hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yunanistan'da "Altın Şafak"a tepkiler büyüyor

    Yunanistanda Altın Şafaka tepkiler büyüyor
    expand

    Yunanistan'da, bir müzisyenin aşırı sağcı Altın Şafak partisi üyesi olduğu belirlenen bir kişi tarafından öldürülmesine tepkiler sürerken, ülke genelinde ırkçılık karşıtı gösteriler düzenlendi. Polisin müdahalesinde bir kişi gözünü kaybetti.

    Başta başkent Atina olmak üzere, Selanik, Patra, Larisa, Kavala ve Girit adasında düzenlenen protestolarda polisle göstericiler arasında arbede yaşandı.

    Keraçini'de polisin ateşlediği gaz bombası kapsülünün isabet ettiği bir göstericinin gözünü kaybettiği bildirildi.

    Başkent Atina'da Nikea semtinde düzenlenen gösteriye katılan yaklaşık 5 bin kişi Altın Şafak'ın bürolarının bulunduğu Petru Ralli Caddesi'ne yürümek istemesi üzerine polisle göstericiler arasında gerginlik yaşandı.

    Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı gösteriler sırasında "Katil Altın Şafaklılar" sloganı
    atan bazı protestocular caddede bulunan banka şubelerine ve bazı iş yerlerine zarar verdi.

    Atina'da ayrıca Keraçini'de de ırkçılık karşıtı gösteri düzenlendi.

    Selanik'te düzenlenen ırkçılık karşıtı eylemde göstericilerle polis arasında zaman zaman gerginlik yaşanırken, Girit'in Heraklion kentinde göstericiler Altın Şafak bürolarına saldırdı.

    Atina'nın Keraçini semtinde dün solcu kimliğiyle tanınan 34 yaşındaki Pavlos Fissas'ın, Altın Şafak partisi üyesi Yorgo Rupakias tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından ülke genelinde düzenlenen gösterilerde 130 kişinin gözaltına alındığı, 34 kişinin tutuklandığı bildirildi.

    Gösterilerin bugün de devam edeceği açıklandı.

    Yasal işlem başlatıldı


    Bu arada, Altın Şafak'ın faaliyetlerinin "suç örgütü faaliyetleri" kapsamına alınması için yasal girişim başlatıldı.

    Kamu Düzeni Bakanı Nikos Dendias, Başbakan Antonis Samaras ile başbakanlık konutunda gerçekleştirdiği ve Adalet Bakanı Haralambos Athanasiyu'nun da katıldığı görüşmenin ardından Yunanistan Yüksek Mahkemesi (Arios Pagos) savcısına gönderdiği raporda, Altın Şafak'ın faaliyetlerinin Yunan ceza kanunu uyarınca suç örgütü faaliyetleri kapsamında değerlendirilerek anayasaya göre gerekli işlemin başlatılmasını istedi.

    Dendias'ın, Yüksek Mahkeme savcısına gönderdiği raporda, Altın Şafak'ın Atina ve ülkenin diğer yerlerinde neden olduğu ve bazı Altın Şafak milletvekillerinin de karıştığı olaylarla ilgili dosyalar bulunduğu belirtildi.

    Dendias, yaptığı açıklamada, Altın Şafak'ın faaliyetlerinin suç örgütü kapsamında değerlendirilmesiyle partinin yasadışı ilan edilmeyeceğini çünkü anayasanın buna
    izin vermediğini, suçluların mahkemelere sevk edilerek partinin ırkçı faaliyetlerinin kesileceğini söyledi.

    Polis koruması kaldırıldı

    Bu arada, Yüksek Mahkemenin Dendias'ın raporuyla ilgili kararı açıklanıncaya kadar Altın Şafak milletvekillerinin polis korumalarının kaldırıldığı bildirildi.

    Yunanistan Polis Teşkilatı ELAS, Kamu Düzeni Bakanının talimatıyla Yüksek Mahkemenin Altın Şafak'ın faaliyetleriyle ilgili kararı açıklanıncaya kadar parti milletvekillerine polis koruması tahsis edilmesinin durdurulduğunu açıkladı.

    Diğer yandan, Altın Şafak'ın faaliyetlerinin araştırma görevinin ELAS'ın antiterör şubesine verildiği öğrenildi.

    "Rum kesimindeki örgütlerle ilişki" belgeleri

    Öte yandan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki (GKRY) AKEL Partisi'nin Genel Sekreteri Andros Kipriyanu'nun da, Altın Şafak Partisinin (Hrisi Avgi) Rum kesimindeki örgütlerle yakın ilişkisi bulunduğu yönünde GKRY yöneticilerine belgeler verdiği belirtildi.

    Yunan medyasına yansıyan haberlere göre, Kipriyanu, GKRY "Adalet Bakanı" İona Nikolau ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Altın Şafak'ın Rum örgütleriyle ilişkilerini kanıtlayan doküman ve fotografları Nikolau'ya teslim ettiğini belirtti.

    Nikolau'ya teslim ettiği belgeler arasında Rum kesiminde bazı tatil kamplarının askeri eğitim kamplarına dönüştürülmesiyle ilgili belgeler yer aldığını belirten Kipriyanu, bu konuda elinde daha başka kanıtlar da bulunduğunu ancak açıklamak istemediğini ifade etti.

    Rum kesiminde ırkçı faaliyetlerin gelişmesinden duyduğu endişeyi dile getiren Kipriyanu, daha önce de, 2010 yılında bu konuda ihbarda bulunduğunu belirterek, "Maalesef oy kapma amacıyla aralarında Başpiskopos'un da bulunduğu bazı kişiler bu çeşit faaliyetleri destekledi" dedi.

    Nikolau ise yaptığı açıklamada, Kipriyanu'nun sunduğu belgeler arasında araştırılmaya değer noktalar bulunduğunu ifade ederek, bunların açıklığa kavuşturulması için polise teslim edileceğini söyledi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow