Sakarya iftar ve imsakiyesi 21 Mayıs Pazartesi akşamı Ramazan ayının 6. günü oruç açacak kişiler tarafından araştırılmaya başlandı. Yaklaşık 1 milyon nüfusu bulunan ilde geçtiğimiz yıl olduğu gibi bazı ilçelerde iftar çadırlarının kurulması bekleniyor. İşte “Sakarya iftar saatleri” ve imsak vakti…

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Diyanet İşleri 2018 Sakarya imsakiyesi bilgilerini oruç tutacak bölgedeki vatandaşların bilgisine sundu. Yeni yılın ilk orucunun açıldığı 16 Mayıs 2018 Çarşamba akşamı iftar sofraları hazırlanmıştı. İşte Sakarya imsak vakitleri ve bu yıla ait sahur saatleri…

22 MAYIS SAKARYA İMSAK VAKTİ 03:39

Oruca başlama süresi olarak da bilinen imsak vakti sabaha karşı, güneşin doğmasına yakın bir vakti işaret eder. Güneşin doğmak üzere olduğu esnada ufukta ağıran tanın hafifçe aydınlanmasıyla bu vakit başlamış olur. Ramazan ayında oruç tutacak olan kişiler bu bölgenin aydınlanmasıyla oruca başlamış olurlar. Teknolojinin bulunmadığı eski dönemlerde kişiler bu çizgiye bakarak oruca başlayacakları süreyi belirlerdi.

21 MAYIS SAKARYA İFTAR VAKTİ: 20:21

Orucun tamamlandığı sürenin belirlendiği iftar vakti dini görevini yerine getiren kişinin ne zaman yeniden yemek yemeye başlayacağını gösterir. İmsak vakti ile başlanan oruç sahur vakti ile sona eder ve bir günlük oruç tamamlanmış olur.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

2018 SAKARYA İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYINIZ...

DİYANET: İSRAF PRESTİJE DÖNÜŞÜYOR!

Diyanet’ten bu yılki Ramazan ayı ile ilgili yapılan paylaşım şöyle; Kur’an’ın dünya ve ahiret dengesi adına beyan ettiği fermanlara baktığımızda, cimriliği eleştirmekle birlikte saçıp savurmayı da şiddetle yasaklayan makul bir mizanın varlığı açıkça görülmektedir. Bu ölçü ihlal edildiğinde hayatın dengesi bozulmakta ve insan her şeyden öte kendisine ve geleceğine kötülük yapmış olmaktadır. Bahse konu makul ölçüyü bozan ve israfı tetikleyen önemli faktörlerden biri de dünyevileşmedir. Ne yazık ki, tüketimin kendini ifade biçimi olarak görüldüğü, özenti ve gösterişe dayalı hayatların öne çıktığı, ihtiyaç ve iktisat ölçüsünün kaybolduğu zamanlarda israf bir yaşam tarzına hatta ideolojiye dönüşebilmektedir. İnsanların ürettikleriyle değil tükettikleriyle öne çıktığı bir dünyada kanaat, şükür, paylaşma gibi güzel hasletler anlamını kaybetmekte; yaşanan travmalar, büyük ölçekte küresel krizlere sebep olmaktadır. İnsanın, ne olduğunun değil; neye sahip olduğunun daha çok önemsendiği bir ortamda ihtiyaç sınırı bozulmakta, tüketim ve israf adeta bir prestije dönüşmektedir. Hal böyleyken insani ilişkilerin yerini, çıkar ve beklentiye dayalı ilişkiler almakta; dostluk, diğerkâmlık gibi değerler, tüketimin hoyratlığına heba edilmektedir. Nimetlerin kıymetini idrak etmekten uzak bir yaklaşım, insanı tüketmeye ve son tahlilde de ne yazık ki tükenmeye mahkûm etmektedir.