hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    3 oyun, 3 duygu

    3 oyun, 3 duygu
    expand

    İstanbul sahnelerinde sergilenen 3 oyunu sizler için derledik...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    KUÇU KUÇU

    SAHNEDE TÜRK OLMAYAN İKİ TÜRK KADIN...

    Kuçu Kuçu, birçoğumuzun Yeditepe İstanbul'da keşfettiği, sonrasında yükselişini adım adım izlediği Özgü Namal'la, geçen yıl sahnelenen Cam'da ve Reşit Çelikezer'in filmi Can'da döktüren Selen Uçer'i birleştiren oyun. Beklentisiz gitmek mümkün mü? Hele de Namal'ı ne zamandır sahnede izlemiyorken. Oyunun sonunda beklentilerle ilgili bir ders daha aldım o ayrı ama en çok şu soruyu sordum: Neden bu metin? Fransız yazar Fabrice Roger-Lacan'ın yazdığı metnin orjinalinin bir yabancılaştırma unsuru taşımadığının farkında olsam da o cümleler  benim sahnede izlediğim o iki kadının ağzında pek sakil duruyordu. Birbirlerine Melis ve Melda (sonra Meliha) diyorlardı ama ben ne diyeceğimi şaşırmış onlara bakıyordum. Arada komiklik olsun diye Meliha'nın (Selen Uçer'in) söylediği İngilizce kelimelerin fazlaca uzaması, o iki kadının bizimle alakasının olmaması, ilkokulda oynadıkları acımasız oyun Kuçu Kuçu'nun bende bir karşılığı olmaması ya da beni hiç etkilememesi gibi etmenler maalesef oyundan soğuttu. Ayrıca dekoru ilk gördüğümde ofis mi muayenehane mi ev mi yani ne olduğunu kestiremediğimi de söylemem sanırım yanlış olmaz. Yine de ilk oyun heyecanından sonra yapacakları eklemeler ve çıkarmalarla çok daha iyi bir oyun izleteceklerine dair inancımın da olduğunu söylemeliyim. Çünkü eldeki malzeme ne de olsa çok iyi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yazan: Fabrice Roger-Lacan

    Yönetmen: Kerem Ayan

    Oyuncular: Özgü Namal, Selen Uçer

    Dekor: Gamze Kuş

    Işık: Arek Nişanyan

    11 Şubat Trump Towers

    15/16 Şubat İzmir Sabancı Kültür Sarayı- Hasan Tahsin Sahnesi

    2 Mart Kadıköy Halk Eğitim Sahnesi 
     

    KIRMIZI YORGUNLARI

    KALBİM YORGUN, BEN YORGUN

    Özen Yula'nın 1999'da yazdığı, daha önce Devlet Tiyatroları ve İzmit Büyükşehir Belediyesi'nde sahnelenen Kırmızı Yorgunları'nı bu sene Beyti Engin'in rejisiyle Emek Sahnesi'nde izlemek mümkün.  Bence Özen Yula'nın çok özel bir metni Kırmızı Yorgunları. Çünkü birinden onu öldürecek kadar çok nefret ediyorken, duyduğun tek bir şefkat cümlesiyle ne kadar çok sevdiğini hatırlayıp, öldürmekten vazgeçebilirsin pekala. Çünkü birini günlerce takip edebilecek kadar saf bir aşkla sevebilirsin hala. Naif, masalsı, gerçekdışı ama tam da bu yüzden çok güzel.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oyunda kahkahalar birbirini kovalarken peşinizi bırakmayan melankoli tam ayarında ve tadında verilmiş. Özellikle Fatoş rolündeki Pınar Yıldırım'ın olduğu sahneler akıldan çıkacak gibi değil. Oyunun Tenten'i Sezgi Mengi, bir önceki oyunu Limonata'da canlandırdığı karakterden apayrı bir karakteri canlandırıyor ve ne iyi ediyor dedirtiyor. Betty ve Jessica pardon Jeska'da Ayçe Abana, meraklı ve sinir bozucu komşu rolünde Füsun Erbulak gayet iyi. 'Senede Bir Gün' parolasıyla senenin her günü işleri tıkırında olan Red Kit rolünde ise Barış Atay'ı izliyoruz. Kısacası bu sezon görülecek oyunlardan biri olmuş diyoruz.

    Yazan: Özen Yula

    Yöneten: Beyti Engin

    Oyuncular: Füsun Erbulak, Pınar Yıldırım, Sezgi Mengi, Barış Atay, Ayçe Abana

    15 Şubat Emek Sahnesi 
     

    PENCERE

    Ray Performans Kolektifi'nin (kendi deyimleriyle: 2012 yılında Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerinde çocuklarla Ezilenlerin Tiyatrosu üzerine yaptığı çalışmaların deneyiminin ivmesiyle üretken yolculuklarında yan yana ve beraber hareket etme heyecanında bir grup oyuncu, yönetmen, yazar, ressam, akademisyen, tasarımcı ve müzisyenin ortak çalışma zemini olan platformun) bu sene sahneye koyduğu ve ne yazık ki İstanbul'da son kez geçtiğimiz Cuma günü sahnelenen Pencere, ortaokul öğrencisi iki çocuğun gözüyle çocuk istismarını ele alıyor. Oyunda iki çocuğu canlandıran Lara Aysal ve Sedat Can Güvenç'in oyunculukları gayet başarılı ve ikna edici. N.Ç ve benzer bir sürü hikayeyi sosyal medyada kınamaktan fazlasının elimizden gelmediği şu günlerde, gündemine ve aklına bunu alıp yazan, oynayan, projeye inanan herkesi tebrik ermek gerekiyor. Ayşe Bayramoğlu'nun metni son derece akıcı, inandırıcı, vurucu. Usul usul anlatılan, ama sonu ne yazık ki 'Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine' ile bitmeyen bir metin. Hüseyin'in (Sedat Can Güvenç'in) oyunun sonunda babasının odasına bakan pencereden gördükleri sonunda sarf ettiği cümle kalbinizi sıkıştırıyor: 'Babam namaz kılmıyor!'

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yazan: Ayşe Bayramoğlu

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yöneten: Doğu Yaşar Akal

    Oynayanlar: Lara Aysal, Sedat Can Güvenç

    Yardımcı Yönetmenler: Ozan Cihan, Damla Ekin Tokel, H. Merve Kaya

    Müzik: Fırat Yükselir

    Kostüm Tasarım: İlayda Saran

    Dekor Tasarım: Gökçe Erverdi

    Görsel Tasarım: Cihan Önder

    Proje Koordinatörü: Ziya Cemre Kutluay

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow