hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bahçeli'den başörtüsü çıkışı

    Bahçeliden başörtüsü çıkışı
    expand

    Başörtülü vekillerin Meclis'e gelecek olması MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de gündemindeydi. Bahçeli, "Meclis'e başörtüsüyle gelmek isteyen milletvekillerine peşin ve önyargıyla tavır alınması tam bir ahmaklık ve gerilim yanlısı politikacı acizliğidir" dedi.

    Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, 28 Ekim'de toplanan Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) iç ve dış siyasi gelişmelerin ele alındığını belirterek, toplantıda 30 Mart 2014'te yapılacak mahalli idareler seçimleriyle ilgili hazırlık sürecinin gözden geçirildiğini, yapılacak çalışmalar, izlenecek yol ve yöntemlerin değerlendirildiğini ifade etti.

    MHP'nin Türkiye'nin tüm seçim çevrelerinde kendi adaylarıyla yerel seçimlere katılacağını ve en iyi sonucu almak için tüm imkan ve kaynaklarını seferber edeceğini dile getiren Bahçeli, adaylığı kesinleşen adayların her geçen gün gayret ve mücadelelerini hızlandıracağını vurguladı.

    Henüz aday tespiti yapılmayan yerlerle ilgili çalışmaların kısa süre içinde sonuçlandırılacağına işaret eden Bahçeli, adayların titiz, hassas ve objektif kriterlerle belirlenip milletin bilgisine sunulacağını bildirdi.

    Bahçeli, ikincisi 2 Kasım'da Kayseri'de düzenlenecek "Belediye Başkan Aday Takdim Toplantısı"nda yeni adayların milletin huzuruna çıkarılacağını bildirdi.

    MHP'nin mahalli idareler seçimlerine çok önem atfetdiğine ve ayrı bir değer yüklediğine dikkati çeken Bahçeli, yerel seçimlerin Türkiye'nin kaderini etkileyeceğini, geleceğini belirleyeceğini, milli varlık ve birliğini şekillendireceğini öne sürdü.

    Türkiye'nin düzlüğe çıkabilmesi, ayak bağlarından kurtulabilmesi, sorunlarından sıyrılabilmesi için mahalli idareler seçimlerinin tarihi bir fırsat sunduğunu savunan Bahçeli, açıklamasında şunlara yer verdi:

    "Bu seçim, karanlıkla aydınlığın, kardeşlikle düşmanlığın, bölücülükle birlikte yaşamanın, Türk kimliğiyle etnik fesadın, milliyetçilikle yabancılaşmanın mücadelesine sahne olacaktır. Deyim yerindeyse, Türk milleti 'Tamam mı, devam mı' çerçevesinde bir seçim yapacak, varlığını ve bekasını oylayacaktır. AKP-BDP ve PKK arasında kurulan derin ve kopmaz ilişki ve irtibatın daha fazla tahribat ve kanamaya yol açmaması amacıyla aziz milletimiz demokratik tercih ve müdahalesini gerçekleştirecektir. Artık kaybedecek ne bir günümüz ne de israf edilecek bir değerimiz vardır."

    "Siyasi aktörler hareket etmek mecburiyetindedir"

    Bahçeli, Türkiye'de toplumsal bünyenin kutuplaşma dinamikleriyle yaralandığını belirterek, özellikle başörtüsü üzerinden sürdürülen polemiklerin milletin aklıyla, irfanıyla ve tercihleriyle oynadığını ifade etti.

    "AK Parti ile CHP arasındaki kayıkçı kavgasına, sonu gelmeyen kör dövüşüne başörtüsünün tekraren konu olmasının her şeyden önce utanç vesikası" olduğunu öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:

    "Kimin nasıl giyineceğine, inancı gereğince nasıl davranacağına siyasetin hüküm vermek için pozisyon alması toplumsal barış ve uzlaşma açısından talihsizlik, aynı zamanda da ilkel bir tutumdur. TBMM'ye başörtüsüyle gelmek isteyen kadın milletvekillerine peşin ve ön yargıyla tavır alınması, hele ki Meclis'in hukukuna sahip çıkılacağının iddia edilerek gerekçe oluşturulmaya çalışılması tam bir ahmaklık ve gerilim yanlısı politikacı acizliğidir. Başörtüsü meselesi mutabakat ve anlayışla, hoşgörü ve diyalogla çözülüp bitirilmesi
    gerekirken, iktidar ile ana muhalefet arasında düelloya neden olması, eskide kalan tartışmaların tekraren yüzeye çıkması kimseye bir şey kazandırmayacaktır.

    TBMM'de yeni bir kriz ortamının doğmaması, bildik kavga ve çatışma görüntülerinin verilmemesi konusunda tüm siyasi aktörler duyarlı ve sorumlu hareket etmek mecburiyetindedir. AKP'nin başörtüsünü malzeme yapan kurnazlığıyla, CHP'nin başörtüsüne soğuk bakan yanlışı yeni sorun ve anlaşmazlıklara fırsat vermemelidir.

    TBMM'yi milletimizin her değerini, her beklentisini ve her ihtiyacını karşılayacak ve cevaplayacak tarihi birikim ve özelliklere fazlasıyla sahiptir. Bu itibarla başörtüsüyle Meclis'e gelinmesini kayıp olarak görenlerle, zafer kabul edenlerin şu günkü hassas ortamda Türkiye'yi daha fazla yormamaları, gerginliklere mahkum etmemeleri lazımdır. Zaten yeterince sorunumuz vardır ve Türk milleti adeta dert ve sıkıntı merkezine dönüşmüştür."

    "Hükümet, değerlere tamamen yüzünü dönmüş durumdadır"

    Bahçeli, hayatın her alanının sancılı ve hasarlı olduğunu öne sürerek, milli ve manevi değerlerin en üst perdeden tahrip edildiğini savundu. Türklüğün AK Parti'nin siyasi ve psikolojik işkencesi altında olduğunu, eziyet ve baskı gördüğünü iddia eden Bahçeli, milletin AK Parti'nin bölücü operasyonu altında can çekiştiğini ileri sürdü.

    Bahçeli, "Terör örgütü PKK, AKP'yle zaman kazanmakta, güç takviyesi yapmakta, meşruiyet açığını kapatabilmek adına ihanet pazarlığının tüm fırsatlarını değerlendirmektedir. Türk milleti, çetin günler yaşamakta, aklın ve hayalin almayacağı yanlış kararların kurbanı olmaktadır. AKP'yle Türkiye, yıkımın son durağına gelmiştir. Hükümet, milli ve manevi değerlere tamamen yüzünü dönmüş durumdadır. Göstermelik adımlar, yarım yamalak icraatlar, istismara dayalı teklifler, inkarcı ve reddiyeci tavırlar zaman kaybına neden olmanın yanında, milletimizi oyalamanın ve aldatmanın bir aracı olarak da vicdansızca kullanılmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

    Dış politikanın tamamen Türkiye aleyhine sonuçlar verdiğini öne süren Bahçeli, iktidarın Türkiye'nin itibarıyla oynadığını savundu. "AKP zihniyeti, Suriye politikasını terör gruplarına endekslemiş, Irak politikasını peşmergeye çivilemiş, Ortadoğu ve Kuzey Afrika politikasını BOP'un kanlı hesaplarına bağlamıştır. ABD'nin buyurgan üslubunu, bağımsızlığımızı rencide edici tehditlerini kuzu sessizliğiyle izleyen, AB'nin azar ve ikazlarını yaka silkmek ve tepki göstermek yerine sineye çeken hükümet, maalesef tam bir kuklaya çevrilmiştir" görüşünü dile getiren Bahçeli, AK Parti hükümetinin küresel
    güçlerin gözetim, denetim ve kontrolüne girdiğini iddia etti.

    "Başbakan'ın amacı, Türk milletini rafa kaldırmak"

    Hukuken suç olan, manen ve ahlaken kabul edilemeyecek her şeyin demokrasi kutusuna koyulduğunu ve "Millet istiyor" propagandasıyla hayata geçirildiğini öne süren Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:

    "Bölücülüğe alan açmak, bölücülerin elinden tutmak, kabaran iştahlarını gidermek ve taleplerini bir bir karşılamak AKP'nin siyasi tutum ve tercihi olarak belirginlik kazanmıştır. Türkiye'nin karşısındaki tüm mihraklar AKP'yle güç toplamış, cüret ve cesaret elde etmiştir. Türk milletinin muhatap olduğu tehdit ve tehlikelerin hız ve derecesi artmış, taşınamayacak bir seviyeye gelmiştir. PKK'lılara ödüller vermek, hava limanlarına isimlerini layık görmek, sözde şehitlik açmalarına müsamaha göstermek ve fiilen iktidar ortağı olmalarına göz yummak şöyle dursun, yön veren bir konuma sapmak AKP'nin hanesine yazılan rezillikler olarak belirmiştir.

    Başbakan Erdoğan'ın tarafı ve ne yapmak istediği iyice gün ışığına çıkmıştır. BOP'un kilit oyuncusu ve pasörü olan Başbakan'ın amacı, Türk milletini rafa kaldırmak, Türklüğün dayandığı anlam ve zemini imha etmektir. Başbakan Erdoğan'ın millet tanımı sorunlu olmakla kalmayıp; yüzlerce yıllık emek ve kültürel mirasa vefasızlıktan, saldırmaktan ve yok etmekten başka bir manaya gelmemektedir. Sevr'in güncellenmesi, yeniden gündeme getirilmesi bu şahıs tarafından yavaş yavaş sağlanmaktadır. Görüldüğü kadarıyla bugünkü iktidar kadroları ihanet çarkına zihnini ve varlığını tümüyle kaptırmıştır."

    "İmralı canisini serbest bırakmanın şartlarını olgunlaştıran, Anayasadan Türk kimliğini çıkarmanın veya yapay kimlikler inşa ederek Türk milletine mezar kazmanın sınırında olan AKP'ye en büyük ders yine bu büyük millet tarafından verilecektir" ifadelerini kullanan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Türk milletinden geçer notu alamayacağını, iktidardan uzaklaştırılarak yaptıklarının bedelini ödeyeceğini öne sürdü.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow