Evrenin açıklanamayan sırları: Hubble'ın elde ettiği veriler bilim insanlarını şaşırttı
NASA’nın evrenin nasıl genişlediği konusunda Hubble Uzay Teleskobu ile elde ettiği verilerdeki tutarsızlığın mevcut fizikle açıklanamayacağı belirtildi. Son 30 yılda, uzay gözlemevi bilim insanlarının bu hızlanma oranını keşfetmelerine ve iyileştirmelerine yardımcı olurken gizemli bir kırışıklığı da ortaya çıkardı. Bilim insanları ise evrenin sırlarını barındıran bu yeni keşifte 'tuhaf bir şey' olduğunu dile getirdi.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) evrenin gözlemlenmesi amacıyla 1990’da uzaya Hubble Uzay Teleskobu’nu fırlatmıştı. Hubble görev yaptığı 30 yıl boyunca evrendeki 42 ayrı noktayı belirleyip bu noktalardaki değişiklikleri hesaplayarak evrenin genişleme hızını ölçtü. Yakın tarihte bu görevini tamamlayan Hubble’dan elde edilen veriler, bilim insanlarını çok şaşırttı.
Çünkü evrenin mevcut genişleme hızı ile Büyük Patlama’dan hemen sonraki hızı arasında büyük fark vardı.
Haber devam ediyor
Haber devam ediyor
‘YEPYENİ KURALLAR'
Hubble’ın ölçümleri, evrenin genişleme hızının megaparsek (3.26 milyon ışık yılına eşit mesafe ölçü birimi) başına 73 kilometre olduğunu gösteriyor. Ancak derin evrende bu hız 67.5 kilometreye düşüyor. NASA bu farkın mevcut fizik kurallarıyla açıklanamadığını duyurdu.
Yapılan açıklamada “Hızlar arasındaki tutarsızlığın nedeni bir sır olarak kaldı. Hubble verileri, bizim bilmediğimiz yepyeni bir fizik kuralını içeren garip bir şeyin olduğu fikrini destekliyor” denildi.
KARANLIK ENERJİ
Büyük patlama teorisi ilk ortaya çıktığında evrenin genişlemesinin bir süre sonra yavaşlayacağını ve yerçekiminin etkisiyle evrenin tekrardan küçüleceğini öngörüyordu.
Fakat astronomlar 1998'de şok edici bir buluş yaptı: Evren yalnızca genişlemiyordu, aynı zamanda genişleme hızı da her geçen yıl artıyordu.
Bu buluşun ardından bilim insanları yerçekiminin etkisini tersine çeviren bir şey olduğunu düşünmeye başladı ve bu şeye karanlık enerji adını verdi.
Bugün evrenin büyük kısmının karanlık enerjiden oluştuğuna inanılıyor. Öyle ki gezegenlerin, yıldızların ve galaksilerin yapı taşı olan atomların evrenin yalnızca yüzde 5'ini oluşturduğu düşünülüyor.