hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "28 Şubat"ta Teoman Koman'a tahliye

    28 Şubatta Teoman Komana tahliye
    expand

    28 Şubat Davası'na bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, emekli Orgeneral Teoman Koman'ın sağlık durumu nedeniyle tahliyesine karar verdi.

    Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, Teoman Koman'ın "hastalığı nedeniyle" tahliye edilmesi talebine ilişkin görüşünü açıkladı.

    İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığından sanığın sağlık durumuna ilişkin alınan raporda, "Koman'ın duruşmalara katılmasının sağlığı açısından tehlike oluşturmadığı" yönünde görüş bildirildiğini ifade eden Savcı Çetin, sanığın suçu göz önünde bulundurularak, tahliyesi yerine, tam teşekküllü bir hastanede tedavisinin yapılmasına karar verilmesini istedi.

    Koman'ın avukatı Celal Çelik ise Adli Tıp raporunda, müvekkilinin sağlık koşullarının sağlanmadığı halde, cezaevinde kalabileceğine ilişkin bir durumdan söz edilmediğini kaydederek, Koman'ın cezaevinde 70 yaşın üzerinde 2 kişiyle kaldığını, kendisine bakmasının zor olduğunu söyledi.

    Yurt dışına çıkış yasağı

    Koman'ın sağlık durumuna ilişkin tanık dinletebileceklerini ifade eden Çelik, müvekkilinin tahliyesini istedi.

    Tanık dinlenilmesine gerek olmadığını kararlaştıran mahkeme, daha önce Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ve sanığın hali nazara alındığında, tutuklu kalmasının, sağlık durumu açısından sıkıntı oluşturacağını değerlendirerek, tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Koman'a yurt dışına çıkış yasağı da uyguladı.

    İddianamenin 66 sayfasının okunduğu davanın görülmesine yarın saat 10.00'da devam edilecek.

    Öte yandan, Halkın Kurtuluş Partisi, 28 Şubat davasını protesto etti.

    DURUŞMADAN

    Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda mahkeme heyeti, sanıklar veya avukatlarının taleplerine ilişkin kararlarını açıkladı.

    Mahkeme, dosyanın görevsizlik kararıyla askeri yargıya veya Yüce Divan'a gönderilmesi talebini reddetti.

    Buna ilişkin kararda, Anayasa'nın 145/1. maddesinin son cümlesindedevletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların herhalde adliye mahkemelerinde görüleceğinin hüküm altına alındığı belirtildi.

    Sanıklara isnat edilen ve 765 sayılı TCK'nın 147. maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" ile 5237 sayılı TCK'nın 5. bölüm başlığı altındaki 312. maddesinde düzenlenen "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçunun, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine yönelik bir suç olduğu kaydedilen kararda, 2010'da yapılan anayasa değişikliğinin gerekçesinde getirilen düzenlemeyle askeri mahkemelerin görev alanının, askeri suçların yargılanmasıyla sınırlandırıldığı bildirildi.

    Askeri suçun yüksek mahkemelerce tanımlandığına dikkat çekilen kararda, Anayasa Mahkemesinin 25 Ekim 1994 tarihli kararında askeri suçun unsurlarının askeri bir kararı ihlal etmek ve askeri nitelikte olmak biçimindeaçıklandığına dikkat çekildi.

    "Askeri suç sayılmasına yetmez"

    Kararda, bir suçun Askeri Ceza Kanunu'nda açıkça yer almasının, onunaskeri suç sayılmasına yetmeyeceğinin belirtildiğine işaret edilen kararda, Anayasa Mahkemesi'nin 1 Temmuz 1998 tarihli bir kararında da askeri mahkemelerin görev alanının askeri hizmetlerin yürütülmesindeki özellikler, disiplinin korunması, asker kişilerin astlık ve üstlük ilişkileri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğinin vurgulandığı kaydedildi.

    Kararda, şöyle denildi:

    "Bu veriler göz önüne alınarak, askeri mahkemelerin görev alanı çağdaş ülkelerde olduğu gibi daraltılmakta ve asker kişilerin sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işletilen askeri suçlara ait davalarla sınırlı tutulmaktadır. Maddede yer verilen asker kişi, askeri hizmet ve görev ve askeri suç kavramlarının tahdidi ve daraltıcı bir düzenleme olarak askeri gerekler ile demokratik hukuk devleti ve adil yargılanma hakkı gereklerini ölçülü bir şekilde denkleştirmektedir."

    Kararda, öte yandan devletin güvenliğine, anayasal düzene ve budüzenin işleyişine karşı suçların her halde adliye mahkemelerinde görüleceğinin düzenlendiğine dikkat çekilerek, "devletin güvenliğine karşı suçlarla anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" ibaresi ile 5237 sayılı TCK'nın 4.kısımında ve 5. bölümde yer alan suçların kastedildiği belirtildi.Kararda, şunlar kaydedildi:

    "Hangi suçların askeri suç ve dolayısıyla sanıkların görevleriyleilgili olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde Anayasa'nın 148/7 maddesi ise 'Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanının da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanır'hükmünü içermektedir.Sanıkların üzerlerine atılı suç ve sevk maddeleri nazara alındığında, atılı suçun askeri yargı ya da Anayasa'nın 148. maddesinde belirtilen, sanıkların görevleriyle ilgili bir eylemin söz konusu olmadığı, sanıklara atılı suçun askeriyargı ya da Yüce Divan'ın görevine girmediği anlaşıldığından bir kısım sanıklarve müdafilerinin görevsizlik kararı verilmesi yönündeki taleplerin reddine karar verildi."
     
    Mahkeme heyeti, eski Bakan Hasan Celal Güzel'in 28 Şubat ile ilgili geçmişte bulunduğu suç duyurusuna dayanarak, davada durma kararı veya davanın reddine karar verilmesi yönündeki taleplerini de reddetti.

    Buna ilişkin kararda, Güzel'in dilekçesi üzerine takipsizlik kararı verildiği, buna itirazda bulunulduğu, itirazın İstanbul 4 Nolu DGM Başkanlığı tarafından reddedildiği ifade edilerek, daha önce itirazın reddine karar veren İstanbul 4 Nolu DGM'nin işlerine bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, konuya ilişkin olarak 19 Temmuz 2013'te, daha önceki ret kararını CMK'nın 173/6.maddesi uyarınca kaldırarak, soruşturmanın kaldığı yerden devamına dair karar verdiğine dikkat çekildi.

    Kararda, "bu yönüyle söz konusu takipsizlik kararının kapatıldığı kısmına yönelik soruşturma şartının yerine getirildiği anlaşılmakla, bir kısım sanıklar müdafinin davanın durması veya reddine karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verildiği" bildirildi.

    Kararların açıklanmasının ardından, TRT spikerleri iddianameyi okumaya başladı.

    Koman fenalaştı

    28 Şubat sürecine ilişkin 103 kişinin yargılandığı davada, iddianamenin okunması sırasında rahatsızlanan tutuklu sanık emekli Orgeneral Teoman Koman, duruşma salonunun dışına çıkarıldı. TRT tarafından görevlendirilen iki spikerin iddianameyi okuduğu sırada rahatsızlanan Teoman Koman'ın avukatı, söz alarak, müvekkilinin tahliyesine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, bu talebi değerlendireceklerini belirtti. Duruşma salonunun dışına çıkarılan Koman'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow