hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Gerekirse Meclis devreye girer"

    Gerekirse Meclis devreye girer
    expand

    Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecinde silahların bırakılmasını içermeyen, hedeflemeyen bir çalışma içerisindeolmayacaklarını bildirdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Atalay, Kanal 7 televizyonunda "Başkent Kulisi" programında Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı.

    Perşembe günü yapılan nevruz kutlamalarının anımsatılması üzerine Atalay, "Çözüm süreci bizim planladığımız gibi verimli şekilde yürüyor. Çözüm sürecinin sahibi, inisiyatifi, başlatan ve yürüten hükümetimizdir ve her safhası hükümetimizin kontrolü ve denetimi altındadır. Bu inisiyatifin her safhası şu anda planladığımız gibi yürüyor" diye konuştu.

    Milletin terör sorununun çözülmesi için birleştiğini belirten Atalay, ilk defa devletin tüm kurumlarının işbirliğiyle tam bir koordinasyon halinde sürecin sürdüğünü bildirdi.

    Nihai hedefin silah bırakılması olduğunun altını çizen Atalay, muhalefetin kenarda kaldığını, onları da bu sürece katmak için çaba sarf ettiklerini, kapının hala açık olduğunu buna karşılık eleştiri ve hakaret
    aldıklarını belirtti.

    Muhalefetle konuyu paylaşmak istediğini ancak bir araya gelemediklerini kaydeden Atalay, milletin kafasını karıştıran, umudunu kıran açıklamalar yapıldığını kaydetti. Benzer sorun yaşayan birçok ülkede iktidar ve muhalefetin işbirliği yaptığını dile getiren Atalay, işbirliği olmamasından üzüntü
    duyduklarını söyledi.

    Atalay, vatandaşların AK Parti hükümetinin neyi planladığını iyi bildiğini ve muhalefetin söylediklerinin artık kafa karışıklığı yaratamadığını savundu. Atalay, MHP'nin mitinglere başladığını, CHP'nin ise ne yapacağını bilemediğini vurguladı.

    "Öcalan'ın mesajında siz hükümet olarak net bir şekilde silahlara veda edin çağrısını aldınız mı" sorusu üzerine Atalay, "Başından beri bizim planımız deklare ettiğimiz budur. Biz silahların bırakılmasını içermeyen, hedeflemeyen bir çalışma içerisinde olmayız ve o yol üzerindeyiz" şeklinde konuştu.

    "Kesin tarih vermek istemiyoruz"

    Atalay, "Bu yıl sona erer mi" sorusu üzerine şunları kaydetti:

    "Biz buralarda kesin zamanlar, tarihler vermek istemiyoruz. Stratejiyi iyi yürütmeye gayret ediyoruz, bütün birikimlerimizi kullanıyoruz, çalışmalarımız gerçekten çok kapsamlı ama tabi tedbiri de elden bırakmıyoruz. Geçmişte yaşadığımız tecrübeler var. Uluslararası tecrübeler var. Karşımızda
    karmaşıklıklar var. Bütün bunları göz önüne alarak daima tedbir içerisinde olmak gerekiyor. Kesin tarihler içerisinde değiliz ama şu anda planın ilk safhası, entegre stratejimizin ilk safhası terörün durması ve sınır ötesine çekilmedir" diye konuştu.

    Atalay, ilk safhanın şu an başladığını sonraki süreçte suça karışmamışların evlerine dönmesi gibi birçok boyut olduğunu kaydetti.

    Akil adamlar

    Başbakan Yardımcısı Atalay, akil adamlar konusunun gündeme geldiğini bildirdi.

    Bu tür süreçleri izleyen, gözleyen mekanizmalar bulunduğunu anımsatan Atalay, böyle bir çalışma içerisinde olduklarını belirtti.

    Birey, kurum ve akademisyenler bazında bir listeleme yapıldığını, bu konuda görüşleri olan, toplumun değişim kesimlerinin güvenini kazanmış, önemli görüşleri olan kişilerden bir liste olacağını anlatan Atalay, 25-30 kişilik bu grubun, bir anlamda hakemlik görevi yapacağını bildirdi.

    Atalay, akil adamlar grubu konusu üzerinde çalıştıklarını, bu kişilerin 7'şer kişilik gruplar halinde çalışabileceğini kaydetti. İsimler üzerinde herhangi bir açıklamada bulunmadıklarını dile getiren Atalay, bu kişilerin sınır dışına çekilmeden başlayarak farklı çalışma içerisinde olabileceğini söyledi.

    "Gerekiyorsa geri çekilme için yasa çıkarılabilir"

    Atalay, PKK terör örgütü yöneticisi Murat Karayılan'ın, silahlı unsurların sınır dışına çıkarılması için yasa istediğinin anımsatılması üzerine, geçişin güvenli olması konusunda söz verdiklerini ve bunu uygulayacaklarını anımsatarak, AK Parti'nin bugüne kadar verdiği her sözü tuttuğunun altını çizdi.

    Atalay, çekilmenin gerektiği kadar sürebileceğine işaret ederek, "Yasa konusunda şu anda verilmiş bir kararımız yok. Bu süreci ilgilendiren, geri çekilme, sınır ötesine çekilme vesaire o konuda görüşmelerimiz var. Kendi aramızda müzakerelerimiz var ama verilmiş bir kararımız yok. Yani gerekirse o kanaate varırsak, öyle bir yöntemi de takip edebiliriz. Şu anda TBMM'den bir karar veya yasa çıkarma yönünde henüz verilmiş bir kararımız yok. Bu konuya gerekirse başvurulabilir. Bizim bu konularda verilmiş bir sözümüz, kararımız yok" diyen Atalay, "Böyle bir yasanın maddeleştirilmesi de kendi başına büyük müşküller gösteriyor zaten" görüşünü dile getirdi.

    Sınır ötesi çıkışlarla ilgili her güvenceyi verebileceklerine işaret eden Atalay, her türlü tedbiri aldıklarını, alacaklarını ve en küçük bir sürprizin bile olmayacağını bildirdi.

    Atalay, "Süreç şeffaf yürüyor ve yürüyecek" ifadesine yer verdi.

    "Biz risk alıyoruz"

    Atalay, "CHP'den bize bilgi vermiyorlar sonra destek istiyorlar" eleştirisi geldiğinin anımsatılması üzerine, MHP'nin tavrının başından beri belli olduğunu ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "çaresizlik" içerisinde kaldığını ifade etti.

    Geçen yıl Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldiğini ancak bir sonuç alınamadığını, yakın zamanda yine Faruk Loğoğlu'nun kendisini TBMM'de ziyaret ettiğini belirten Atalay, "Muhalefete gene kapımız açık. Verdiğimiz telefonlarımız açık. Bilgi de veririz. Kamuoyuna bilgi veriyoruz
    ana muhalefetle neden paylaşmayalım" şeklinde konuştu.

    Atalay, "Bu ülkemizin geleceği için adeta Türkiye'yi büyütme yönünde atılmış en önemli adımlardan birisidir. Biz de bir siyasi partiyiz, biz bu kadar risk alıyoruz. Her yerde bu işleri çözmek isteyenler risk alır ve bu cesaret ister. Neden bugüne kadar kimse bu cesareti gösteremedi? Kimi korkular, endişeler
    içerisinde ama biz siyasette güveni sağladık ve şu anda milletimiz AK Parti liderliğine ve hükümetine güveniyor. 'Bunlar iyi şeyler yapıyor. Bunların yürüdükleri yol doğru yoldur' diyor ve bize de destek veriyor" görüşünü dile getirdi.

    Cesaretlerinin milletin verdiği destekten geldiğinin altını çizen Atalay, "Bizim TBMM'de ana muhalefetle paylaşmayacağımız bir şey yoktur ama bizim şundan da emin olmamız lazım. Onların da samimiyetle, iyi niyetle 'bu sorunu çözelim, vay bu iktidarın elinde çözülüyor' diye falan da kıskançlıklara düşmeyelim,
    eleştirme yollarını da aramayalım. Şu anda muhalefetin yaptığı; bir boşluk olsa da basına düşen bir zaaf noktası, bir kavram bulsak da onu kullansak diye bekliyorlar" diye kaydetti.

    Atalay, 2009 yılındaki demokratik açılım sürecinde eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın randevu vermediğini ve süreci sabote eden en önemli aktör olduğunu söyledi.

    Atalay, "Aynı şeyi şu anda yine CHP içerisinde Baykal, o rolünü oynuyor yoksa Kılıçdaroğlu hem o bölgenin insanı, hem bu tarihi iyi bilir, o bölgede devletin zamanında yaptığı yanlış politikaları da iyi bilir, şu anda bizim restorasyon politikamızın ne denli önemli olduğunu da en iyi bileceklerden
    birisidir ama partisi içerisinde biraz çaresiz durumda görünüyor" görüşünü savundu.

    "Yeni anayasa iki parti ile yapılabilir"

    Atalay, yeni anayasayı yapma konusunda "Uzlaşma Komisyonunun son günlerine doğru geliyoruz ya oradan bir sonuç çıkacak veya biz 'artık o bitti' diyeceğiz ve yeni alternatif yollar arayacağız" diye konuştu.

    Yeni anayasa konusunda çok kararlı olduklarını vurgulayan Atalay, komisyonun çalışmaları bitmeden "B planı" arayışında olmayacaklarını söyledi.

    Atalay, "AK Parti ile BDP bunu beraber götürebilir mi" şeklindeki soru üzerine, dört olmazsa üç partinin katılımıyla yeni anayasa sorununun çözülebileceğini belirterek, "Mecbur kalırsak yeni bir anayasa için doğrusu iki parti de olabilir en azından referandum sayısını yakalamış oluruz" görüşünü dile
    getirdi.

    Kiminle işbirliği yapıldığından öte yapılacak anayasadaki ilkelerin önemli olduğunu ifade eden Atalay, yaptıkları çalışmaların vatandaşlardan destek gördüğüne işaret etti.

    Atalay, seslendirilen "bölünme, ayrışma" gibi kavramları "fitne" olarak niteleyerek terör devam ettiği sürece bu riskin olabileceğini de ifade etti. Atalay, "Milli Birlik ve Kardeşlik" sürecine herkesin destek vermesini istedi.

    İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi konusunda Türkiye'nin uluslararası ilkeli duruşu ve tutarlı dış politikasının etkili olduğunu belirten Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ekibinin yanı sıra ABD Başkanı Obama ve ilgili herkese teşekkür ettiğini ifade etti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow