hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Gezi Parkı'nın tarihi

    Gezi Parkının tarihi
    expand

    Taksim'i Yayalaştırma Projesi kapsamında alışveriş merkezi ve rezidans olarak yeniden inşa edilecek olan Topçu Kışlası için Gezi Parkı'na iş makinelerinin girmesi ile başlayan gerginlik dördüncü gününde. Ancak bu tartışmalar sadece bugüne ait değil. Topçu Kışlası yıkılırken de, bir ucu Nişantaşı'na bağlanması öngörülen Surp Agop Mezarlığı'nı da içine alacak şekilde planlanan parklar projesi inşa edilirken de kamuoyunda rahatsızlık yaratmıştı.

    1930'lu yılların sonunda İstanbul'un yeniden imarı için anlaşılan Fransız mimar Henri Prost'un planı çerçevesinde Taksim Kışlası'nın istimlak edilmesine karar verildi. Osmanlı döneminde Fransız bir şirkete satılan kışla ve müştemilatının istimlakı için 1938 yılında 600 bin lira ayrılıyordu bütçeden.

    Belediye hızla binayı istimlak etme niyetindeydi. Zira emlak şirketi karardan önce kışla ile müştemilatı yıktırırsa arsa daha da değerlenebilirdi. En azından iddia buydu.

    İlk projede kışla sergi salonu yapılacaktı

    Taksim kışlası yerine ilk olarak sergi binası yapılması planlanıyordu. Yine Prost tarafından çizilecek planda, tiyatro, sinema, istirahat salonları olacak, bu alanda büyük balolar verilebilecekti. Binayı Belediye ve Emlak Bankası'nın beraber yapacaktı. Yaklaşık 5 milyon liralık bütçesi hazırdı.

    Ancak düşünüldüğü kadar hızlı ilerlenemedi. 1940'a gelindiğinde proje hala kağıt üzerinde kalmıştı.

    Gezi Parkı'na ilk "AVM" çıkışı

    Kışla yerine sergi salonu fikrinden vazgeçilmişti. Devreye yine "ticari" açılımlar girdi. Kışla arsasının tramvay caddesine bakan cephesine dört tane apartman inşa edilmesi kararlaştırılıyordu. Bu büyük apartmanların alt katlarında büyük mağazalar bulunacaktı.

    Kışla arsasının Mete Caddesi'ne bakan cephesine de bir apartman ve büyük bir bina yapılacaktı. Bu bina, müzik, konferans salonu ve resim sergisi olarak kullanılacaktı. Panorama gazinosu yerine de otel inşa edilecekti.

    "Avrupa'daki gibi olacak" iddiası

    Stadyumun bulunduğu alansa gezinti bahçesi olacaktı. Bahçenin sağındaki ve solundaki ağaçlıklı iki geniş yola Avrupa'nın bazı geniş cadde ve meydanlarında olduğu gibi açıkhava "kahve"leri ve "gazinolar" yapılacak ve bunların teras denen önlerine masalar konulabilecekti. Amaç İstiklal'deki halkı meydana çekmekti.

    Taksim Bahçesi, Taşkışla'ya ve Dolmabahçe Stadyumu'na kadar uzatılacak bir köprü ile Surp Agop mezarlığına ulaştırılacaktı.

    Ermeni Mezarlığı'na park ve apartman kararı

    İçinde Ermeni kilisesi bulunan Surp Agop da istimlak ediliyordu.

    Kanuni Sultan Süleyman'ın aşçısı Manuk Karaseferyan'ın padişahı komplodan kurtarması ile Ermeni cemaatinin eline geçtiğine inanılan, 1560'ta İstanbul'da yaşanan büyük veba salgını ile mezarlığa dönüşen büyük arazi yüzyıllar sonra el değiştiriyordu.

    Ermeni toplumunu rahatsız eden kararın ardından iki kısma ayrılacak olan mezarlığın ön tarafında yani tramvay caddesinde 7 parça arsa apartman yapılmak üzere satılacaktı. Belediye burada küçük küçük binalar inşasına izin vermeyecek, arsaları ancak büyük apartmanlar yapmak isteyenlere satacaktı. Bu arsaların arasında birer yeşil saha bulunacaktı. İkinci kısım Taksim Meydanı'ndan başlayacak olan gezinti yolunun devamı olacaktı.

    Taksim Bahçesi ile Surp Agop Mezarlığı arasından Taşkışla'ya doğru giden asfalt yol büyük bir yuvarlak meydana kadar uzayacak ve buradan Maçka'ya doğru devam edecekti. Harbiye mektebinin arkasına bir sergi sarayı inşa edilecekti, yuvarlak meydandan Dolmabahçe Stadı'na doğru bir yol yapılacaktı. Bu suretle Dolmabahçe'den Maçka'ya, Nişantaşı'na gitmek mümkün olacaktı.

    Taksim Bahçesi'nin arkasında bir çocuk bahçesi yapılacak, bu bahçe ile Dolmabahçe Stadyumu arasında anfiteatr şeklinde yazlık açık hava tiyatrosu bulunacaktı. Taksim Bahçesi ile Vali Konağı ve Dolmabahçe arasındaki diğer arazi kültür park olacaktı.

    Dağcılık Kulübü ve tenis kortları olacaktı

    Dağcılık kulübü de mezarlıkla Taksim Bahçesi arasından geçen ve Taşkışla'ya inen yolun bir köşesindeki tenis kortlarının yanına yapılacaktı.

    4 Eylül 1942'de törenle açıldı proje. O zamanlar adı "İnönü Gezisi"ydi. Yani "Milli Şef" İsmet İnönü'nün adını taşıyordu. Törene Büyük Millet Meclisi milletvekilleri, askeri ve mülki erkan ve gazeteciler davet edilmişti. Ancak projenin tamamı gerçeğe dönüşemedi. Özellikle de Surp Agop Mezarlığı üzerindeki kısmı. Bugün üzerinde eylem yapılan Gezi Parkı'nın bir kısmını da oluşturan mezarlığın…
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow