hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan: "Gönüllüler koalisyonu olabilir"

    Erdoğan: Gönüllüler koalisyonu olabilir
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda BM Güvenlik Konseyi'nin iş yapamaz duruma geldiğini belirterek, "Bir gönüllüler koalisyonu olabilir. Ama burada artık bir adım atmanın zamanı gelmiştir" dedi.

    Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına 30 Ağustos Zafer Bayramını tebrik ederek ve 1071'deki Malazgirt Savaşı'nın 942. yıl dönümünü anarak başlayan Erdoğan, Alparslan'ın ordusunda sadece Türklerin değil, Kürtlerin ve Arapların da bulunduğuna dikkat çekmek istediğini söyledi.  Mısır, Suriye, Irak ve Lübnan'da yaşananlara değinen Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti olarak sadece bu bölgenin birliği ve dirliği için mücadele veriyoruz; bu coğrafyadaki kardeşlerimize sadece nizam, huzur, istikrar, barış telkin ediyoruz" dedi.

    "Her halka, etnik kökene, inanca, mezhebe eşit mesafedeyiz"

    Türkiye'nin bölgesinde her halka, her etnik kökene, her inanca ve her mezhebe eşit mesafede bulunduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, "Türk bizim
    kardeşimizdir. Kürt bizim kardeşimizdir, Arap bizim kardeşimizdir, Sünni de Şii de bizim kardeşimizdir. Biz Mısır'da seçilmiş bir iktidara karşı askeri darbe yapılmasına karşı çıkarken dengeleri, konjonktürü, çıkarları gözeterek değil tarihimizi, ecdadımızı ve ilkelerimizi gözeterek karşı çıktık. Biz Suriye'de zalim bir iktidarın halkına ölüm kusmasına karşı çıkarken, ilkelerimiz, ideallerimiz, değerlerimiz adına buna karşı çıktık" diye konuştu.

    "Alparslan'a Şam'la ne işin var denseydi..."

    Bütün bölge için barış, huzur ve refah istediklerini dile getiren Erdoğan, "Eğer bundan 942 yıl önce Sultan Alparslan'a, 'Senin Halep'le, Şam'la, Kudüs'le, Kahire'yle ne işin var' denilseydi, inanın Malazgirt Zaferi olmaz, Kayı Boyu Söğüt'e gelemez, Ortadoğu kendisini toparlayamaz, tarihin tozlu sayfalarında kaybolur giderdi. Eğer bundan 800 yıl önce, Sultan Selahaddin'e, 'Senin ne işin var Kudüs'le, sarayında otur, rahatına bak' denilseydi, inanın, bu coğrafyanın tarihi çok daha farklı olurdu" şeklinde konuştu.

    "Türkiye düşman değil, dostlar edindi"

    Erdoğan, "Bu zorlu süreçte Türkiye, düşman değil yeni dostlar, samimi dostlar edinmiştir. Türkiye dik duruşuyla, darbelere darbe, katliamlara katliam diyen cesur duruşuyla, dünyaya hem demokrasi dersi hem de insanlık dersi vermiştir" dedi.

    "Bir adım atmanın zamanı geldi, Gönüllüler Koalisyonu olabilir"

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Dolayısıyla 100 binin öldürüldüğü bir Suriye'de artık burada ortak hareket etmenin kararına vardık. Yani bugün bir gönüllüler koalisyonu olabilir. Ama burada artık bir adım atmanın zamanı gelmiştir. Çünkü burada ölümlerin durma zamanı gelmiştir. İnsani değerlere sahip çıkan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne sahip çıkanların el ele vermek suretiyle artık burada bir adım atmanın zamanı gelmiştir. 11 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da ilkeli, kararlı, disiplinli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Hem ülke içinde hem bölgemizde barıştıran, kucaklaştıran, helalleştiren bir ülke olarak geleceğe ilerleyeceğiz."

    Türkiye'nin demokrasi ve kardeşlik gibi 2 önemli temel ilke üzerinde yükselmeye devam edeceğini ifade eden Erdoğan, demokrasi güçlendikçe Türkiye'nin güçleneceğini, kardeşlik güç kazandıkça Türkiye güç kazanacağını dile getirdi.

    Yeni hedef tarih: 2053

    Erdoğan, konuşmasında yeni bir hedef tarih daha açıkladı. Erdoğan, "İstanbul'un fethinin 600'üncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2053 yılı Türkiye'nin hedef tarihlerinden biridir. Ardından, çocuklarımızın, torunlarımızın görebileceği, Malazgirt Zaferimizin 1000'inci yıl dönümü olan 2071'e de milletçe emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz" diye konuştu.

    "Kentsel dönüşüm deprem riski nedeniyle"

    Konuşmasında 17 Ağustos 1999'daki Gölcük depremini hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin deprem kuşakları üzerinde bulunan bir ülke olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, millet olarak, devlet olarak bu şuurla hareket etmek gerektiğini, deprem sonrasına ilişkin tedbirlerden evvel deprem olmadan önce alınacak tedbirlere yoğunlaşmak gerektiğini ifade etti. Hükümet olarak bu şuurla hareket ettiklerini ve "deprem değil çürük bina öldürür" anlayışıyla hazırlıkları yürüttüklerini, tedbirleri bu yönde aldıklarını ileri süren Erdoğan, bu kapsamda Türkiye genelinde kentsel dönüşüm projelerini başlattıklarını ve bu projeyi kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi.

    Sağlıksız, çürük, en küçük sarsıntıda yıkılması muhtemel binaları tek tek tespit edildiğini, sahipleriyle anlaşılarak yıkıldığını, yerlerine sağlıklı, sağlam, depreme dayanıklı binalar inşa edildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

    "Kentsel Dönüşüm Seferberliğimizin ilk adımını 5 Ekim 2012'de attık 35 ilimizde afetlere dayanıksız 3 bin 169 bina, 6 bin 404 bağımsız bölüm ve 34 hizmet binasının yıkımını gerçekleştirdik. Ardından, bu yıl 6 Nisan'da İstanbul'da yaptığımız törenle Türkiye genelinde 33 bin 529 bağımsız bölümün
    dönüşümünü başlattık. Bu ay içinde, 17 Ağustos depreminin 14'üncü sene-i devriyesinde Bursa'da 3'üncü Büyük Kentsel Dönüşüm Projemizi başlattık. Bursa ile 46 ilimizde, toplam 87 bin 628 konutun dönüşümünü başlattık. Bu seferberlik inşallah dalga dalga yayılacak. Türkiye genelinde, sağlıksız, çürük, afetlere dayanıksız tek bir ev, tek bir bina dahi kalmayıncaya kadar istiyoruz ki bu dönüşüm projeleri devam etsin. Halkımız bize bu konuda yardımcı olsun."

    "Ranta, yağmaya izin vermeyeceğiz"

    Güçlü Türkiye'nin bir yansıması olarak, güçlü şehirleri, sağlıklı çevreleri, sağlam konutları inşa etmeye devam edeceklerini belirten Erdoğan,
    "Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hiç kimsenin hakkının yenmesine de göz yummayacağız. Ranta, yağmaya asla izin vermeyeceğiz, rıza göstermeyeceğiz. Tek bir derdimiz var: O da halkımızı daha sağlam konutlara, daha güzel bir çevreye, daha yaşanabilir şehirlere kavuşturmaktır. Sizin desteğinizle, sizin yardımlarınızla, sizin hayır dualarınızla bunu başaracak, hem şehirlerimizin çehresini değiştirecek, hem de insanımızın yaşam kalitesini yükselteceğiz" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow