15 kişi vardı, şimdi ise bu sayı üçe katlandı. Hafta sonları antrenörlük seminerleri de veriyoruz. Onlar da yeni çocukları bulup bu spora katacaklar. Bu çocukların arasında başarılı oyuncuların çıkacağından eminiz" dedi.

    "Çocuklara örnek olmak istiyorum"

    Antrenman yapan çocukların hemen yanıbaşında 83 yaşına aldırmadan kursa devam eden emekli memur Refik Namdar'ın azmi de görenlerin takdirini topluyor. Namdar, "Eskiden beri spora karşı ilgim var. Bu spora ilgi duydum. Antrenörlük kursuna gidiyorum. İnşallah başaracağım. Amacım, gençlere, çocuklara örnek olmak. Gençlik bu spora önem versin" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow