10 kadından 1'inde var!
"Polikistik over sendromu" yani adet düzensizliği, tüylenme, sivilcelenme, saçlarda seyrelme ve kilo verememe problemleri kadınların korkulu rüyası...
Düzensiz hormon üretimine bağlı olarak ortaya çıkan “polikistik over sendromu” her 10 kadından birinde görülüyor.
Memorial Ataşehir Hastanesi ve Etiler Tıp Merkezi Endokrinoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Gökhan Özışık, polikistik over sendromunda tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi.
Regl düzeni 21 günden az, 36 günden fazla ise…
Sağlıklı kadınların çoğunda iki adet dönemi arasında geçen gün sayısı hafif farklılık gösterebiliyor.
Ancak 21 günden az veya 36 günden fazla ise “düzensiz adet görme” olarak kabul ediliyor.
Adet görülmeye başlanan ilk yıllarda düzensizlik normal görülüyor.
Fakat tüylenme ve aşırı kilo alma da varsa bu süreyi beklemeden mutlaka bir hekime danışılması öneriliyor.
Hormonal denge bozulursa…
Polikistik yumurtalık sendromu, üreme çağında yani 15-45 yaş arasındaki kadınların %5-10’unda görülüyor.
Genetik kökenli olduğu düşünülen hastalık, her hastada farklı belirtiler gösterebiliyor.
Her ne kadar tanımında “yumurtalıklarda birçok kist” vurgusu olsa da, hastaların %30’unun ultrasonunda hiç kist görülmeyebiliyor.
Yumurtalıklar üzerindeki hormonal kontrolün kaybolması aşırı erkeklik hormonu ve insülin üretimine yol açıyor.
Bunlar da; ciltte yağlanma, sivilce, tüylenme, insülin direnci, kilo alma, karaciğerde yağlanma ve kolesterol yüksekliğine neden oluyor.
Şikayetlere yönelik tedavi seçenekleri uygulanıyor
Kimi hasta sadece geçmeyen sivilceler, ense, koltukaltı, kasık cildinde koyulaşma yaşarken bazıları kilo verememe ve tüylenme nedeniyle endokrinoloğa, bazıları da hiç adet göremediği ya da adetleri düzensiz olduğu için jinekoloğa başvurabiliyor.
Bebek sahibi olmayı zorlaştırabiliyor
Adet düzensizliği, yumurtlamanın hiç olmaması veya zamanlamasının bozulmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla hamile kalmayı güçleştirebiliyor.
Polikistik yumurtalık hastalığı, kalıcı bir kısırlık nedeni değil; ancak gebe kalmakta zorlanmanın en sık nedeni...
Çocuk sahibi olmakta hiç sıkıntı çekmeyen hastalar olabileceği gibi, hamileliğin bu hastalığın düzelmesine katkısı olacağı düşünüldüğünden gebelik planının geciktirilmemesi hekimlerce öneriliyor.
İlaç, egzersiz ve doğru beslenme ile tedavi
Detaylı sorgulama ve hormon ölçümleri ile tanı konuluyor.
Tedavinin başarısındaki en önemli iki faktör, hasta ve yakınlarını doğru bilgilerle yönlendirerek doğru ilaçların kullanımının sağlanması...
Doğum kontrol hapları; 35 yaşın altındaki, sigara içmeyen ve henüz gebelik beklentisi olmayan hastalar için en uygun tedavi yöntemi.
Bu ilaçlar, aşırı uyarılan yumurtalıklara bir müddet dinlenme fırsatı vereceğinden çoğu hastada başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlıyor.
Uygun bir diyet ve egzersiz programı da kişiye öneriliyor.
Bununla birlikte insülin direncini kıran ve erkeklik hormonunun etkisini bloke eden ilaçlar da verilebiliyor.
Omega-3 yağ asitlerinden zengin beslenmek özellikle balık, tereyağı, yumurta, ceviz besinlerini direkt almak faydalı oluyor.
SON DAKİKA
- 18.39
Son dakika! Emeklilere promosyonda yeni gelişme
- 18.34
İsrail kana doymadı! Şifa Hastanesi baskınında 200 sivil öldürüldü
- 18.14
Ocak Partisi, Ankara’da Turgut Altınok’u destekleyeceğini açıkladı
- 18.09
Erdoğan'dan Kartepe adayı için gülümseten sözler: Boya bak boya Cumhurbaşkanı'ndan daha uzun
- 18.09
Kılıçdaroğlu'ndan açıklama: ''Seni hançerleyene oy yok'' pankartına ne dedi?
- 18.06
ABD'de büyüme rakamları açıklandı
EN ÇOK OKUNANLAR
Prof. Dr. Öncel: Batı tarzı beslenme kolon kanserine zemin hazırlıyor
11 ila 24 yaşları arasındaki çocuklar incelendi! Hareketsiz çocuklarda büyük risk
Bankalar 'fatura'yı müşteriye kesti
Yatırımcıları dikkat: Gram altında yeni rekor
Fenomen Talu çiftinden bir skandal daha: Kuaföre 225 bin TL’lik tokat!