Toksin, canlıların yaşamsal metabolik faaliyetlerinin ardından oluşabilen ya da besin ve diğer etkenler ile vücudumuza giren zehir olarak tanımlanabilir. Toksinler dışarıdan beslenme, solunum ya da fiziksel temas ile vücudumuza girebilir. Toksinler metabolik reaksiyonlar, bağırsak mikropları ve duygusal durumların sonucunda vücudumuzda oluşabilmektedir. Toksinler ekzotoksinler ve endotoksinler olmak üzere ikiye ayrılır.

Bitki çaylarının aşırı tüketilmesi karaciğeri ve böbreği yorma gibi etkilerle sağlığımıza ciddi zararlar verebiliyor. Severek tükettiğimiz ve C vitamini kaynağı olan, hastalıkları ilaçsız bir şekilde atlatmayı sağlayan bitkileri tüketirken dikkat etmemiz gerekiyor. İşte bitki çaylarını tüketirken dikkat edilmesi gerekenler...

Toksin, canlıların yaşamsal metabolik faaliyetlerinin ardından oluşabilen ya da besin ve diğer etkenler ile vücudumuza giren zehir olarak tanımlanabilir. Toksinler dışarıdan beslenme, solunum ya da fiziksel temas ile vücudumuza girebilir. Toksinler metabolik reaksiyonlar, bağırsak mikropları ve duygusal durumların sonucunda vücudumuzda oluşabilmektedir. Toksinler ekzotoksinler ve endotoksinler olmak üzere ikiye ayrılır.

Yalova Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca, olumsuz şartlar nedeniyle küflenen kuruyemiş ve baklagillerde oluşan aflatoksinin karaciğer, böbrek ve beyinde hasarlar bıraktığını söyledi.

Bitki çaylarının aşırı tüketilmesi karaciğeri ve böbreği yorma gibi etkilerle sağlığımıza ciddi zararlar verebiliyor. Severek tükettiğimiz ve C vitamini kaynağı olan, hastalıkları ilaçsız bir şekilde atlatmayı sağlayan bitkileri tüketirken dikkat etmemiz gerekiyor. İşte bitki çaylarını tüketirken dikkat edilmesi gerekenler...

Bitki çaylarının aşırı tüketilmesi karaciğeri ve böbreği yorma gibi etkilerle sağlığımıza ciddi zararlar verebiliyor. Severek tükettiğimiz ve C vitamini kaynağı olan, hastalıkları ilaçsız bir şekilde atlatmayı sağlayan bitkileri tüketirken dikkat etmemiz gerekiyor. İşte bitki çaylarını tüketirken dikkat edilmesi gerekenler...

Baharat, kuruyemiş hatta süt ürünlerinde dahi görülebilen ‘aflatoksin’ maddesi kansere davetiye çıkarıyor. Uygun koşullarda saklanmayan yiyeceklerin içinde küf görüldüğünü ve küflerin oluşturduğu toksik bir madde olan aflatoksinin zehir saçtığını söyleyen uzmanlar önemli açıklamalarda bulundu.

Gıda maddelerinde belirli koşullar altında 'mikotoksin' olarak bilinen metabolik ürünler ve mantar toksinlerinin oluştuğunu belirten Diyetisyen Özden Örkcü, bunların hem insanlar hem de hayvanlar için zehirli olabileceği uyarısında bulundu. Küflü yiyeceklerin hemen atılması gerektiğini belirten Özden Örkcü, mikotoksinlerin hastalığa neden olabileceğinden besi hayvanları ya da diğer hayvanlara küflü yiyeceklerin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Baharat, kuruyemiş hatta süt ürünlerinde dahi görülebilen ‘aflatoksin’ maddesi kansere davetiye çıkarıyor. Uygun koşullarda saklanmayan yiyeceklerin içinde küf görüldüğünü ve küflerin oluşturduğu toksik bir madde olan aflatoksinin zehir saçtığını söyleyen uzmanlar önemli açıklamalarda bulundu.

Baharat, kuru yemiş hatta süt ürünlerinde dahi görülebilen aflatoksin maddesinin kansere davetiye çıkardığını belirten Gıda Mühendisi Murat Doğan, bu maddenin görüldüğü sütlerin işlendiğinde zehir miktarının 15 kat arttığını kaydetti.

Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, sağlık için kaliteli bitki çayları tüketmenin önemine vurgu yaparak, bitki çaylarının sağlığa faydalarını ve hangi koşullarda çayın zararlı olabileceğini anlattı. Uyku problemi yaşayanlar için melisa çayı ve ıhlamuru tavsiye eden Sezik, yeşil çay hakkında da önemli bilgiler verdi.

Günümüzde zaman zaman zararları ile konuşulan küflü peynir aslında uygun koşul ve şartlar altında tüketildiğinde pek çok hastalığa şifa olan bir gıda olarak biliniyor. İçerisinde yer alan mineral ve vitaminler sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine önemli bir destek olan küflü peynirin yararları saymakla bitmiyor.

Kuru incir ihracatında 7 Ekim tarihi benimsendi

Ege İhracatçı Birlikleri'nde bilgilendirme semineri

Gaziantep’te biber fidesi ekimi yapılıyor

Son 20 yılda karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer kanseri gelişiminin 10 kat arttığını belirten Prof. Dr. Onur Yaprak, “Karaciğer kanserine yol açan nedenlerin başında hepatit B ve hepatit C enfeksiyonları, kronik alkol kullanımı, aflatoksin ve karaciğer yağlanması gelmektedir. Hepatit B enfeksiyonu olan kişilerde karaciğer kanseri görülme riski 10-100 kat, hepatit C enfeksiyonu olanlarda ise 17 kat daha yüksektir” dedi.

Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, badem, ceviz, kuru yemiş, kurutulmuş meyveler, pul biber gibi gıdaların nemli ve sıcak ortamlarda saklanmasıyla aflatoksin maddesinin ortaya çıktığını belirterek, "Aflatoksin, yüksek dozda tüketildiğinde ölüme yol açabilir" dedi.

Gaziantep'te 'çiğ süt kalitesinin arttırılması' çalıştayı düzenlendi

Kaliteli kuru incir için Egeli ihracatçılar seferber oldu

Türkiye'nin dondurulmuş meyve sebze ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 32 arttı

Yiyecekler ağızda bir miktar parçalanıp öğütüldükten sonra yemek borusu aracılığı ile midemize gelirler. Mide üç ayrı sıra güçlü kas lifi içeren ve iç yüzü mukoza ile kaplı olan bir organdır.

Prof. Dr. Okan Kuzhan​​​​​​​, kanserin, iç hastalıkları içinde iyileşme oranı en yüksek olan hastalıklar arasında olduğunu belirterek, "Tüm kanser olgularının üçte biri tamamen iyileşmektedir." dedi.

Karaciğer sorunları ile artan karaciğer kanseri vakalarına dikkat çeken Prof. Dr. Onur Yaprak, “Tüm dünyada 2020 yılında 900 bin olan karaciğer kanserli hasta sayısının 2040 yılında 1 milyon 400 bine yükseleceği öngörülüyor. Bunun en büyük sorumlusu toplumda artan diyabet, obezite, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzıdır” dedi.

Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım konu hakkında bilgiler verdi.