hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Değişimin ve devrimin temeli gündelik hayatın eleştirisi

    Değişimin ve devrimin temeli gündelik hayatın eleştirisi
    expand

    İstanbul'da kent radikal politikanın merkezinde. Taksim'deki Gezi Parkı'nda bunun örneklerinden biri hali hazırda yaşanırken, radikal politika ve sosyal bilimlerin merkezine mekan ve kent sorunu yerleştiren Henri Lefebvre'in Gündelik Hayatın Eleştirisi adlı eserinin ikinci cildi de Sel Yayıncılık'tan çıktı.

    Sel Yayıncılık, Haziran ayında okuru, Salâh Birsel, Ferit Edgü gibi çağdaş Türk edebiyatından kalemler ve dünya edebiyatından eserler ile Henri Lefebvre'ın "Gündelik Hayatın Eleştirisi" kitabının ikinci cildi ve kültürel çalışmaların önde gelen isimlerinden Raymond Williams'ın "Kültür ve Materyalizm" adlı eseriyle buluşturdu.

    Gündelik Hayatın Eleştirisi II
    Gündelik Hayatın Eleştirisi II
    Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri

    Henri Lefebvre
    DüşünSel / Sosyoloji
    Özgün Adı: Critique de la vie quotidienne, Tome: 2
    Fondements d'une sociologie de la quotidienneté
    Türkçesi: Işık Ergüden
    388 sayfa, 26 TL

     

    Henri Lefebvre iktidar ilişkilerinin, meta fetişizminin ve yabancılaşmanın her gün yeniden üretildiği, buna rağmen değişimin ve devrimlerin gerçek temeli olmaya devam eden gündelik hayatın eleştirisine odaklandığı üç ciltlik çalışmasının Giriş niteliğindeki ilk cildinin ardından, Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri isimli bu ikinci ciltte, konuyu incelemek için gereken yöntem ve teorik kategorileri ele alıyor.

    İhtiyaçlar ve arzu, düş ve gerçeklik gibi kavramları tartışan Lefebvre, insanların gündelik hayatın sınırlarını ancak devrim anlarında parçalayarak yaşantılarını tarih sahnesine çıkardıklarını, fakat tarihin ve yaşantının denk düştüğü bu momentler dışında gündelik yaşamın kendi içine kapandığını söylüyor.  "Dolayısıyla, gündelik hayatı yaşamın kısa kenarı, mütevazı ve iğrenç öğesi olarak mı tarif edeceğiz?" diye soran düşünür, daha bütünlüklü bir bakış açısının peşinde, "parçalı bilimler", felsefeciler, tarihçiler, döneminin yapısalcıları, kültürcüleri ve siyaset bilimcileri ile de tartışıyor. Yabancılaşma, fetişizm gibi meselelere canlılık kazandırdığı bu çalışmasıyla Lefebvre, yalnızca teorinin merkezine gündelik hayatı koymakla kalmıyor, onun aracılığıyla bu disiplinlerin parçalı kavrayışlarını da eleştiriyor. Radikal politika ve sosyal bilimlerin merkezine mekan ve kent sorununu yerleştirdiği için günümüzde daha fazla dikkat çeken Lefebvre'in kuramı kadar, '68 Hareketinde etkin olan düşünce ve eleştirilerin de izi sürülebiliyor.

    Henri Lefebvre, 1901 Fransa'da doğumlu. Sorbonne'da felsefe eğitimi aldı. 1924 yılında katıldığı "Philosophies" topluluğunda birlikte çalıştığı Politzer, Friedmann, Nizan gibi düşünürlerle birlikte 1928 yılında Fransız Komünist Partisi üyesi oldu. 1940'da Fransız Direnişine katıldı. 1958'de Komünist Parti'den ihraç edilmesinin ardından, Strasburg Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü olduğu yıllarda Sitüasyonistlerle ilişki kurdu. 1947 yılında kaleme aldığı üç ciltlik Gündelik Hayatın Eleştirisi (Türkçesi: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, 2012) başlangıçta sessizlikle karşılansa da ilerleyen yıllarda birçok çevrede güçlü bir entelektüel etki yarattı. Lefebvre, bu çalışmasının yanı sıra, mekan konusunu toplumsal analizin, Marksist felsefe ve sol siyasetin gündemine taşıyan ilk düşünürlerdendir; metinlerine son yıllarda giderek daha fazla referans verilmesinin nedeni de budur. Kentsel Devrim (Türkçesi: Selim Sezer, Sel Yayıncılık, 2013) ve La production de l'espace (yayın programımızdadır) 2. Dünya Savaşı'nın ardından bu alanda yapılan ilk kayda değer çalışmalar olduğu kadar güncel önemi giderek artan iki temel eserdir. 20. yüzyılın bu önemli düşünürü, 1991 yılında Paris'te öldü.

    Kültür ve Materyalizm
    Kültür ve MateryalizmRaymond Williams
    DüşünSel / Kuram
    Özgün Adı: Culture and Materialism
    Türkçesi: Ferit Burak Aydar
    318 sayfa, 24 TL

    Dil, tarih, politika ve edebiyat gibi konularda sunduğu önemli yaklaşımlarıyla kültürel çalışmalar alanının önde gelen isimlerinden Raymond Williams, kültürel materyalizm kavramını geliştirdiği bu makalelerde, yoruma açık ve esnek bir metod benimseyerek, kültür ve toplum arasındaki ilişkinin doğası üzerine kapsamlı bir bakış açısı ortaya koyuyor.
    Williams'ın kültürel materyalizmi, klasik Marksist teorideki kültür kavramını ve tarihsel materyalizmi farklı bir biçimde ele alarak kültürün ve özellikle edebiyatın sosyolojik incelemelerdeki yerini, politikayla ilişkileri bağlamında yeniden yorumluyor. Tarihsel gelişim ve üretim ilişkilerine, sanatı ve onun değişen kategorilerini de dahil ediyor. Altyapı-üstyapı ilişkisi ve üretim araçları gibi teorik konularla reklam, bilimkurgu, ütopya, Galler sanayi romanı ve Bloomsbury Grubu gibi spesifik alan çalışmaları üzerine yazdıklarını bir araya getiren bu makaleler, kültürün her zaman politik olduğu tezini sağlamlaştırıyor.

    Raymond Williams, (1921-1988) Galler doğumlu yazar, romancı, eleştirmen ve akademisyen. Cambridge Üniversitesi Trinity College'da öğrenim gördü, 1961 yılından itibaren Cambridge Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı dersleri verdi ve 1974 yılında aynı üniversitede tiyatro profesörü oldu. New Left hareketinin etkili temsilcilerinden olan Williams, politika, kültür, kitle iletişimi ve edebiyat alanında yazdıklarıyla ve Marksist teoriye katkılarıyla tanınıyor. Kültürel Çalışmalar alanının önemli yazarlarından olan Williams, Kültürel Materyalizm yaklaşımının da kurucusu olarak biliniyor. Başlıca eserleri arasında, Culture and Society (1958), The Long Revolution (1961), Modern Tragedy (1966), The Country and the City (1973), Keywords (1976), Marxism and Literature (1977), Problems in Materialism and Culture (1980) vardır. Türkçeye çevrilen bazı eserleri: Anahtar Sözcükler (Çev. Savaş Kılıç, İletişim, 2011), Marksizm ve Edebiyat (Çev. Esen Tarım, Adam, 1990). Yazarın Politics of Modernism: Against the New Conformists isimli çalışması da yayın programımızdadır.

    Nezleli Karga
    Nezleli Karga
    Binbir Gece Denemeleri 3
    Salâh Birsel
    Çağdaş Türk Edebiyatı / Deneme
    112 sayfa, 10 TL

    Türk edebiyatının özgün ismi Salâh Birsel, bir yılını yansıttığı günlük tadındaki denemelerinde yine daldan dala atlıyor, şiirlerin ve şairlerin, kitapların ve yazarların arasında dolanırken bazen kafasını kitaplığın rafına vuruyor, bazen kitap elde uyuyakalıyor. Televizyonda yayınlanan bir filmden Hüseyin Rahmi'ye, oradan sahaflara ya da Fransız edebiyatına; dergicilikten edebiyat festivallerine ve yayıncılığa; Divan edebiyatından kargalara ve insanlık hallerine değinirken hicvin ve alaycılığın bayrağını en tepelerde dalgalandırıyor.
     
    Aynı zamanda usta bir kelime üreticisi de olan Birsel'in şallamşopluğa ve aşirementoculuğa, lafın kösteğine vuranlara, aferinbad toplamak için zittirikleşenlere ise hiç tahammülü yok. Efsus ki efsus, voyvosunu hemen çekiyor ve onları süllümsako ve bidibidibako ortalıkta bırakıyor…

    "Hangi yazar, hangi kitabın sakalına maşallah oturttu, hangi kitaba fil tufanı denilen tufanla tetik düşürttü? Benim merakım da budur."

    Salâh Birsel, 1919'da Balıkesir'de doğdu. İlk şiiri 1937'de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950'de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970'den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999'da vefat etmiştir. Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi ile İstanbul-Paris'ten oluşan Salâh Bey Tarihi'nin tüm kitapları, yayımlamaya devam edeceğimiz 1001 Gece Denemeleri'nin ilk iki kitabı Kurutulmuş Felsefe Bahçesi  ile Şiir ve Cinayet'in yanı sıra Rüştü Onur kitabı ve tek romanı Dört Köşeli Üçgen de yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.  

    Çığlık
    Çığlık Ferit Edgü
    Çağdaş Türk Edebiyatı / Öykü
    94 sayfa, 10 TL

    Konuşan hayvanların, susan insanların,
    sesli ve sessiz çığlıkların  öyküleri var bu kitapta.
    Öykü sanatının, öykünme değil yaratma olduğunun
    bilincindeki bir kalemden çıkan yirmi-iki öykü.
    Bir okuma şöleni.

    Ferit Edgü, 1936'da İstanbul'da doğdu. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde başladığı öğrenimini Paris'te sürdürdü. 1976-1990 yılları arasında, kurucusu olduğu Ada Yayınları'nda, çağdaş Türk ve dünya yazarlarının, şairlerinin yapıtlarını yayınladı. Edebiyatın çeşitli alanlarında onlarca ürün verdi. "Bir Gemide" adlı kitabıyla 1979 Sait Faik Armağanı, "Ders Notları" ile 1979 Türk Dil Kurumu Ödülü, "Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı" ile 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü aldı.  Abidin Dino, Yüksel Arslan, Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu, Füreya, Aliye Berger, Ergin İnan gibi sanatçılar üzerine yayınlanmış kitapları vardır.

    Ferit Edgü'nün Yayınevimizdeki Kitapları: Tüm Ders Notları, Yazmak Eylemi, Abidin, Doğu Öyküleri, Hakkâri'de Bir Mevsim, Kimse, Nijinski Öyküleri, Van Gogh / Yüz Yıl Sonra, Biçimler, Renkler, Sözcükler, Şimdi Saat Kaç, Kaçkınlar, Devam, İnsanlık Halleri, Paraboller, Leş (Toplu öyküler), Yaralı Zaman, Görsel Yolculuklar (Toplu sanat yazıları), Eylül'ün Gölgesinde Bir Yazdı, Selma Gürbüz İçin  Üç Yazı

    Derinin Altında
    Derinin AltındaMichel Faber
    Çağdaş Dünya Edebiyatı / Roman
    Özgün Adı: Under the Skin
    Türkçesi: Ayça Çınaroğlu
    279 sayfa, 20 TL

    Yolda gördüğü yalnızca belirli özelliklere sahip otostopçu erkekleri arabasına alan bir kadın ve olağanüstü Kuzey İskoçya manzaraları eşliğinde gittikçe karmaşıklaşan bir olay örgüsü... Direksiyondaki Isserley her bir otostopçuyla sohbetinde önümüze yeni ipuçları çıkardığı halde başlangıçta net gözüken her şey gittikçe muğlaklaşıyor. Isserley aslında neyin peşinde?
    Britanya'nın en saygın ödüllerinden Whitbread finalisti Derinin Altında'da, Michel Faber'ın doğayı bir yabancının gözlerinden anlatarak ve insanı kurban sandalyesine oturtarak kurduğu gizemli ağın altında insan-doğa ilişkisine dair çarpıcı bir hiciv yatıyor. Derinin Altında, 'insanın' kulağına fısıldadıklarıyla hem insanlık hem de gereğinden fazla kanıksadığı doğa hakkında düşünmeye çağırıyor bizi: İnsanın derisinin altında yatan şeyler hayvanınkinden ne kadar farklı?

    Michel Faber, 1960'ta Hollanda'da doğdu. 1967'de ailesi Avustralya'ya göç etti. Melbourne Üniversitesi'nde felsefe, retorik ve İngiliz Edebiyatı eğitimi aldı. 1993'ten beri İskoçya'da yaşamaktadır.
    Michel Faber'ın ilk romanı olan Derinin Altında, Whitbread Ödülü'nde finale kalmış, ayrıca Dublin Impac Ödülü'ne aday gösterilmiştir. Yazarın Yağmur Yağmalı, Yüz Doksan Dokuz Basamak, Cesaret Beşlisi, Günahkar Kırmızı Masum Beyaz isimli diğer kitapları da yine yayınevimiz tarafından yayınlanmıştır.

    Elmanın Suçu
    Elmanın SuçuCem Selcen
    Çağdaş Türk Edebiyatı / Roman
    304 sayfa, 18 TL

    Uluslararası bir suç örgütü, sofistike bir şef, kasa uzmanı bir hırsız ve profesyonel çete üyelerini dahi heyecanlandıran büyük bir iş…

    Yaşlı bir adam, bir tecavüz zanlısı, bir mühendis, bir katil…

    Havana'dan Paris'e, oradan İstanbul'un karanlık dehlizlerine, Karaköy'ün gizemli karmaşasına, Fener'in arka sokaklarına uzanan inanılmaz bir soygun.

    Cem Selcen okuru bilinçaltının dehlizlerinde gezindirerek, suç ve vicdan kavramlarını, aşk, tutku ve masumiyeti sorguluyor. Kimdir gerçekten suçlu?

    Sekiz dile çevrilen Elmanın Suçu çarpıcı anlatımı, benzersiz atmosferi ve müthiş kurgusuyla baştan sona sürprizlerle dolu usta işi bir roman.

    "Belki de gerçekten, elmayı koparmak bir suç değil, bir yoldur sadece. Başka bir yere çıkan bir yol. Hem illa bir suçlu gerekiyorsa, elmaya bakmayı öneririm. Neden orada duruyordu ki? Öyle pırıl pırıl ve biricik…"

    Cem Selcen, 1962'de İstanbul'da doğdu. ilk ve orta öğrenimini Bursa'da tamamladı. 1994'de Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Mühendislikle başlayan iş hayatı, gece kulübü işletmecisi olarak devam etmekte. Daha önce 1578-Bir Korsan Hikâyesi (İmge Yayınları, 1999), Saat Kaçtır Acaba (Everest Yayınları, 2003) adlı romanları ve Öğle Paydosu (Sel Yayıncılık, 2009) isimli öykü kitabı yayınlandı.

    Beyaz Küpün İçinde
    Galeri Mekanının İdeolojisi
    Beyaz Küpün İçinde
    Galeri Mekanının İdeolojisi
    Brian O'Doherty
    Sanat Kitapları / Araştırma
    Özgün Adı: Inside the White Cube: The Ideology of the Gallery Space
    Türkçesi: Ahu Antmen
    136 sayfa, 14 TL

    İrlandalı sanatçı/eleştirmen Brian O'Doherty'nin işaret ettiği gibi "biraz kilise kutsiyeti, biraz mahkeme salonu resmiyeti, biraz deney laboratuvarı gizemiyle şık bir tasarımı buluşturan" modern sanat galerisi, "benzersiz bir estetik mekân" olarak 20. yüzyıl sanatının kendine has "kabuğu"dur. 1976'da yayımlanan Beyaz Küpün İçinde: Galeri Mekânının İdeolojisi, bu kabuğu yapısöküme uğratan ilk ve hâlâ başlıca metindir.
    O'Doherty kitapta yer alan makalelerinde nesnelerin sanat statüsü kazanmasındaki süreçleri irdelerken, modern sanatın ardındaki mekanizmaları görünmez kılan örtük kuralları açık ediyor, o kuralları görünür kılan sanatçıları irdeliyor.
    Sanat izlemenin estetik temellerinin yanı sıra sosyolojik ve ekonomik bağlamını irdeleyen O'Doherty'nin anlattıklarına kulak vermek, çağımız sanatçılarının tuval mekânının sınırlarını aşarak gerçek mekânla girdiği düelloları algılayabilmek ya da "beyaz küp" simgesi üzerinden yapılan piyasa ve sistem eleştirilerini kavramak için vazgeçilmez bir kaynak.

    Brian O'Doherty, 1934 doğumlu, İrlandalı heykeltıraş, enstalasyon sanatçısı ve eleştirmendir. Yaşamını Amerika'da sürdüren O'Doherty, 1972 yılında İrlanda'da Kanlı Pazar olaylarında öldürülen gençlerin anısına ismini Patrick Ireland olarak değiştirmiş, 2008 yılında İrlanda'da barışın sağlanması konusundaki gelişmeler nedeniyle "öteki kimliğini" Dublin'deki İrlanda Modern Sanat Müzesi'ne gömerek kendi ismini yeniden kullanmaya başlamıştır. Aslen tıp eğitimi alan O'Doherty, 1950'lerin sonunda mesleğini bırakarak sanata yönelmiş, soyut, geometrik heykelleri ve izleyici katılımını temel alan enstalasyonlarıyla tanınmıştır. Bir dönem Art in America dergisinin ve NBC televizyonunun sanat eleştirmenliğini yapan O'Doherty, sanat üzerine makalelerinin yanı sıra aralarında Booker Ödülü adayı olan "The Deposition of Father McGreevey" (1999) ve "The Strange Case of Mademoiselle P." (1992) gibi çeşitli romanlar da yazmıştır.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow