Putin: Trump'la birbirimize isimlerimizle sesleniyoruz

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, her yıl sonunda gerçekleşen büyük basın toplantısında konuştu.

Haberin Devamı

Basın toplantısında Putin'e, Suriye'yle ilgili gelişmeler ve Başkan Donald Trump döneminde ABD ile olan ilişkilerden Rusya'daki sosyal ve ekonomik problemlere kadar bir dizi farklı soru yöneltildi.

İsrail'den sürpriz hamle

Putin: Suriye'deki krizin acısını en çok çeken Türkiye
Putin, Suriye'de 2011'den beri süren kriz hakkındaki bir soruya, "Bunun acısını en çok çeken Türkiye. Zira Türkiye, çok sayıda Suriyeli göçmeni kabul ediyor" yanıtını verdi.

Putin ayrıca, Rusya'nın göçmen sorununun çözülmesine yardım etmek istediğini söyleyerek, Suriye'deki krizi Şam'ın yalnız başına çözemeyeceğini, bunun uluslararası toplumun ortak çabasını gerektirdiğini belirtti.

Kuzey Kore krizi

Kuzey Kore ile yaşanan krize de değinen Putin, Kuzey Kore'nin nükleer statüsünü tanımadıklarını söyledi. Rus lider, "Bu ülkedeki gelişmelerin yıkıcı olduğuna inanıyoruz. Kuzey Kore füze krizindeki tüm taraflar tansiyonu düşürmeli. Rusya, siyasi duruma bakılmaksızın tüm ülkelerle yapıcı olarak çalışmak için çaba gösteriyor. ABD ve Kuzey Kore de gerilimi tırmandırmaya son vermeli. ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Kuzey Kore'nin amaçlarını bilmiyor. Bu ülkeden fırlatılacak bir füze feci sonuçlara yol açabilir" dedi.

Haberin Devamı

Putin, ABD'nin bir yandan Rusya, Kuzey Kore ve İran'ı aynı gruba alıp birer tehdit olarak sınıflandırmasını, bir yandan da Moskova'dan Tahran ve Pyongyang'la ilgili sorunları çözmesini istemesini eleştirdi.

Putin, Washington'a hitaben, "Bu normal bir şey mi? Aklınız sahiden yerinde mi?" diye sordu.

Putin, ayrıca ABD Başkanı Donald Trump ile ilişkisinden söz etti. Rus lider, 'Trump'la birbirimize isimlerimizle sesleniyoruz.' ifadelerinde bulundu. Putin, "Trump'ın çalışmalarını değerlendirecek kişi ben değilim ancak ciddi başarılar elde ettiğini görüyoruz. ABD'de Trump'ın çalışmalarını gayrimeşru göstermeye çalışıyorlar. Bunun kendi ülkelerine zarar verdiğini anlamıyorlar. Seçilmiş devlet başkanının imkanlarına zarar veriyorlar. Ne yapmamız gerekiyor? Tüm temasları keselim mi? Bu, dünya genelindeki bir uygulama. Temsilciler, adaylarla ve ekiplerle buluşuyor, kalkınma perspektiflerini istişare ediyor. Burada sıradışı olan nedir? Neden buna casusluk gözüyle bakılıyor?"