hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Milli Eğitim Bakanı eski kurul üyelerini işaret etti

    Milli Eğitim Bakanı eski kurul üyelerini işaret etti
    expand

    "Şeker Portakalı" ile "Fareler ve İnsanlar" kitaplarının "sakıncalı" bulunmasını yorumlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Talim Terbiye Kurulu'ndaki değişiklikten sonra olması anlamlı" dedi.

    Bir lisenin açılışını yapmak, eğitim sorunlarıyla ilgili bağlı bürokratlar ve il yöneticileriyle toplantılar gerçekleştirmek üzere Adana'ya gelen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'u makamında ziyaret etti. Vilayet binası önünde ilkokul öğrencileri tarafından çiçeklerle karşılanan Bakan Dinçer, bürokratlarla tek tek tokalaşıp, Valilik özel defterini imzaladı.

    Kitaplarla ilgili işlem yok

    Bakan Dinçer, ziyarette gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortaöğretim öğrencilerine okutulması tavsiye edilen 100 Temel Eser listesinde yer alan "Şeker Portakalı" kitabını İzmir'deki bir okulda ödev olarak okutan öğretmen hakkında soruşturma açıldığı iddiaları, "Fareler ve İnsanlar" kitabının da sakıncalı olduğuna dair şikayetle ilgili açıklamalarda bulundu.

    Dinçer, "Ben kamuoyunda işin aslını astarını araştırmadan yapılan tartışmaların hem bizi üzdüğünü, hem de bu tartışmayı yapanlara itibar kaybettirdiğini düşünüyorum. Hem Şeker Portakalı, hem de Fareler ve İnsanlar adlı kitaplarımızla ilgili bakanlığımızın yaptığı herhangi bir işlem yoktur" dedi.

    Talim Terbiye Kurulu'ndaki değişiklikten sonra olması anlamlı

    Milli Eğitim Bakanlığı'nın Alo 147 telefon hattını günde 8-10 bin kişinin aradığını, bunlardan bir kısmının şikayet olduğunu, her gün aralarında şikayetlerin de olduğu binlerce mektup geldiğini kaydeden Bakan Dinçer, şunları söyledi:

    "Normal bürokrasi kendi mekanizması içinde gelen şikayeti ilgili birimlere aktarır. Nitekim Fareler ve İnsanlar kitabı hakkında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yapılan şikayeti bize aktarmıştır. Şeker Portakalı ile ilgili de şikayet okul müdürüne aktarılmıştır. Okul müdürü öğretmenden bilgi aldıktan sonra işlem yapmamıştır. İzmir'den gelen şikayet mektubuna biz de herhangi bir işlem yapmamışız. Şimdi size soruyorum; bunun üzerinden bir sansür tartışması yapmak ne kadar ahlaki olur. O zaman hemen şunu söylemek lazım, Milli Eğitim Bakanlığı bir taraftan Fareler ve İnsanlar kitabını 100 Temel Eser arasında gösterecek, kendi eliyle dağıtacak, öbür taraftan da farklı bir işlem yapacak. Mantıklı bir şey olabilir mi? Tartışma meselesi haline getirilebilir mi? O zaman ben bir soru sormak istiyorum; hatırlayacak olursanız Yunus Emre'nin şiirinin, Orhan Kemal'ın kitabının, Pir Sultan Abdal'ın kitabının sansür edildiğine dair dedikodular çıkarıldı. Bundan sonra da çıkabilir. Bütün bu tartışmalar bizim Talim Terbiye Kurulu'nda kitap inceleme ve değerlendirme sürecini değiştirmemizle başladı. Orada uzun yıllardan beri var olan değerlendirme sistemini biz değiştirdik. Onun yerine son derece modern, dünyanın bu anlamda kullandığı yeni bir yöntemi uygulamaya koyduk. Buradaki görevli öğretmenler okullarına geri döndüler. Acaba tam bu süreçte, sansürle ilgili dedikoduların yapılması Milli Eğitim Bakanlığı'nın bunun üzerinden yıpratılmaya çalışılması sizce tesadüf mü? Sadece bu kadar soruyorum. Bana göre çok anlamlı bir süreçten geçiyoruz."

    Kalabalık sınıflara prefabrike çözüm

    Bakan Dinçer, Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'ne bağlı Çıkrık Köyü İlkokulu'nda birinci sınıfta 133 öğrenci bulunması konusunu da değerlendirdi. Dinçer, sınıf mevcudunun 133 kişi olmasını "tekil bir hadise" olarak yorumlayıp, kalabalık okullardaki soruna prefabrik derslikler kurarak geçici çözüm getireceklerini açıklayıp, şöyle konuştu:

    "Şanlıurfa, bizim altyapı sorunlarının en fazla olduğu illerimizden biri. O 133 öğrencili dersliğin varlığı da tekil bir hadisedir. Buna rağmen Şanlıurfa'da derslik başına öğrenci sayımız çok yüksek. Geçen yıl tahminlerimizin üzerinde sadece birinci sınıfta 89 bin öğrenci kayıt yaptırdı. O yüzden sorunu görüp, 2,5 ay önce Şanlıurfa'ya gittim. Orada yeni bir strateji belirledik. Derslik başına öğrencinin fazla olduğu okullarda geçici olarak prefabrik derslikler yapacağız. Hazırlıkları bitti, bu derslikler hızla tamamlanacak, ancak zamana ihtiyacımız var. Şanlıurfa, İstanbul'la birlikte altyapı yetersizliği olan illerimizden biri. Bunun çözümü ile ilgili olarak da yine Adana gibi stratetjik öncelik taşıyan iller arasına alınmıştı. Geçtiğimiz yıl da yine en fazla kaynak aktardığımız illerden birisi olmuştu. Bu yıl da aynı stratejiyi takip edeceğiz."
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow